“Dünkü çocuk kimdi?”
“Bardaki sarışın çocuk.”
“Anlamadım?”
“Pizza sipariş etmiştim ve getiren çocuk…ah görmedin mi, lütfen?”
Kafamı alaycı bir ifadeyle salladım. Daha sonra ise büyük bir aptallık yaptım.
“Bara gidelim mi?”
“Saat sabahın onu.”
“Olsun.”
-
Bara girdiğimiz an Skylar kolumu çekiştirdi.
“Bu.. o çocuk.. şey işte şu yelloz.”
“A, şey..eminim hatırlamıyordur.”
“Ah tabiî ki hatırlı- bir saniye. BİLİYORDUN!”
“Ah belki…”
Yelloz daha kapıdayken bizi gördü. Görünce dünkü gibi gülmesini falan bekliyordum, o ise tepkisizce müşterisiyle ilgilendi. Buraya gelmemeliydim. Şimdi çıkıp gitsem bozulduğumu anlardı, otursam bir sürtük gibi davranacaktım. Barmen tezgahına yaklaştım.
“Mesain bitmiyor mu senin?”
“Hayır.”
Konuşmak istemediği her halinden belliydi. Skylar durumu anlamış olmalı ki başka aptalca bir laf etmeden önce siparişimizi verdi. Yeşil gözleri, bugün hayli yorgun görünüyordu, kızarmıştı. Yinede aynı güzelliğini koruyor diye düşündüm. Bir yandan yellozun cazibesini süzüp liseli kızlar gibi hayallere dalıyor bir yandan ne ara bu kadar aptal oldum diye düşünüyordum. İçkimizi yudumlarken tek laf etmedik. Buraya geldiğim için içime gelmiş geçmiş en büyük öküz oturdu. Skylar hesabı sert bir şekilde bar masasına indirdi. Ayağa kalktı. “Gidelim mi?” adımı söylemediği için minnettarım, o gizemli oğlansa bende gizemli kızım. Sky sorusunu tekrarladı.
“Hey, gidelim mi?”
“Şey..evet..tabi.”
Skylar arkasını döndü kapıya doğru ilerledi, bense çantamı ağır ağır topluyor gibi yapıyordum. Son kez yelloza bakmaya yeltendim, bakmamalıydım. Bakmasaydım her şey harika olacaktı ama baktım. Pişmanlıklar hayatınızın her yanında olacaktır. Bundan gurur duyun. Kimi kandırıyorum rezil olmuşsanız bunun geri dönüşümü yoktur. Herkes unutsa bile siz asla unutamazsınız. Her neyse, evet en son yelloza bakmıştım. Gülüyordu. Hem de oldukça seksi bir şekilde. Sonra lanet ağzımı açtım.
“Ah sanırım ben ..bir içki daha içeceğim. Sen git arkandayım hemen.”
Eminim donumla tüm Newyork’u gezsem daha az utanırdım. Skylar uzun süre gözlerini açıp “saçmalama” bakışı atsa da oturduğum yerden kalkmadım.
Skylar pes etmiş ve gitmişti. O an ağlamak istedim. Battıkça batıyordum.
“Bir viski daha.”
“Benim için burada kaldığını fark ettim.”
“Dünya üzerinde başka erkek mi kalmadı da senin için burada kaldım?”
“Seninle bunu tartışmayacağım.”
“Neden? Çok iyi tartışırım.”
“Alınma ama hırsızın tekiyle oturup tartışmayacağım.”
“Önyargın seni benden daha alçak biri yapıyor.”
“Önyargı? Kendini bu kadar düşüren bir kız hakkında yanılıyor olamam.”
“Biliyor musun, haklısın. Benimle konuşma, tartışma, sadece şu lanet viskimi verir misin?”
Viskiyi doldurdu ve önüme sertçe indirdi.
“Neden bunu yapıyorsun ?”
“Ne yapıyorum ?”
“Hırsızlık.”
“Çok mu merak ediyorsun?”
“Sanırım. Çünkü, eminim daha iyi yerlere varabilirdin.”
Bir an bunu bir iltifat olarak aldım ve yine duygularım beni esir aldı.
“Anlamayacağın şeylere karışma.”
“Bak. Madem senin hakkında yanılıyorum bunu bana kanıtla.”
“Hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilim.”
“Bir hafta boyunca benimle burada çalış. Çalmak yok. Sadece çalışarak.”
“Neden bunu yapayım ki?”
“Seni tanımamı istemiyor musun?”
“Kim olduğunu sanıyorsun? Hayır beni tanımanı istemiyorum. Aptal işinde sana başarılar.”
Ayağa kalktım ve büyük bir hırsla çantamı kapıp kapıya yöneldim. Arkama bakmadan gelen sesi dinledim ve durdum.
“Bekle! Bunu başarabilirsen İki ay boyunca içkilerin benden.”
“…”
“Arkadaşınınkilerde?”
“…”
“Üç ay boyunca.”
“Kaçta burada olayım?”
Güldüğünü duydum, dönüp bakmak istedim ama istifimi bozmadan bekledim.
“Ben geceden öğlen on ikiye kadar buradayım. Hangi vardiyada gelmek istersen.”
-
-
“NE ? ALEXIS SEN DELİRDİN Mİ?”
Skylar’a bir hafta boyunca günümün yarısını aptal bir barda günlük yüz dolara çalışacağımı söylediğimde tepkisi buydu.
“Sky, güven bana ömür boyu orada çalışacak değilim.”
Televizyonun karşısına kendimi attığımda yorulduğumu o an anladım. Biraz kestirmek için pofuduk yastığımı başımın altına koydum.
“Alex… hey Alex…benimle evlen.”
“Aman Tanrım… Yelloz! Elbette seninle evlenirim.”
YOU ARE READING
Çalıntı Ruhlar
Ficção Adolescenteİnsanlardan bir şeyler çaldım. Çoğu insanı da üzdüm. Hiç pişmanlık duymadım. Değişmeyi hiç düşünmedim. Ama bazı anlar vardır ki düşünemezsiniz. Değiştiğinizi bile fark etmezsiniz. Aslında , siz işte o anlarda sizsinizdir. Kendinizi savunmasız ve çar...