Şımarık

-6-

Arayı uzatmadan yeni bölümü ekleyeyim dedim. Ama ben YORUM istiyorum canlarım, vote falan da düşük olmasa çok güzel olacak yanii :D

Bölüm parçasını biliyorsunuzdur zaten ama çok sevdiğim bi şarkıdır. O yüzden paylaşmak istedim :)

Neyse öptüm hepinizii iyi okumalar! :))

Yarım saattir tavanla göz gözeydik ve ben biraz sonra avizenin üzerime düşüp beni becerebilme ihtimalini düşünüyordum. Tabi bu beynim dolanıp duran zilyon tane düşüncemin %0.01’lik kısmını bile doldurmuyordu.

BATUHAN BENİM İÇİN BİRİSİNİ DÖVMÜŞTÜ! Beynimin error verip virüs giren bilgisayar gibi çökmesi gerekirken hala sağlam kalabildiğime şaşırıyordum. O ukala benim için gözünün altına yumruk yemekten çekinmemişti ve AH! Güzelliği benim yüzümden bozuldu diye bana küfür bile etmemişti. Düşünebiliyor musunuz? Hadi ama ben bunları uyandığımdan beri deli gibi düşünüyorum.

Aras’ın anlattığına göre kavga biter bitmez adamı barın ızbandutları yaka paça tutup polisin eline teslim etmişlerdi. Akıllı ayıcıklar sizi(!) Adam beni ortalık yerde sikecekken gelmeyin, kavga bitsin anca yetişin. Batuhan ise koca kıçımı kaldıramayıp yerde yarı baygın yatan beni kucakladığı gibi hastaneye gitmişti. Tabi Aras’la beraber, ama yol boyunca arka koltukta bana kucağını bahşeden kişi Aras olması gerekirken yine Batuhan’dı. Tamam avazım çıkana kadar BU ÇOCUĞA NE OLUYOR BÖYLE!? diye bağırmak istiyordum.

Hastanede kıçımın dibinden ayrılmayan ve hiç uyumadan beni izleyen tabiî ki de Aras değildi. Öküz Aras koltukta rüyadan rüyaya uçarken Batuhan hiç uyumadan kıçımın dibinde beklemişti. Evet, kıçımı yana ittirip yatağa oturduğunu söylemişti Aras.

VE EVET KIZLAR, YERİ GELİNCE ERKEKLER BİZDEN DAHA İYİ DEDİKODU YAPIYOR!

Eve geçiş yapmam için doktora rüşvet teklifi bile etmişmiş. Piçe bak sen, gerçi bunun için ona koca bir teşekkür borçluydum. Hastane fobimi Aras söyler söylemez çıkış işlemleri için ne gerekiyorsa yapmıştı. Ah! En önemli olayı unuttum, kasıklarıma aldığım darbe yüzünden ameliyat olma ihtimalimi doktor söylerken Aras bizim Ukala’nın gözlerinin dolduğunu görmüş.

Sizce de bu kadarı fazla değil mi?

Tamam, ben başka alemlerde saçma rüyalara dalmış bilincim kapalıyken adeta koruyucu melek kesiliyorsun ama uyandıktan sonra tam bir ham kalasa dönüşmen fazlaca saçma değil mi Ukala?

Kendimden geçmeden önce beni kucağına alıp yanağıma dokunarak önce endişeyle bakıp sonra da yumuşacık gülümsemesiyle beni yatıştırmaya çalışan Batuhan’ı istiyorum ben!

Çok mu şey istiyorum? Hadi ama! Hayatımda ilk defa Aras’tan başka birisi benimle ilgileniyordu, önemsiyor da diyebiliriz. Ve açıkçası bu benim içimde bir şeylerin kıpırdamasına neden olmuştu.

‘Aklında olmayacak şeyler kurup durma küçük sürtük! Seni ben bile sevimsiz buluyorum, sana kim bakar be!’

Ben de diyorum ki bu cırtlak sesli iç sesim nerelerde. Sağ olsun kendisi yine hayallere dalmadan beni kendime getirmişti.

Cidden az daha aptal aşık kızlar gibi hayallere dalıp huzurla dalıp iç geçirebilirdim.

‘Sen böyle suratsız olduğun sürece kimse seni siklemez Gökçe!’

‘Kapa çeneni baş belası, sus yoksa-’

Kapının açılmasıyla yerimden sıçradım. Gülden teyze sıcak gülümsemesi yüzünde, elindeki tepsiyle içeri girdi. Gözlerim kısılana kadar gülümseyerek yanıma gelmesini bekledim. Odayı saran tarhana kokusunu içime çektikten sonra “Mükemmel” diye mırıldandım.

Gülümseyerek yanıma oturduktan sonra tepsiyi bacaklarıma bıraktı. Çorbadan bir kaşık alıp tattığımda gözlerimi kapatıp bir an cennete olduğumu sandım. Tarhana en sevdiğim çorbadır, Gülden teyzem de bilerek yapmıştı sanırım.

“Ellerine sağlık Gülden hanımcım, nefis olmuş!”

“Batuhan oğlumla beraber ya-”

Kapıyı çalmadan içeri giren Batuhan’a mı şaşırsam, Gülden teyzenin son söylediklerine mi diye düşünürken ağzını bıçak açmayan Batu bey sonunda konuşmuştu.

“Ben gidiyorum Gülden annem. Sonra tekrar konuşuruz, hadi sana kolay gelsin.” Diyerek Gülden teyzenin yanaklarını sulu sulu öptü. Ve bana dönüp bir kere bile bakmadan kapıdan hızla çıkıp gitti. Beynimde bilmem kaç farklı yerden kıvılcımlar çıkarken öküzün trene baktığı gibi kapanan kapıya bakıyordum.

Şerefsiz piç bana hoşça kal bile dememişti. Üstüne üstlük Gülden teyzeme annem diye hitap etmişti ve sana kolay gelsin demişti. Sanki benimle uğraşmaktan yorulmuş gibi bir ima mı göndermeye çalışmıştı acaba? Gülden annem! Annem?! O benim annem bir kere piç kurusu!