5 . BÖLÜM

28 3 0
                                    

     Akşam yemeği için borazan çaldı ve Sinem ile birlikte yemekhaneye gittik . Tabağıma iki tavuk budu salata ekmek ve pilav aldım . Bir masaya oturduk . "Emin , aklımda ki planı açıklayayım mı ?" dedi . Çok merak ediyordum ."Evet . Bayağı merak ettim zaten . Nedir planın ?" dedim. "Bak, senin kazanma törenin bittikten sonra aradan sıvışacağız .Evin zemin katında bir oda var . Odada yaptığımız etkinlikler için kıyafetler , maskeler , eski tarz kılıçlar falan var . Oradan bir canavar maskesi ve ona uygun giysi alacağız . O anda da korku hikayeleri anlatılıyor olacak , tabii bizde küçükleri korkutacağız ."dedi ve pis pis sırıttı . Bu çok eğleneceğimiz anlamına geliyordu ."Anlaşılan çok eğleneceğiz ."dedim ve yumruklarımızı vurduk . Yemeğimizi bitirdikten sonra dışarı çıktık ve yeşil alana gidip biraz oturduk .                                                                                                                                          Gelecekte kendimizi nerede görmek istediğimizi anlattık . Sinem Şehir planlayıcısı olmak istiyormuş . Kendine küçük bir şehir inşa etmek istediğini söyledi . Bense her zaman asker olmayı istemiştim . "Belki ileride sen bir şehir kurarsın ve bende o şehri savunurum . Ne dersin ?"dedim . "En iyi askerim olacağına hiç şüphem yok . " dedi . Gözlerime baktığında bana güven veriyordu .

     Biraz daha oturduktan sonra akşam töreni için nehrin en uç noktasında , yani parkurun olduğu yerde bir ateş yakılmıştı . Bütün kampçılar ve kamp başkanlar ateş etrafında toplanmıştı . Daha bizi görecekleri mesafede değilken Sinem beni durdurdu . "Emin , sen çok iyi bir arkadaş ve kampçısın ." dedi ve ben daha konuşamadan , çok şaşırdığım bir şey yaptı . Beni yanağımdan öptü ve kulağıma "İyi şanslar "dedi ve ateşe doğru koştu .

     Afallamıştım . Ne yapacağımı , ne diyeceğimi bilemiyordum . İleriden bağırışlar duydum "Emin ! Emin ! Emin ! " diyorlardı . Daha fazla bekletmek istemedim . Kendimi toparladım ve yürümeye başladım . Herkes üzerime koşup beni omuzlarına aldılar . Bu bir günde ikinci kez oluyordu . Beni ateşe götürdüler . Ateşin oraya geldiğimizde başkanlar "Tamam gençler bu kadar yeter . şampiyonu bu kadar yormayalım ." dedi . Bana "Şampiyon " olarak hitap etmeleri  çok hoşuma gitmişti. Sonra herkes ciddileşti . Başkanlardan Cenk "Sayın Emin . Bugün yapılan yarışta birinci oldun . Buda sana istediğin gruba geçmene hak sağlıyor . İlk başta nedenini ve grubunu bize söyle . Bu arada seni ve diğer yeni çaylakları kutlarım . Aramıza hoş geldiniz gençler ." dedi. Gülmemek için zor tutuyordum . Böyle ciddi ortamlarda gülesim geliyordu . Sonra konuşmaya başladım " Öncelikle sizlere teşekkür ederim  . Sebebim o grubun bana daha sempatik gelmesi . Nedenini tam olarak bilmiyorum ama bir de o grupta beni çeken bir şey var ."dedim . Bunları söylerken Sinem ' in gözlerinin içine bakıyordum  . Utançtan kızarmıştı . Ama hala yüzünde o tatlı tebessümü vardı . Sonra gözlerimi Cenk'e çevirdim . Bana göz kırptı . "Ama asıl nedeniysem , bir kartal sürüsüne katılmak istemem. Ben kartallara katılıyorum !"dedim . Bütün kartallar , yani Sinem' in grubu bağırıp çağrışmaya başladı"Kartallar . Kartallar . Kartallar ... " .

     En sonunda ortalık sakinleşti . Önde küçük çocuklar , arkalarındaysa büyükler dizildi . Bir grup başkanı efsaneler anlatıyordu ki , Sinem bana büyük evi göz ucuyla gösterdi . Sonra aklıma plan geldi .  Hemen aradan sıvışıp gizlice eve doğru gittim . Kampcıların beni göremeyeceği uzaklığa varıncaya kadar gittim  .Birkaç saniye sonra Sinem ' de geldi . "Emin hadi eve kadar yarışalım . " dedi ve koşmaya başladı . Hemen arkasından gittim . Doğal olarak ona yetiştim . Yanına vardığımda "Arada bir şampiyon olsam . Güzel oluyor demi ? "dedim . Bu beni öptüğü içindi ."Her şampiyonluğun da bir ödül ." dedi . Gülerek ."Tamam yavaşla . Eve vardık . "dedi . Yavaşladık . Evin ana yerine girdik . Ardından merdivenlerden alt kata indik . Bir oda vardı . Sinem yavaşça kapıyı açtı . kapının gıcırtısı beni bile ürküttü . İçeride bir sürü maskeler ve kıyafetler vardı . "Git ve en korkunç maskeyi al  .Birde ona uygun kıyafet . " . sonra ayrıldık . Etraf çok ürkütücüydü . Bulduğum en korkunç maske bir ağzı parçalanmış ve gırtlağı hafif dışarı çıkmış bir zombi buldum . Kafasının yarısının derisi soyulmuştu ve kafatası görünüyordu . Onu aldım . Birde ona uygun zombi kıyafetleri vardı . Yırtık pırtık bir gömleği üstüme geçirdim . Benim işim bitmişti .

     Kapıya doğru gittim . Sinem'i gördüm . Yani oydu galiba . Beni görünce irkildi . "Oha . Çok korkunç olmuşsun "dedi . O ise tamamen uzaylı kıyafetleri giyinmişti . "Sende çok ürkütücü olmuşsun ." dedim  .Sonra yavaşça odadan çıktık  . Kapıyı kapattık ve dikkatle evden dışarı çıktık . Ateşe doğru yaklaştık . Kampçıları görüyorduk . Beş dakika sonra teker teker dağılmaya başladılar . Öndeki küçük çocuklardan altı kişi grup halinde ayrıldılar . Ateşten iyice ayrıldıklarında yanlarına yaklaştık .Kampın tenha bir tarafındaydık . Arkalarına gidip "Çocuklar bir baksanıza ." dedim . Hafif irkildiler . Arkalarını dönünce Sinem de ben de hafif homurdanır şekil de çığlık attık . Sonra çocuklar bizden baş kat fazla çığlık attılar . Sonra etrafa kaçışmaya başladılar . Birkaç grup başkanını bağırarak geldiğini duydum . Sonra ben ve Sinem de hızla oradan ayrıldık . Büyük evin arkasına koştuk . Hemen üstümüzde ki kıyafetleri çıkardık ve çöplerin içine bastık . Sonra ne olduğunu bilmiyormuş gibi Başkanların yanına geldik . Kimse bizim yaptığımızı anlayamamıştı . Çocuklar gördüklerinden bahsediyorlardı . Sonra ortalık biraz sakinleşince Cenk "Eşyalarını toplasan iyi olur . Bugün grupta ilk günün . "dedi . Ben de Sinem'den ayrılıp odama çıktım . İlk kaldığım misafir odasına girdim . Valizimi ve sırt çantamı alıp odamdan dışarı çıktım. Merdivenlerden aşağı iniyordum ki kampın müdürü ile bir adamın konuştuğumu duydum . Hemen duvarın arkasına geçtim . İlk defa gördüğüm adam "Bakın , kimyasalı tamamladım efendim ama sizin DNA'larınızla uyuşmuyor . Yani bunu size enjekte edecek olursak durum çok tehlikeli olabilir. "dedi. tam anlamamıştım . Kimyasal dedikleri şey neydi , Ne işe yarıyordu ? Sonra müdür hafif hüzünlü "Diyelim ki bana enjekte ettiniz . Ne olur ?"dedi . "Büyük ihtimalle önce aklınızı yitirirsiniz . Ardından bedeniniz evrim geçiri . Boyut ve kas gücü olarak büyümeniz beş katına çıkar. Ama en kötüsü bu güçlerinizi sadece yok etmek için kullanırsınız. Tabi bunlar bilinçsizce olur . " dedi . Ne karıştırdıklarını anlamış gibiydim . Daha önce okuduğum çizgi romanlar da böyleydi . Bilim insanı bir ilaç icat eder . Onu birisi alır ve özel güçleri olabilir ama o kişi kötü bir şeye dönüşür . Ama iyi birisi kendine o ilaçtan enjekte eder ve dünyayı kurtarır . Yoksa bu kötüyü kurtaran ben olabilir miydim ? Sonra müdür devam etti "Ben kendimi zapt edebilirim . Yarın bana bunu enjekte edeceksin tamam mı ? Dikkat edin . O birinin eline geçerse beni durdurmaya çalışır .Ya da bana katılır . "dedi ve ayrıldı . Diğer adam da gitti .

     Hızlıca evden dışarı çıktım . Sinem'in yanına gitmeliydim . Sanırım yönetim odasının sırrını anlamıştım . Peki o güç ne tür bir güçtü ? Hemen grubuma gittim için yola koyuldum . Anlaşılan daha çok işim vardı .


Son Kartallar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin