Laila gülümsedi.
''Sen aşkı bilir misin ki?''
Samuel düşünceliydi.Her zamanki ağacın altına oturmuş ve yine her zamanki felsefi sohbetlerini yapıyorlardı.Samuel, laila'nnın sorusuyla dalgınlaşmıştı. ''Aşk...''
Samuel gözlerini açtığında fahişenin içinde olduğunu hatırladı.Fahişe kendinden geçmişti.Gözlerini yummuş şehvetin yüksek doruklarında haykırırcasına inliyordu.
Samuel gözlerini kapadı...
Babası Jacob başparmağını yüzüne doğru sallıyordu her zaman ki tehditkar tavrıyla ''Sen hiç kimsesin.Kendine ait hiçbir şeyin yokken bana nasıl ne yapmamam gerektiğini söyleyebilirsin ki ''
Samuel gülümsedi.Onunda gülümsemesinde tehditkar bir hava vardı.
''Demek maddeymiş seni yöneten.Zenginlik,şaşaa... Yani Musa peygamber cebindeki Benjamin Franklin kadar anlamlı değil öyle mi ? ''
Ereksiyona ulaşıyordu.Kendini bir kenara bırakarak hayvansı hırıltılarla fahişenin üstüne yığıldı.Fahişe de ereksiyona ulaşmıştı.Göğüs kafesi şişip iniyordu.Komidinin üstünden bir sigara alıp sigarasını yaktı.Fahişeye de bir tane ikram etti.Düşünceliydi.Geçmiş her sex sahnesinde gözlerine bir perde çekerdi.Anılarının üzerinde parladığı bir perde...
Yataktan çıkıp duşa girdi.Sigarasını klozete bıraktı.Sigaranın yanan ucu klozetin içinde düşük ateşin yüksek suda erimesindeki sesini çkardı.Duşakabine girip sıcak suyu açtı.
''Sen de gelmek ister misin? '' diye bağırdı duşakabinden fahişeye !
''Hiç çağırmayacaksın sandım'' dedi fahişe kapının eşiğinden.
Samuel fahişenin vucut hatlarını incelemeye başladı.Dolgun sol memesinin altında vücudunu bozmayan bir doğum lekesi vardı. Göbek deliğinin kıvrımları ve bacaklarının orantılarıyla bu kadın tam bir senfoniydi.Bakışları şehvetli ve duruşu zarifti.Bir ressam olmak istedi Samuel o an, bir ressam olarak ''Fahişe'' adlı sürreal çalışmasına bu günahlar tanrıçasını resmetmek istedi...
''Vücudun çok güzel'' diyebildi Samuel.kendiyle savaşıyordu sanki.
Fahişe müstehzi gülümseyerek duşakabine girdi.Samuel'in gözlerinin içine bakarak ''Bunu yalnızca ssen söylemedin canım '' dedi. Samuel'e sarılarak ''keske ilk senden duysaydım''
''Tatmin olurmuydun ki'' Samuel sarılmadan fahişeye bakıyordu.
''Belki'' diye fısıldadı fahişe pozisyonunu bozmadan.
Hayat böyleydi işte !
Varlık iki yokluk arasındaydı.Dünya ölümün üzerine kurulu ve ölüm başlangıca bir adım uzaklıktaydı.Belki de sana bir adım ! Fakat her başlangıç bir son değil miydi zten, ya da her son bir başlangıç ...
Böyleydi hayat ;
Sonu gelmeyen bir mastürbasyondu.Şehvetin acıyla yaratılmış kısmıydı !
Bir akrostiş çözmek gibiydi bazen.
Anlamsız kelimelerden bir şifre bulmak gibi ...
Hayat zaman fahişesiyle yapılan tadımlık seksti bazen!
Bir video kaydının anlamsız katrajıydı !
Yada hayat bir yanılgıydı onu anlatmaya çalışan tüm tanımlarla beraber...
Hayat yalnızca o anda olmaktı, Zamanı yakalamaktı.
Geçmiş yaşanmışlıklarıyla,gelecek kaygılarıyla yaşamak hayatı yaşamak değildi.Özgür olmak hiç değildi !
Hayat ''Anı yakalamaktı ! ''
Samuel zihninde dolaşan bu düşüncelerle gülümsedi.Musluktan fışkıran su damlacıkları düşüyor oradan da vücudunu seyre çıkıyordu.
Evet,evet hayat böyle bir özgürlüktü.Gözlerini kapadı.Su damlacıklarının sesini dinleyerek fahişeye sarıldı.
An böyleydi.
An fahişeydi.
An özgürlüktü.
An yaşanmaya değerdi !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FAHİŞENİN ÖZGÜRLÜĞÜ
ContoKesif.. Duygu seksinin orgazmı değil midir gözyaşları ?!