Parkın diğer tarafına doğru yürümeye başladım.
Oradan gidebileceğim en uzak yere gittim.
En sonunda parkın hiç gitmediğim bir kısmına geldiğimi fark ettim.
Burada bir oyun parkı vardı.
Ve bir maymunluk vardı.
Oyun alanının birazcık ilerisinde bir dondurmacı da vardı.
O bizim dondurmacımızdı.
Gidip hemen bir dondurma aldım.
Çikolata parçacıkları dondurma.
Hep bundan alırdım.
Maymunuluğun üzerine çıktım.
Ve çıktığım zaman fark ettim.
Ben her zaman yalnızdım.
Doğduğumdan beri.
Cal beni bulunca da yalnızdım.
Cal ile Juliet'i tanıştırdığımda da.
Ve şuan da yalnızım.
En azından şimdilik öyleyim.
Oyun parkının önünden bir gelin arabası geçti.
Galiba onların arabasıydı.
Kutlamaya gitmeyecektim.
O artık kendime eziyet olurdu.
Dondurmamı bitirdikten sonra yavaşça maymunluktan indim be düğün alanına doğru gittim.
Joy ve Mali düğün hediyelerini topluyordu.
Birazcık oraya dikkatlice baktıktan sonra Mali beni fark etti ve Seni görmek isteyen biri var. dedi.
Onu takip etmemi söyleyen bir işaret yaptı ve arkasından yürümeye başladım.
Beni gelin ve damadın hazırlandığı kulübenin arkasına götürdü.
Calum bir bankta oturmuştu.
Beni mi bekliyordu?
Mali Ben sizi yalnız bırakayım. dedi ve Joy'un yanına geri döndü.
Cal ayağa kalktı ve Her şey için çok özür dilerim. dedi.
Ve gözlerinin dolduğunu gördüm.
Tabii bunu zar zor görmüştüm çünkü benim de gözlerim dolmuştu.
Ona sımsıkı sarıldım ve omuzunun üzerinde ağlamaya başladım.
Her şey için çok çok ama çok özür dilerim. dedi.
Ben seni kırmak istememiştim. diyordu.
Ama ben sadece ona sımsıkı sarılmak istiyordum.
Çünkü biliyorum ki bu son olacak.
Çünkü biliyorum ki bir daha onu böyle göremeyeceğim.
Çünkü biliyorum ki bir daha onu gördüğümde baba olmuş olacak.
Tabii eğer onu bir daha göreceksem.
Ardından biri öksürdü veya öksürme numarası yaparak bizi birbirimizden ayırdı.
Lukey, Ash ve Mikey önümüzde duruyordu.
Akan maskaramı birazcık düzelttikten sonra Gelin buraya. dedim.
Bu çocukları seviyordum.
Samimi sarılmamızdan sonra Ash Hadi gidelim buradan. dedi.
Ash, Mikey ve Lukey önden gidip bir taksi bulmaya çalışırlarken, Cal beni kulübeye çekti ve Üzerimi değiştirmem lazım beni bekler misin? dedi.
Bende Tamam dışarıdayım. diye cevap verirken Cal bana eziyet etmeyi düşünerek Hayır burada kal. dedi.
Evet Cal bana eziyet ediyorsun.
Yarı çıplak bir Calum Hood ile aynı odadayım.
Ve başka yerlere bakmaya çalışmam hiç de başarılı olmuyor.
En sonunda siyah ve ona çok kocaman gelen bir kazak ve aynı renkte bir bere giyindi.
Ve dışarı çıktık.
Çocukların yanına giderken konuşmaya başladık.
Bu kırmızı elbiseni çok seviyorum Marie.
Utanmıştım.
Teşekkür ederim Cal.
Bu arada her şeyi bildiğimi biliyorsun değil mi?
Yerimde kala kalmıştım.
Ne? Nereden? Nasıl?
Daha düğün hediyesini açmamıştı ki.
Sen ayrılmadan önce Mikey bana her şeyi anlattı Marie. Biz en yakın arkadaşız.
Her şey aydınlanıyordu.
Yani...
Yani senin beni sevdiğini biliyorum Marie.
İşte şimdi bu tuhaftı.
Hiç böyle olacağını düşünmemiştim.
Peki Juliet nerede?
Gerçekten onun nerede olduğunu merak ediyordum.
Cal buradaysa o hemen dibinde olmalıydı.
Sen gittikten sonra ikimizde evet dedik. Peder tüm misafirlere İtirazı olan şimdi konuşsun yoksa sonsuza kadar sussun. diye duyurdu. Arkalardan bir yerden biri Juliet'in karnındaki bebeğin ona ait olduğunu söyledi. Ve maalesef kanıtı da vardı Marie.
Ağzım açık kaldı.
Zaten baba olmaya hazır değildim.
Bu ondan duyabileceğim en üzücü şeydi.
Onu kendime çektim ve Her şey iyi olacak Cal. Bak şimdi İngiltere ve Avrupa turunuza başlayacaksınız her şey-
O sırada cennetin en güzel yerindeydim.
Cennetin dudaklarındaydım.
Siz iki aşk böceğini bölmek istemezdim ama taksi geldi. dedi Mikey.
Taksinin ön tarafında Ash oturuyor, Lukey sol pencere kenarında, Mikey Luke'un yanında oturuyor, Mikey'nin diğer yanında da Cal oturuyordu.
Taksinin kapısından baktım ve Ben diğeriyle gelirim. dedim.
Nereye gidecektin sanki taksiye yetecek paran var.
Ash Hayır tabiki olmaz birazcık sıkışırlar olur biter.
Cal de İstersen kucağıma da oturabilirsin. dedi.
Luke da Eminim ki sıkışabiliriz Cal. dedi.
Birazcık sıkışsak bile tam olarak rahat değildim bu nedenle Cal beni kucağına aldı. Ve sonunda kapıyı kapatabildik.
Ve kapatır kapatmaz taksi şoförü bize en önemli soruyu sordu:
Nereye gidiyoruz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
everything i didn't say || cth fanfic
Короткий рассказthis is everything i didn't say