“Ne içeceksin?”
Elimdeki şişeyi elimde atıp tutarken oldukça iri bir oğlanın siparişini vermesini bekledim.
“Bir sex on the beach. Tabi bunu nasıl anladığına bağlı.”
Daha sonra züppe esprisine yanındaki iki zenci oğlan gülmeye başladı. Yelloz –ve evet daha adını öğrenemedim- kulağıma eğildi; “Kural bir bu esprilere alışman lazım” ve o gülüşü yaptı. O gülüş işte, anlarsınız ya. İlk başta pek zorlanmadım. Fakat saatler ilerledikçe bar kalabalıklaştı ve yoruldum. Bu bana neden çalışmak yerine kolay yolu seçtiğimi hatırlattı.
Daha fazla dayanamadım. Canımın sıkıldığından olsa gerek, gözüme kestirdiğim ilk erkeğin yanına gittim. Eminim para edecek bir eşyaları vardır. Yaklaşık iki dakika sonra kendimi esmer bir oğlanla dans ederken buldum, saatini çıkarmama ramak kalmıştı ki biri kolumu çekti. Loş ışıkta bunun yelloz olduğunu anlamam biraz sürdü. Hiçbir şey demedi ve çekti. Daha sonra kendimi temizlik malzemeleriyle dolu ,deterjan kokulu bir odada kilitli buldum.
“Hey? Neler oluyor çıkar beni buradan.”
Kapı kolunu var gücümle zorluyordum.
“Bana verdiğin sözü tutmadın.”
“Neden tutayım ki seni tanımıyorum bile.”
“Bak, gitmem lazım. Sen bir süre…burada kal.”
“HEY! YELLOZ. BENİ BURADA BIRAKAMAZSIN!”
“Yelloz? Gerçekten mi? Daha iyi bir şey bulamadın mı?”
“TAMAM BİR ŞEY ÇALMAYACAĞIM ÇIKAR BENİ BURDAN.”
“Oh dur düşüneyim. Hayır böylesi daha eğlenceli. Görüşürüz Shrek.”
“SHREK Mİ?”
“Bu kadar öfkeli birine ancak bu lakabı bulabildim, ayrıca gitmem lazımdı üç saniyede aklıma bu geldi.”
“Aptalın tekisin.”
Sonunda pes edip yere çömeldim. Telefonumu almayı unutacak kadar aptal olduğuna inanamadım. Odada sadece nefes alabileceğim ve elimin sığabileceği kadar bir pencereden daha büyük bir pencere olsaydı eminim kaçabilirdim. Onun yerine Skylar’ı aradım.
“Sky. Bara gelmelisin , yelloz beni bir odaya kilitledi açıklayacak zamanım yok duyabilir.”
“Seni kaçırmadım Shrek.”
“Aman Tanrım. Sky..?”
“Sanırım hırsızlık sektöründe sizin kadar başarılı olabilirim, arkadaşının cebinden telefonu almam üç saniye falan sürdü.”
“O burada mı?”
“Evet, içkisini yudumluyor ve…yanında kuzenim Elijah var.”
“Kim kim kim?”
“Elijah. Kuzenim dedim anlamıyor musun kadın?”
“Pekala. Şöyle bir anlaşma yapalım yelloz. Sen beni buradan çıkar , ne istiyorsan yapmaya hazırım. Hırsızlık yok mu? Peki öyle olsun.”
“Ne istiyorsam mı?”
“Kesinlikle.”
“O zaman orda kalmaya devam et çünkü şuan en büyük isteğim bu.”
Piçimsi bir kahkahadan sonra telefonu yüzüme kapadı. Kapıya vurup Skylar diye bağırsam da arkadaşım “Elijah” adında bir herifle oturmuş içki içiyordu.Kaderime küsüp yere oturdum. Telefonumun şarjı bitene kadar Temple Run oynadım. Ve sonra yapayalnızdım.
YOU ARE READING
Çalıntı Ruhlar
Novela Juvenilİnsanlardan bir şeyler çaldım. Çoğu insanı da üzdüm. Hiç pişmanlık duymadım. Değişmeyi hiç düşünmedim. Ama bazı anlar vardır ki düşünemezsiniz. Değiştiğinizi bile fark etmezsiniz. Aslında , siz işte o anlarda sizsinizdir. Kendinizi savunmasız ve çar...