❤Cesur❤8.Part

226 136 11
                                    

Sağlık ocağındaydım. Başıma dikiş atılırken canımın yanmasına rağmen, vücudumun rahatladığını hissettim. Bir an önce başıma dikiş atan Doktor'un ellerinden kurtulup dışarıda hava almak istiyordum. -Canım çok sıkkın ve acı içindeydim. Soner'in bana attığı laflar çok ağrıma gitmişti. O laflar hala kulağımda çınlıyordu. "Sen kimsin?... Dedem neden aldı seni?... Nazlı benim olucak bay Cesur"... Gibi laflar sürekli tekrarlıyordu. Bu canımı çok acıtmıştı. Ruh halim berbattı. Doktor ruh halimi sezmiş olmalıki;"canın çok sıkkın gibine geldi delikanlı" ben;" her zaman ki ruh halim Doktor bey"deyip geçiştirdim. Doktor inanmamışcasına kıs kıs gülüyordu. Bana bakarak. O an kıpkırmızı kesildim. İçimden;"Doktor herşeyi seziyo cin gibi ya" diye düşünüyordum. İşini acımasızca yapıyordu. Arada köntrolü kaçırdığı dikişler oluyordu. Sezdirmeden yine de canımın yandığını belli etmiyordum. Doktor dikişleri bitirdikten sonra sinsice gülerek;"geçmiş olsun kendine iyi bak delikanlı". Ben;"teşekkür ediyorum"dedim moralimi bozarak. Dispanserden slüetim gözüktü. Camlarından baktığımda, başımın beyaz bir sargı beziyle sarılı olduğunu gördüm. Kendi halim çok tuhafıma gitmişti. Bambaşka bir haldeydim. Sağlık ocağından çıktım. Ahmet bahçede beni bekliyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim. Ahmet sigara içiyordu. Arada bahçede etrafı süzüyordu merakla. Benim geldiğini görünce bir sevinç parıltısı yayıldı simasına ardından"geçmiş olsun" dedi. Teşekkür ediyorum" dedim. Ahmet;"nasıl oldu?" . ben yaşadıklarımı anlatmamaya karar verdim. Eğer anlatsaydım, inanmayıp delirdiğimi düşünebilirlerdi. Diye anlatmadım. "Şey dışarıda hava almak istiyordum çıktım dışarı yollar şartı pek iyi olmadığı için düştüm ve kafam yarıldı" dedim. Pek profesyonellce yalan atmama rağmen yine de Ahmet şüphe içindeydi. Yine de gerçekleri anlatmadım. Daha sonra evin yolunu tuttuk. Sokaklar çok sakkindi. Yanlızca arada sırada yılan, kurbağa ve baykuş sesleri duyuluyordu. Onun dışında herkes evlerine çekilmişti. Yavaş yavaş ışıklar sönüyordu. Sokaklar derin bir sessizlik içindeydi. Ve koyu bir karanlığa gömülmüştü. On-dakika da eve gelmiştik. Işıklar sönüktü. Belli ki uyanık kimse yoktu. Ahmet evin anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. İçeri geçtik elimizden geldiğince ev ahalisini uyandırmamamak için sessiz ve küçük adımlarla içeri geçtik. Ahmet iyi geceler dileyip odasına çekildi. Çok ağır bir uyku basmıştı beni. Odama girip kapısını örtüm. Penceye yaklaşıp dışarıyı izleme koyuldum bir süre. Işıklar tamamen sönmüş kasaba derin , mışıl mışıl bir uyku içindeydi. Ve koyu bir karanlığa gömülmüştü. Birden odada sanki deprem oluyormuş gibi bir sarsıntı yukarıdan aşağıya yayıldı. Ve kollarımdan geçiyordu. Sonra yatağımın tahtası içinde birçok darbe sesleri duyuluyordu. Arkamdanda mobilyalar ardından beş-altı dakika geçince gayet net olarak vuruş sesleri duyuluyordu. Sesler her yandan gelmekteydi. Masadan, döşemeden, yataktan, duvarlardan. Dehşet içindeydim. Göremediğim birisinin eliyle boğazımı sıktığını gördüm. Anında bir çığlığ attım. Ve çığlık attığımda herşeyin yerliyerinde düzen içinde ve sessizlik içindeydi hakim olduğu gördüm. Tarık amca hepsi uyuyorlardı. Yoksa çiğlik sesimi duymuş olacaklardı. Tüm bu yaşadıklarım birer halisilasyon muydu? Yoksa deliriyor muydum? Neler oluyor? Neden bunları yaşamaya başlamıştım. Herşey üzerime gelmişti. "Allah aşkına neler oluyor böyle" diye söylendim zavalıca.

AŞK VE KORKU(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin