Manga- dursun zaman şarkısı barda çalınan şarkıdır.
Ne yapıcağımı bilemez bir şekilde Sokağın sonuna yürüyordum. Cebimden telefonu çıkartıp Esra'yı aradım. Bir iki gün onlarda kalabilirdim.
" alo nihal. " arkadaki sesten müzikli bir yerde olduğu belli oluyordu .
" Esra ben evden ayrıldım . Ama ben yapıcağımı inan ki bilmiyorum. " sesim sabahkine nazaran daha iyi çıkıyordu.
" nihal şimdi atacağım adrese gel. Barda kafa dağıtırsın. " bar lafını duyunca kaşlarımı çattım. Ama kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğunu bildiğim için tamam dedim .
Gönderdiği adrese giderken taksi sarhoşların olduğu bir mekanda durdu. Vücuduma korku yayılmaya başlamıştı ama sakin olmaya çalıştım.
Taksiciye parasını verip arabadan indim.
Ama reşit değildim ben bi bara nasıl giricektim. Barın önüne geldiğimde kapıda duran adam kimlik istedi .
" giremezsin reşit değilsin . " adamın mahkeme duvarı suratına bakamadan elindeki kimliği aldım. Tam gidicekken.
" O benim misafirim." Dedi arkadan kalın sesli bir erkek. Arkama bakmaya korksamda baktım. İri yarı sarhoş benim 2 katım bi adam . Kolumdan tutup barın içine soktu.
" çok teşekkür ederim. " adamdan ayrılıp barın altına girdim. Adamın böyle bir iyilik yaptığını anlamasamda aldırmadım.
Bir anda kolum tutulduğunda kalbim yerinden cıkıcakmış gibi oldu. Arkama baktığımda esra ile karşılaştım. Kalbim korkudan durucaktım sanmıştım.
Beni içki satılan yerin önüne getirdi sandalyeye oturdu. İçki isimlerinden hiç bilmediğim bir içki söyledi sesten Esra'yı duyamıyordum.
İçkileri barmen getirdiğinde esra ilk bardağı içmiş ben daha kokluyordum.
" dik şunu kafana . " Esra'nın kızmasıyla kafama diktim. Getirdiği acı tatla yüzümü buruşturdum.
Otururken bi 5 bardak içmiştim. Esra alışık olduğu için daha fazla içmişti.
Manga-dursun zaman çalmaya başlayınca esra beni dans pistine sürükledi. Esra deli gibi dans ediyor ben ne yapıcağımı bilemez şekilde sağa sola gidiyordum.
İyice benim kafa gidince dansa kaptırdım kendimi .
"Dursun zaman, dursun diyorsun da
Oyun değil ki yaşamak
Sen inanmasan da bi' son var anla
Herkese inat "deli gibi şarkı söylüyordum ilk defa bu kadar eglenmiştim hayatımda . Bugünün bütün stresini atmıştım. Sanki daha rahat nefes alıyor gibi hissediyordum. Sanki daha özgür. .
Etrafıma baktığımda Esra'yı bulamamıştım. Korkmaya başlamıştım. İnsanların yanından geçerken ayakta zor duruyordum. Kendimi dışarı attığım da yere düştüm. Kafam allak bullaktı. Dünya dönüyordu. O benim içeri girmem için yardım eden iri adam beni ayağa kaldırdı
" benim hediyem karşılığında bana küçük bi hediye verebilirsin değilmi ? " beni arka koridora soktu. Ağlamaya başlamıştım. Adamın omzuna vuruyor ve beni bırak diye bağırıyordum. Adam kabanımı çıkartıp yere fırlattı. Üstümdeki elbiseyi bir çırpıda yırttı. Adamın önünde iç çamaşırı ile duruyordum
Beni duvara öyle bir sabitlemiştiki yerimden kımıldayamıyordum. Hıçkırıklarım bütün koridoru dolduruyordu.
İçki kokan ağzı ile boyumu öpmeye başladı. Artık dayanamıyordum.
Adam bir anda benden ayrılıp yere düştü. Adam yumruklanmaya başlanınca ben de yere düştüm . Kollarımla dizlerimi karnıma kadar çektim. Gözlerimde hala yaş olduğu için şaşkırıyordum.
Üstüme kazak giyindirilip kazağın üstüne de ceket giydirilmişti. Beni kucağına aldı. Karşı koyacak gücüm yoktu ama Nedense güvenli kollarda gibi hissediyordum.
Kumsala indiğimizi anlamıştım. Denizin açık havası beni rahatlatmıstı. Beni yere bıraktı. Kafamı kaldırıp Beni kurtaran kişiye baktım. Ağzım açık kalmıştı.
Bir insanın gözü gri olabilir miydi. Gözleri gecenin aydınlığından gözünün griliği parlamıştı. Kumların üzerine uzandı. Ben hala onu keserken üstünde hiçbirşey olmadığını farkettim.
Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Görmemesi için bende yanına uzandım. Galiba hayatımda bu kadar yakışıklı bir erkek görmüştüm.
" çok teşekkür ederim. " göz ucuyla bana baktı . Hala sarhoş gibiydim ama deniz havası biraz kafamı açmıştı.
Birsey demeden gözlerimin içine bakmaya devam etti. Sonra kaşlarını çattı.
Doğrulup eliyle kaşımın üstündeki yaraya dokundu. Acıyla yüzümü buruşturdum.
" bu az önce mi oldu yoksa varmıydı. " kafamı olumsuz anlamda salladım.
" önceden oldu. Önemli birsey değil . " omuz silkti.
Bende onun gibi yere uzandım. Aslında ne oldu diye sormasını deli gibi istiyordum. Ama umrunda değilmiş hiç merak etmiyormuş havası veriyordu. Belki de öyleydi.
Bir anda ayağa kalktı .
" Behlül kaçar. " eliyle asker işareti verip giderken .
" Kıvanç Tatlıtuğ'a daha çok yakışmıstı o replik. " kahkaha attı. Ben ağzım açık onu izlerken. O nasıl bir gülüş allahım...
" Karşımdaki bir Beren Saat olmadığı için bizden Bir Kıvanç olmamızı istemesin. " Ne yani bu bana laf mı soktu. Yüzüm düşmüştü.
Arkasını dönmüş giderken burda tek başıma ne yapıcağım aklıma geldi. Arkasından bağırmaya başladım.
"hey beni burda bırakamassın hem merak etmiyormusun neler yaşadığımı. " arkasına dönüp bana anlamayan gözlerle bakınca
"Bir; nasıl geldiysen öyle git. Iki; senin hayatın beni ilgilendirmez. " onun gidişini izlerken ben ne yapıcam diyordum. Tamamen gittiğinden emin olduktan sonra sahilde ki bir bankın önüne oturdum.
Üşümüştüm ama Bavulumu esra alıp bagaj bölümüne koymuştu. Muhtemelen esra alır diye merak etmedim.
Bugün yaşadıklarım aklıma geldi. Gözlerim yine doldu ve ağlamaya başladım. Okulda dayak yemiş , orospu muamelesi yapılmış, babamdan dayak yemiş, evi terketmiş, ve az kalsın tecavüz edilecektim. Babamın niye bu kadar kötü olduğunu düşündüm. Küçüklüğümden beri bana karşı böyle sinirliydi.
Sinem konusuna gelirsek o zaten okulun başından beri takıktı bana. Artık alışmaya başlamıştım. Ama ilk defa fiziksel olarak kavga etmiştik. Daha çok ağlamamak için kafamı sağa sola salladım.
Gri gözler aklıma geldi . Gözleri kapkaranlıkta aydınlanan gri ay ışığına benziyordu .
"Gözleri ay ışığının parlaması. " bunu ay ışığına bakarken söylüyordum. Aya baktığımda sanki gözleri oymuş gibime geliyordu. Bu düşünceleri kovup gece Nerede yatacağımı düşünmeye başladım.
Sahi ben ne yapıcaktım. Ben böyle düşüncelere dalmışken arkadan bi ses geldi.
"Bavulunu unutmuşsun. " Arkama baktığımda gri gözlerle karşılaştım. Gözlerinde hiç duygu yoktu. Gri gözler sadece ay ışığını anımsatıyordu.
"Şey benim gidicek bir yerim yok . " dedim kısık sesle.
" Ne yani daha hiç tanımadığın bir adamın yanında mı kalmak istiyorsun . Hemde ben hiç tanımadığım bir kızı evime alacak kadar saf mıyım? " şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırdı. Kafamı olumsuz anlamda salladım . Artık daha çok ağlamaya başladım.
"Şu arkadaşını bulalım . Yoksa başıma kalcan. " ona minnettar bakış attım. Bavulumu alıp bara doğru sürmeye başladı.
"Ay ışığı ha? Güzel benzetme . "
Votelerseniz çok sevinirim. 😀😊 ve okuduğunuz için çok teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKULUK
RomanceHem korkunç , hem tehlikeli, hem her an beni ölüme sürükleyebilecek, hemde kırılma ihtimali olan bir korkuluğa tutunuyordum. Çünkü etrafımda tek tutunup güvenebileceğim tek korkuluk oydu. İşte o korkuluğun ismi SAVAŞtı...