Merhaba can dostlarım bu hikayeme bölüm oldukça gecikti ama bundan sonra sık sık yazmaya çalışacağım.Bu ve önümüzde ki bir kaç bölümde biraz geçmişe gideceğiz bakalım Tülin'i şok eden telefonun mazisi ne imiş..
Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar:)
Bu arada yorum ve beğenilerinizi bekliyorum :)3 Yıl öncesi...
"Kızım bir kerede geç kalma ya!"
"Ancak hazırlana bildim ne yapayım!Annemden kaçmak kolay olmuyor."
"Söz konusu Nilüfer teyze olunca ben susarım canım.Hadi girelim içeri daha fazla geç kalmayalım."
Bade, canım arkadaşım her nazıma katlanırdı.
Tabi ki dışarı çıkacağımız zamanlarda babamı ikna etmekte ona düşerdi.Canım babam o kadar güvenirdi ki bana ve Bade'ye asla kırmazdı bizi.
Annem ama öyle değildi önce bir güzel yalvartır sonra sanki biz bir kere söylemişizde oda hemen kabul etmiş gibi "çocuğum kendinizi niye paralıyorsunuz hayır mı dedik"der işin içinden çıkardı.O günde babamdan kolayca izni koparmış annemide güç bela ikna edebilmiştik.
Üç sıkı arkadaştık biz Bade,Veda ve ben.O akşamda parti sahibi olarak orada bulunmamız gerekiyordu çünkü Veda'nın yirmi birinci yaş gününü kutlayacaktık.
En güzel kıyafetlerimizi giyip en özenli makyajlarımızı yapmıştık.
Hep evde yada bir kafede kutladığımız doğum günlerimizi ilk defa Eskişehir'in ilk ve tek en büyük barında kutlayacaktık.Ertesi günü atacağımız havamızda cabasıydı.
Öyle herkes giremezdi elini kolunu sallaya sallaya bir kere girdimmi de on kez girip çıkamazdın.Bileğinede oranın damgasını bastıklarında tamamdın.O kadar havalı bir yer yani.Bizde bu nadide günümüze eşlik etmesi için üç beş arkadaşımızı daha çağırıp amaç deliler gibi eğlenmekti.Yani kız kıza.
İçeride bizim için ayrılan masada yerimizi aldığımızda yüksek sese alışmak zamanımı alsada kısa sürede kendimi kaptırmış sese uyum sağlamıştım.
Gece için izinliydik ve saat kısıtlamamız yoktu.Sadece eve girdiğimizde haber vermek şartı ile.Masada ki ilk dakikalar bir müddet etrafı izlemek ve tanıdık olanlar hakkında aramızda dedikodu yapmaktan ibaretti.Zaten bunun hayali ile yanıp tutuşmuyor muyduk.Anlatanları dinleye dinleye artık ne nasıl olur öğrenmiştik.E tabi günü gelincede şansımızı sonuna kadar kullanmak hakkımızdı pek tabi...
Kapıdan her gireni masasına kadar takip etmekten bir ara gözlerim şaşı görmeye başlamış artık buna bir son vermiştim.İşin tuhaf tarafı herkes çift girerken biz üç kız...Şöyle bir kendime ve arkadaşlarıma baktığımda biz bize yetiyorduk.Üç çiçek yakışmıştık,böceğe ne lüzum.
Aramızda dönen dedikodu,ara sıra ettiğimiz danslarla alışma faslını geçmiştik.Daha önceden getirttiğimiz pastanın gelme sırası gelmişti ve üçümüzde masanın üç yanında beklemedeydik.
Pasta üzerinde mum ve maytapları ile göründüğünde mutluluğumuz katlanmış içeride diğer eğlenenlerde bize eşlik etmişti.Ellerimiz acıyana kadar almışlamıştık ki benim ertesi günü bile avuç içlerim bir hayli yanmıştı.Hep bir ağızdan "iyi ki doğdun Veda"şarkısı söylerken canım arkadaşımın mutluluğu görülmeye değerdi.Pastayı üçümüz birden üflemiştik.Evet doğum aylarımız ayrı olabilirdi ama biz herşeyi birlikte yapardık.Pastayıda birlikte üflemiş,birlikte dilek tutup birlikte kesmiştik.
Pasta kesilip geri gittiğinde Bade arkasından bakarak iç çeksede onca insanın içinde yemeye niyetimiz yoktu.Hoş o pastayıda harçlıklarımızdan arttırıp almıştık ya neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kandır (Askıda)
أدب نسائيBazen bir kadın kandırılmak ister sevdiği adam tarafından.Amacı gerçekten inanamaktır, ilişkisini kurtarmak ve aşık olduğu adamı kaybetmemek. Önünde ki engeller ne kadar zor olsada kaybetmemek... Tülin ve Orhan tutkulu bir aşk ile başlarlar herşeye...