2

14 1 0
                                    

Verdiğiniz değeri geri alamadığınızı anladığınızda ki iç burukluğunu hiç yaşadınız mı? Hani böyle gözünüz dalar, yavaş yavaş düşünmeye başlarsınız.Sonra sorgulamaya çalışırsınız neden ben bir insanın çok değer verdiği biri olamıyorum diye.Biliyorum çokta olmasa en azından bir kaç kişi bunu düşünmüştür.

Düşünün.
Hep değer veriyorsunuz ve paramparça oluyorsunuz.Ve bunlarıda gözünüzle gördüğünüz halde vazgeçemiyorsunuz.
İnsan canının yanacağını bile bile vazgeçemez bazen.Neden biliyor musunuz? Çünkü hala içinizde bir umut vardır.Umut her zaman vardır aslında.Çoğu kez vazgeçicem diye düşünürsünüz.Bende düşünmeye çalıştım fakat her dediğimde boğazım düğümlendi.İçimden bir parça koptu.
Düşüncesi bile benim canımı yakarken kim bilir gerçekten vazgeçmeye çalıştığımda ne durumda olacağım?
Ama size tavsiye hiçbir zaman pes etmeyin hiç bir zaman!
Umut olduğu sürece her an herşey olabilir.Çünkü hiç beklemediğim anda öyle birşey oldu ki.O yüzden kesinlike vazgeçmeyin.Üzüleceksiniz, canınızdan can kopacak belki de ama eğer gerçekten birşeyler yaşamak istiyorsanız sakın pes etmeyin.Vazgeçicem düşüncesini kafanızdan atın ve birgün onunla elbet birşeyler yaşayacağım deyin.
Çünkü elbet birşeyler yaşayacaksınız.
Er yada geç.

Size bahsetmiştim ilk görüşte nasıl aşık olduğumu.Ve sonra hayallerimin anında suya düştüğünü.
Çünkü bir sevgilisi vardı ve bu benim için çok büyük bir engeldi.O gün öğrendiğimde kendi kendime düşünmüştüm, o delicesine beğendiğim saçları başka birisi okşuyormuş meğer.
Meğer bir başkası elini tutuyormuş.İlk görüşte o kadar çok beğendim ki onu sevgilisi olduğunu öğrendiğimde aman hayırlısı deyip kenara atmadım.Ya da başka erkek mi yok demedim.İşte böyle demediğim için şimdi bu haldeyim.O gün onu ilk gördüğümde anlamıştım aslında hayatımın fırtınası olacağını.
Ya da karanlık tarafımın.
Öyle bir rüzgar ki o benim hayatımda sürekli esip gürleyen, darmadağın eden  ve aynı zamanda insanda güzel hisler bırakaran bir rüzgar.Hiçbir zaman rüzgarı sönmedi.Hep hayatımdaydı, hep esiyordu bazen sert, acımasız.Bazen ise masum ve yumuşak. Ve bana zaten  genellikle o rüzgarın hep acımasız tarafı çarptı.Dediğim gibi şuan bunları yazarken bile hala esiyor.Yani adından daima söz ettiriyor.Hiç bir zaman kendini unutturmuyor.

Okulun ilk haftasıydı.Sevgilisi olduğunu biliyordum ama hala içimde belki bana bakar umudu vardı içimden dua ediyordum.Ama sevgilisinden benim yüzümden ayrılsın diye değil.Benim yüzümden ayrılmasınlar sen bir sebep göster Allah'ım diye dua ediyordum.Sürekli sınıfta onun yanında duruyordum o nereye giderse bende gidiyordum.Nereye oturursa gözüm her zaman oraya sabitleniyordu.
İşte okulun ilk haftası Perşembe günü.Teneffüste sınıftan bir kız ile koridorda oturuyordum daha sonra bizim sınıfın kapısının önünde birileri duruyordu ve sınıfa girişimiz zor oluyordu onlar yüzünden.Ve o kişiler "onun" arkadaşlarıydı.Zil çaldığında sınıfa girerken bizim sınıf kapısının önünde duran çocuklara;

"Başka yer mi bulamadınız duracak? Sınıfa giremiyoruz." dedim ve içlerinden biri "Ablacım geçicez deyin izin veririz niye atar yapıyorsun?" dedi.
"Çok biliyorsun sen." dedim ve sınıfa girdim.Sonra dersin başlamasına yakın "o" önüme oturdu.Tabiki bende fırsattan istifade hemen lafa atladım;

"Daha demin senin arkadaşlarınla tartıştım." dedim.
Tartıştım? Gören de sanki böyle baya laf ettik birbirimize sanır.

"Neden?" dedi gözlerimin içine bakarak.Kiminle konuşursa konuşsun konuştuğu kişinin gözüne çok dikkatli bakıyordu.Gözlerini ayırmıyor yani.
Ben hemen anlattım tabi neden tartıştığımızı daha sonra birşey demedi, ben anlatırken bana bakıyordu dikkatlice.Bir kaç dakika sonra bana "Sen var ya büyüyünce çok güzel bir kız olacaksın." dedi.
Ben bu sözünden sonra dondum böyle.Tamam çok güzel bir söz söylemedi belki ama hiç beklemiyordum böyle birşey.Biraz bu dediğini düşündüm; Demekki şimdi güzel değildim ona göre büyüyünce güzel olacağım.Aslında bu sözüyle bir çok şey düşündüm.Bunu iltifat olarak saymıştım.

Ve ilk iltifatımı almıştım.

DARKSİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin