Bölüm 10

3.6K 95 66
                                    

Hiç, bir şeylerin ters gittiği hissine kapıldınız mı? Günün ortasında olanlardan bahsetmiyorum, gecekilerden. Seni uyanmaya sevk eden sebepsiz dehşet hissinden. Komik , sanki gecenin kötülüğü bir şeyler yayar ve beynini uyandırmaya zorlar. Son zamanlarda ben böyle şeylerden birini yaşadım. Beni gecenin üçünde uyandırmaya zorladı. Normalde bunu hissettiğinizde yalandan yatmaya devam ederdiniz, veya maceracı ruhunuz ağır basar ve evin etrafında hızlı bir denetime çıkardınız. Bir şeyler bulmayı başaramayınca kaçınılmaz olarak yatağınıza geri dönerdiniz. Bu seferkinde böyle yapmalıydım.

Bu seferkinde yataktan hiç çıkmamalıydım.

O gece doğruca kalktım. Uzun bir süre öylece oturup evin karanlığını izlemeye koyuldum, ta ki uyanık olduğumun farkına varıncaya kadar. Sonra korku geldi, şu göğsünü daraltan ardından da boğazına doğru harekete geçen his. Evimde gözlerim fal taşı gibi açık bir şekilde yalnızdım ve sebepsiz yere korkuyordum. Aşağı katta kırılma ya da sızdıran bir borunun hayali sesleri gibi sahte işaretler duymadım. Korkmam için hiçbir bahanem yoktu ama korkuyordum.

Çok fazla düşünmeden kalktım ve pencereye doğru yöneldim. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Perdeyi gizlice bakabilecek şekilde araladım ve ay ışığının aydınlattığı arka bahçemi gözetlemeye başladım.

Yataktan hiç çıkmamalıydım.

Arkada bahçemin etrafında sıçrayıp oynayan bir palyaço vardı. Kollarıyla, yakasıyla, bol pantolonuyla ve koca ayakkabılarıyla etrafta fırfır ediyordu. Beyaza boyalı suratının büyük bir kısmını koca bir plastik kırmızı top kaplıyordu. Bu, şüphesiz gecenin üçünde görmek isteyeceğim son şeydi.

Sadece çılgın bir adamın veya bir çocuğun anlayabileceği bir bütün sessizlikle adımlar atarak dans ediyordu. Onun oynak tavırları rahatsız ediciydi. Bahçede dönüşlerini yapabileceğim en iyi şekilde görmezden gelmeye çalışırken onun dehşet çekiciliğini izliyordum. Bazen bahçe aletleri ile oynamak için ya da tomurcuklanan çiçekleri koklamak için dansına ara veriyordu. Sonra ektiğim bir meşe fidanının yanına sekerek gitti ve yok oldu. Gözlerimi kırpıştırdım. Bu gerçek olamazdı. Kalın, olgunlaşmamış bitkinin arkasına yürüdü; fakat öteki tarafından çıkmadı. Onu tüm zaman boyunca görmeliydim, fakat göremedim. Sanki palyaço bitki tarafından saklanmış gizli bir kapıdan geçip gitmiş gibiydi.

Yataktan hiç çıkmamalıydım.

Bunların hepsinin bir hayal olduğunu umdum. Hiçbir şey olmamış numarası yapmak gerçeği kabullenmekten daha kolaydı. Buna rağmen palyaço geri geldi. Geceden geceye arka bahçemde dans ederken onu izledim, ve her gecenin sonunda aynı şekilde yok oldu. Bir gece, çim biçme makinesinin arkasından çıkmadan önce saniyeliğine bir bahçe çapasının gerisinde kayboldu.

Bu gece onu bahçenin ortasında bir kuyu kazarken buldum. Onu daha önce böyle bir şey yaparken görmemiştim ve o anlık düşüncem palyaçonun mezarımı kazdığı yönündeydi. Palyaço, kuyunun derinliği kafasını geçene dek kazmaya devam etti. Bittiğinde, aniden başını sarstı, ardından çukurun kıyısında hareketsizce durdu. Kalbim o kadar hızlı atmaya başladı ki ağzımda bakır tadı aldım. Eğilip bir çiçek kopardığını gördüğümde perdeleri yırtmak üzereydim. Palyaço kökü ağzına attı ve hayali pantolon askısını uzattı ve sanki bir çiftçiymiş gibi işine hayranlıkla bakmadan önce küreği sıkı sıkıya toprağa sapladı. Kalbim hala çatlayacakmışçasına atıyordu fakat o noktada beni görmediği için şükrettim.

O Şey aklımı okumuş gibi topuğu üzerinde döndü ve bana baktı. Bir kalp krizi geçirmek için dua edeceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Çiçeği tükürdü ve doğrudan bana koşmaya başladı. Çukuru gösterip bir çocuğun yaptığı yağlı boya tablosunu gösterişi gibi heyecanla el sallamadan önce evden birkaç adım uzakta durdu ve sırıtarak pis dişlerinin ortaya çıkmasına izin verdi. O an düşünebildiğim tek şey öfkeyle başımı sağa sola sallamaktı.

Palyaçonun gülüşü söndü ve aklı karışmış gibi kafasını kaşıdı. Ardından çukura yürüdü ve onu tekrardan gösterdi. Eğer yapabilseydim ona lanet olup gitmesini söylerdim. Çizgi filmlerdeki gibi 'aha' yapmadan önce anlığına durdu. Gömülü küreğe doğru seke seke gitti ve arkasında kayboldu. Gözlerimi fal taşı gibi açarak tıpkı önceden yaptığı gibi arka bahçemde tekrardan ortaya çıkmasını bekledim. Bunun olması için sessizce dua ettim, ta ki dolabımın gıcırtısını duyana kadar.

O gece, yataktan hiç çıkmamalıydım.

KORKU HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin