Sabah uyandığında ilk defa tam zamanında uyandığını fark ettim. Tuhaf... hemen duş alıp üzerimi giyindim( Medya). Saçlarımı tepeden sıkmadan bağladım ve parlatıcı, göz kalemi ve eyelinerle hazırdım. Telefonumu çantama sıkıştırdım ve dışarı çıktım. Aşağı doğru inmeye başladım. Taksiye binip Bulut Bey in evine gitmeye başladım haa bu arada evet bugün ilk günüm umarım zorlu geçmez ve patronunun adı tahmin edeceğiniz üzere Bulut acaba nasıl biri sanırım düşünerek beynimi yoramıyıcam zaten hareketlilik durduğuna göre geldik. Taksici amcaya parayı verip indim yalnız burası ne be koskocaman villa şu an bana göz kırpıyodu bir buraya bak bir benim eve sesli bir şekilde iç geçirdikten sonra kapıdan içeri girmeyi akıl edebilmiştim sonunda. Kapının önüne geldiğimde şoför olduğunu tahmin ettiğim adam
" Merhaba kızım ne istemiştim " dedi adam hafif kilolu tombul tahminimce kırk kırkbeş yaşlarındaydı adama bakarken cevap vermediğimi fark ettim
" Şey ben Bulut Bey in asistanıyımda iş için gelmiştim " dedim adam bana gülümseyip
" Kapı açık kızım Bulut Bey koşuya gitti birazdan gelir " dedi bende
" Peki teşekkürler " deyip içeri girdim .
Yalnız evin içi de pehpehliymiş söyliyim . Daha fazla bakıp kendi evime hakaret yağdırmamak için mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere gittim. Vee bam yanlış oda zaten hep filmlerdekiler bir bakışta bulsunyaa bu odadan çıkıp diğer odaya girdiğimde bulmuştum. Ohh be hemen işe koyulup başladım şuan mutfağı anlatmaya eriniyorum ne var mutfak işte sadece her şeyin en iyisi var. Bulut Bey sekreter den öğrendiğim kadarıyla özel bir güçlendirici içeceği mi ne varmış onu yapmaya başladım beş dakika sonra hazırdı bu özel bir içecek değil ki bildiğin bütün sebzeleri içine atıp mikserliyosun iyyyy ama bu böyle yeşil birşey bu adam bunu nasıl içiyordu ben elimdeki bu yeşilimsi şeye traktör görmiş yılan gibi bakarken biri
" O kadar iğrenç değil " dedi hemen elimdeki bardağı yerine bırakıp arkami dönmemle bunun dünkü mülakatta ortada oturan adam olduğunu fark ettim Ne?!!?! onun burda ne işi var yoksa patron... Ahh tabi ki de o
" Bana öyle bakma " dedi
" Anlayacaklar " dedim ne Allah Allah karşımda patronum olabilir ve belki de bu lavbali hareketim yüzünden kovulabilirim ama lan ben ne yaptım hemen durumu toparlamaya çalışarak
" Yani ben sizin dediğimizi anlamadım kim neyi anlayacak boşverin kimse bişeyi anlamayacak zaten anlaşılacak bi durum yok ki yok yani yani yani-"sesimi bölen şey Bulut un - içimden konuştuğum için öyle diyorum - kahkahasıydı bu yeterince sinirlerini bozarken
" Sakin ol ufaklık " ovovov o bana ufaklık mı dedi?
" Sen-" sensin diyicektim ki bana tek kaşını kaldırmış bir şekilde patronunum dercesine bakarken
" Yaniiii siz ne zaman geldiniz Bulut Bey sizi göremedim de ben immm bu yeşil şeyden " dedim son anda kıvırıp elimdeki yeşil şeyi gösterirken .Bana o muhteşem kahkahasını bahşederken eriyen beni fark edemiyomuydu zalimin oğlu.
" Hayal o yeşil şey gün boyunca enerjik kalmamı sağlıyor. " dedi dedi de yalnız ismim ağzından ne güzel çıktı.
Patronuna içinden de olsa yaşamak bir hanımefendiye uymuyor Hayal!
Aaa matmazel - sevgili iç sesim olur kendisi çok hanimefendidir de- nerelerdeydiniz ya sen nasılsın ayrıca ben karşımda bana bakan yunan heykellerine taş çıkartacak insan olamayacak kadar yakışıklı adama yaşamıyorum tamam mı
Elbette Hayal elbette anlıyorum şimdi artık beyefendiye cevap verebilir misin?
Hakikaten ben hala adama cevap vermedim dimi?
" Anlıyorum Bulut Bey" ne?! Başka ne diyebilirim ki bu yeşil şey için öyle değil mi? Bana gülümseyip elimdeki yeşil şeyi aldı ve bir dikişte bitirdi iğğğğğ .
" Beni dışarıda bekle " diyip gitti. Bende transtan çıkıp mutfağı düzenledim ve kapıda beklemeye başladım yaklaşık yarım saat sonra- 6 dk- sonra teşrif edebilmeleri güzeldi bekletilmekten hoşlanmazdım ." Hadi gidelim " demesi onu süzme mi bırakma mı sağlarken yamuk bir şekilde gülüyordu.
" Peki " deyip önden arabaya bindim. Ben ön koltuğa o arka koltuğa oturmuştu . Bir kaç kere göz göze gelmemizden başka bir şey olmamıştı. Araba durduğunda hemen inip beklemeye başladım o da çıktığında şirkete doğru yürümeye başladık. İçeri girdiğimizde
" Bulut" diye cilveli bir ses duyduğumda arkama döndüm ve boya küpü birini görmemle önüme döndüm Bulut a baktığımda bana baktığını fark ettim . Gözlerimi kaçırıp aradan çekildim ve boya küpü karının Bulut un önüne geçmesine izin verdim . Kız hemen Bulut yapışınca yüzümü buruşturup Buluta baktım hala bana baktığını fark ettiğimde buruşturduğum suratımı eski haline getirdim. Oysa sadece bana bakıp tebessüm etmişti. Yalnız kızlar altını çiziyorum bana tebessüm etti bana sadece bana .
" Evet ne istiyorsun Gonca " düşüncelerimi bölen Bulutun sesiydi. Böyle demesinden sonra kızın yüzü biraz düşsede hemen toparlanıp
" Bulut ben acıktım yemek yiyelim mi?" dedi aldırmadan
"Hayır" bunu düz bir sesle söylemişti ama Gonca ısrar edeceğe benziyor
" Sakın ısrar etme " dedi ve yürüdü kız ağzını açmaya hazırlanırken. Valla adamdan coolluk akıyor hemen peşinden takip etmeye başladım. Abi bu adam niye bu kadar hızlı
Belki de bacak boyu uzundurSen susar mısın matmazel. Ama haklı olabilirsin çünkü benim iki adımım onun bir adımı . Bu sırada odasına gelmiştik şahsen şuan burayı anlatmaya üşeniyorum bildiğiniz oda işte masa camlar evraklar çizimler falan yani.
" Senin odan karşısı" dedi buradan rahat bir şekilde içi gözüken karşı odayı gösterirken sonra devam etti " Seni çağırdığım an burada olacaksın, emirlerimi olduğu gibi yapacaksın anlaşıldı mı? " kafamın evet anlamında sallayıp
" Çıkıyım mi?" dedim o yine gülümseyip
" Evet" dedi.
Bende karşı odaya yürümeye başladım. Odaya geldiğimde ilk dikkatimi çeken şey büyük kitaplık oldu hemen oraya gidip kitaplari karıştırmaya başladım kitap okumayı cidden severdim o sırada elime bir kâğıt iliştiYeni işinde başarılar
BULUT AKAY