Bu eski günleri hatırlatıyor.. Şuanda bulunduğumuz ortam, salonun ortasında oluşturduğumuz çember. Sanki daha çıkış yapmadığımız günleri hatırlatıyordu.. Aramızın hala iyi olduğu günler. "ĞOOA JİMİN GÜLÜMSEDİ,OH TANRIM KUTSANDIK" düşüncelere dalmışken Taehyung hyung'un bağırışları dikkatimi toplamamı sağlıyor ama gülümseyen suratını kaçırıyorum. Çok geçmeden sakar hyung sakarlık hikayelerini anlatırken göz ucuyla sana bakıyorum. Gülmüyorsun ama ağlamıyorsun da. Huzurlu bir ifade var suratında. Dikkat çekmek istemediğim için dinlemediğim hikayelere gülüyorum. Bir gülüp bir durgunlaşan suratına bakıyorum. O anda beni yakalıyorsun ve göz göze geliyoruz. Bedenimin titrediğini hissedebiliyorum. Gözlerimden başlayarak tüm vücuduma uyarı gönderiliyordu. 'Park Jimin bize bakıyor!'
Herşey bulanıklaşıyor, kahkahalar boğuklaşıyor görebildiğim tek şey gözlerin. Sonra görüş açıma omzundaki Yoongi hyungun eli giriyor. Bakışlarımı konuşmaya devam eden Namjoon hyunga çeviriyorum. Yoongi hyungdan kıskanacak değilim seni. Ama yine de.. bu kadar yakın olmayın.