7 . BÖLÜM

49 3 0
                                    

     "Emin hadi kalk. Emin , kalksana " diyordu bir ses. Gözlerimi açınca karşımda Sinem'i gördüm . Çok bitkin görünüyordu . "Sana ne oldu? "dedim. "Gel görürsün. " dedi. Hemen kalktım . Sinem çok endişeli görünüyordu .

     Dışarı çıkınca gözlerim hafif kamaştı . Ama gözlerim kendine gelince gördüğüm manzara berbattı . Yeşil alanın   ortasındaki çeşme yerle bir olmuştu . Evin kapısı yıkılmıştı . Kampın çıkışında ki teller ezilmişti . Evin arkasına birkaç uzun çam ağacı yıkılmıştı . "Ne oldu burada ?" dedim . "Nöbetçilerden birisi ölmüş . Birisi ise yarı baygın . Adam sürekli " Taş Canavarı " diyor. Sanki kampı bir dinozor basmış gibi ."dedi. Ama bu bir dinozor değildi . "Bence bu bir dinozor değil . Bunu yapan , müdür . "dedim . Evet , bunu yapan müdür olmalıydı . Kimyasalı üreten adamın dedikleri aklıma geldi. "Yok edeceksin " diyordu . "Hatırlasana kimyasalı üretenin , müdüre dediklerini . " dedim . Sinem ne demek istediğimi anlamıştı . "Sence şuan nerede ? "dedim . "Şehre varmak üzeredir. Tabi şehre gidiyorsa.

     Bütün kampçılar bir oraya , bir buraya gidiyordu . Grup başkanımız Cenk'in yanına gittik . "Şimdi ne yapacağız ?"dedi Sinem. "Bilmiyorum , en doğrusu evinize geri dönmeniz . "dedi . "Peki önlemek için ne yapılacak ?"dedim . "Bilmiyorum ama , kamp doktoru "Onu dünküler kurtarabilir ." diyor . Tabi dünküler kim bilmiyoruz .

     Sinem'i bir kenara çekip "O kişiler biziz . Bunu biliyorsun ."dedim . "Evet ama şimdi onlara söylememeliyiz. Hem askeri kuvvetler onu durdurabilir. "dedi . "Umarım " dedim .

     Sonra başkanlar "Çocuklar eşyalarınızı alın , evlere dönüyorsunuz . "dediler. Biz de gidip eşyalarımızı aldık . Sonra otobüse bindik  . Otobüste kimse konuşmuyordu . Acaba nöbetçi neden "Taş Canavar " demişti ? Belki de taş gibi bir bakış atmıştı . Yada ona taş fırlatmıştı . Hiçbir fikrim yoktu .  

     Şehre yaklaştığımızda birkaç F16 uçağı tepemizden geçti . Sonra şehre geldik . Sokaklar bom boştu . Birkaç sokakta yatan insanlar ve devrilmiş olan ağaçlar hariç . Beni en çok şaşırtansa yerin altından yukarı üç metre fışkırmış olan volkanik kayalardı . Bunlar nasıl gelmişti bunu anlayamamıştım . Otobüsten indiğimizde , bizi ailelerimiz yerine askeri araçlar karşıladı . Ne olduğunu anlamamıştım . Bir asker yanımıza gelip "Çocuklar sakin olun ve beni dinleyin . Şuan tüm şehri İstanbul'a tahliye ediyoruz. Aileleriniz şuan yolda . Gelin şimdi arabalara bini . "dedi. Birkaç çocuk ağlamaya başladı . Ama sonunda arabalara bindik . "Sinem müdür  tam bir canavara dönüşmüş olmalı . Volkanik kayaları gördün mü ? " dedim . Başını salladı . Çok şaşkın duruyordu . Şehirden çıktık . Yolda yıkılmış araçlar gördüm anlaşılan durum çok kötüydü .

                                                 ***

    İstanbul'a varmıştık. doğruca İstanbul'un içine girdik . Beş dakika sonra bir askeri üsse vardık . Etrafta askerler ve insanlar vardı . Hepsine battaniye dağıtılıyordu . Bizde birer tane aldık . Sonra tenha bir yere gittik. Biraz dinlenmemiz gerekiyordu . "Emin. Sana bir şey söyleyeceğim . " dedi Sinem . "Nedir?"  dedim. "Yolda gelirken iki askerin konuşmalarını dinledim . Müdüre , birkaç savaş helikopteri ateş açmış . Ama sadece müdür dengesini kaybedip yere düşmüş . Sonra onlara kaya fırlatmış . Ama yerden alıp değil ." dedi. O zaman nerden alıp da fırlatmıştı . "Peki nasıl fırlatmış . "dedim . "Kendi ellerinde oluşturup atıyormuş . Kısmen taş üretip fırlata biliyor. "dedi .Ama bu çok saçmaydı . Böyle şeyler sadece filmlerde olurdu ."Tamam anladık , mavi sıvıdan oda kullanmışta , hani biz kaya maya fırlatmıyoruz ki etrafa . "dedim ."Dur , bağırma .Birisi duyacak şimdi ."dedi. Olayları aklımda toparlamaya çalışıyordum.

     Sonra aklıma içimdeki gücü getirdim . İçimde sıvının dolaştığını hissediyordum . Sonra ateşim çıkmaya başladı . Neden bilmiyorum ama aklıma gelince ateşim çıkıyordu . Sonra Sinem'in bana şaşkın halde baktığını fark ettim . "Ne oldu . "dedim ."Emin. Yanıyorsun . Elin yanıyor dedi . " elime bakınca bir anda irkildim . Doğru elim yanıyordu . Hemen elimi yere vurarak söndürdüm . Sonra elime tekrar baktım . Ellerimde yanık izleri yoktu ve acı hissetmiyordum . "Elin acıyor mu ?" dedi . "Hayır hem de hiç . "Nasıl oldu ?" dedi . "Sadece aklıma mavi sıvıyı getirdim . Sonra ateşim çıktı ve ardından yandım ."dedim . Nasıl oldu bende anlayamıyordum . "Hey ateşini çıkarmayı düşün. İçinde gücü hissetmeyi çalış ." dedi . Gözlerimi kapadım , aklıma gücü getirdim. PUFF ! Gözlerimi açtığımda daha güçlü hissediyordum . Sinem'e bakınca benden iki üç adım geri uzaklaştı . Sonra ellerime ve üstüme baktım .  Gördüğüm tek şey alevdi .Evet , cayır cayır yanıyordum . Ama acı yoktu . Sonra ateşimi kontrol etmeye çalıştım . Ateşimin düştüğünü hissettim . Gözlerimi açtığımda tütsülenmiş çimenleri görüyordum . Sinem bana hayran hayran bakıyordu . "Emin , bu harika , ateşi kontrol ettin ." dedi .Evet bu harikaydı . "Evet . Kendimi çok güçlü hissettim . "dedim .

     Sonra oturduk . Sinem'e de yapmasını söyledim ama korkuyordu . Yani kontrol edememekten korkuyordu . Ama en sonunda onu ikna ettim .

     İlk başta ateşini yükseltmeye çalıştı ama olmadı . Kalbi kırılmış duruyordu . Birde ateşini düşürmesini söyledim . İlk başta ten rengi beyazlaştı . Ardından saçlarının ucu beyazlaştı . Sonra ben üşümeye başladım. Üstünden buharlar akıyordu . Derin dondurucu gibiydi. "Kendini kaç derece hissediyorsun " dedim . "En az -100 derece " dedi . Bu harikaydı . Bunları kontrol etmeye çalıştık ama çok yorulmuştuk. Biraz dinlenmemiz gerekiyordu . Birkaç dakika sonra battaniyelerimizin altına girdik ve uyumaya başladık .

                                                  ***


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Kartallar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin