SOKAKTAKİ GÖLGE

Sokaktaki Gölge - 4

🎵 Sufle ft. Teoman - Nasıl Güzel🎵

(Gölge ile Asya'nın söyledikleri şarkı medyada isterseniz o kısımları okurken dinleyebilirsiniz.)

Keyifli Okumalar...

Kendimi otobüse atar atmaz az önce olanlara inanamıyordum. Ellerim titriyor, kalbimin aniden hızlı çarpmaya başlamasına engel olamıyordum. Gölge'nin yanındayken sadece şarkı söylediğimde rahat olabiliyordum ve şimdi onunla birkaç saat oturup sohbet edecektim. Bunu nasıl becerecektim bilmiyorum ama bir şekilde yapmam gerekiyordu. Bir kere evet demiştim ve geri dönüşüm yoktu.

Otobüs evime yakın durağa geldiğinde kendimi hemen dışarı atmış, adımlarımı evime doğru çevirmiştim. Hızlı adımlarla yürürken birdenbire takip edildiğim hissine kapılmıştım. Başımı arkaya çevirdiğimde Gölge'ye benzer bir adamın sokağın başında ve telefonla konuştuğunu görmüştüm. Fazla umursamadan yol boyunca biraz daha ilerleyip önüme çıkan ilk markete girip biraz gezindikten sonra kendime bir tane çikolata alıp marketten çıkmıştım. Normalde geçen süreyi de göz önüne aldığımda sokağın başında olan adamın bulunduğum marketi biraz geçmiş olması gerekiyordu fakat sağa sola bakındığımda etrafta kimseler yoktu. Hayal gördüğümü düşünüp biraz daha hızlandırdım adımlarımı.

Nihayet evimin kapısının önünde durduğumda çantamın içinin karışıklığından anahtarımı bulmakta zorlanıyordum. Anahtarı bulup elime alır almaz düşürmem bir oldu. Düşürdüğüm anahtarı yerden alıp kapıyı açtım. Ardından anahtarı dolabın üstüne fırlatıp çantamı salondaki koltuğun kenarına koydum. Daha sonra koşar adımlarla merdivenden çıkıp odama geçtim. Üstümü çıkardım ve çıkardığım kıyafetleri yerden bile kaldırmadan üstüme pijamalarımı geçirip yatağıma uzandım. Titreyen bedenime yatağımın soğukluğunun eşlik etmesiyle bedenim daha da çok titremişti.

Odanın sessizliğinde odada yankılanan saatin tik takları kalbimin çarpıntılarıyla yarışıyordu adeta.

Yatağımda uzanırken yarını düşlemeye başladım. Yarın Gölge ile zaman geçirecek olmam beni korkutmuyor değildi. Acaba onunla ne konuşacaktım? Gölge ona nasıl davranacaktı? Ya da ben ona nasıl davranacaktım? Onunla ne konuşmalıydım, ne demeliydim? Şimdiden aklımda onlarca soru vardı ve ben hiçbir şey bilmiyordum. Düşündükçe bu bilinmezlik denizinde boğulup kalacağımı da biliyordum. Bütün bunları düşünmek beni delirtiyordu. Bu yüzden yarını düşünmemeye çalıştım.

Ne kadar zaman geçtiğini kestiremesem biraz da olsa uyumuştum. Annemin alt kattan bana seslenmesiyle onların işten eve geldiklerini ve hatta yemeğin hazır olduğunu anlamış, yataktan çıkmıştım. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkayıp alt kata indim. Gördüğüm manzara ile bir kez daha anneme hayran kalmıştım. O, işten gelmeden ben de bir şeyler hazırlardım fakat bugün biraz tembelliğim tuttu buna rağmen o yine döktürmüştü. "Oo sultanım yine döktürmüşüz, ellerine sağlık," yanağına sulu bir öpücük kondurdum. "Ayy deli kız ya," deyip elinin tersiyle yanağını sildikten sonra göz kırptı. Babamın da gelmesiyle akşam yemeğini yemeye başladık.

Bir yandan çorbasını içerken "Nasıl gidiyor okulun Asya'm? dedi babam. "İyi gidiyor, bir sıkıntı yok babacığım," diyerek yanıtladım onu. Yemek sırasında ailecek sohbetler edip gülüştük. Ailem, her zaman bana iyi gelen tek ve en güzel şey.

Yine babamın esprileriyle geçen klasik bir akşam yemeğinin ardından odama geçtim. Masamın yanındaki çekmecede duran ilaçlarımı alıp içtim. İçtiğim ilaçların uyku yapacağını bildiğimden kendimi yatağıma attım. Yatağımda uzanırken yine Gölge'yi düşünmeye başlamıştım. Kendime engel olamıyordum.