4 BÖLÜM PATRON

368 15 1
                                    

Sabah yine gözlerimi lanet alarm yüzünden açmıştım. Sakin Hayal sakin derin derin nefes al. Ahhh durmuyor en sonunda sinirlenip yastığımı alarma  fırlattım. Hah sen kimsin ki benimle başa çıkacaksın. Tekrar kafama yastığa koydum tam uyuyacakken bu seferde telefon çalmıştı. Neden ben neden haa? İnleyip yataktan kalktım ve dolabın karşısına geçtim. Bordo yarım kazağımı -evet bunda mantık nerde bende bilmiyorum- altına siyah pileli eteğimi  siyah çoraplarımı giydim. Altına kahve yarım botumu ve uzun askılı çantamı taktım (medya) . Bu sefer saçlarımı salık bıraktım zaten düzlerdi extra bir şey yapmadım. Makyajı sade yaptım mı hazırım.

Kahvaltımı yapıp -ilk defa- kapıya çıktım önceden çağırdığım taksi gelmişti. Bulut un evine gitmeye başladım. Bir yarım saat sonra geldiğimizde hemen parayı verip içeri girdim. İlk önce bir bardak su içtim sonra o yeşil şeyi yapmaya başladım. Anlamıyorum bu adam bunu nasıl içiyor. Aklım almıyor. Beş dakika sonra hazır olduğunda bardağa boşalttım ve masaya koyup beklemeye başladım. Kapı sesini duyduğumda
geldiğini anlatmıştım. Masaya oturduğunda ona göz ucuyla bakmaya başlamıştım bile. Sıfır kol tişört bütün kaslarını ortaya çıkarırken acımıyordu. Ayrıca tamam iyi hoşta benim burda afedersiniz götüm donuyor bu adam nasıl böyle durabiliyo.

" Bana öyle bakma" dediğinde gözlerimiz buluştu bu bana dünü hatırlatırken anlayacaklar denemek için zor duruyordum. Hem ayrıca ben nasıl bakiyomuşum ki?

" Nasıl?" dedim düşüncemi dillendirerek

" Yiyecek miş gibi" bu kahkaha atmama neden olurken cidden öyle mi bakıyorum diye düşünmedim değil yani. İşi dalgaya alarak

" O zaman size sizi yiyecek miş gibi baktığım için özür dilerim." dedim

" Hem ayrıca ben böyle herkesle flörtleşiyormuşum ya üzgünüm elim de değil" diye devam ettim dünü unutmadım dercesine

" Ben öyle demedim Hayal" dediğinde hı hı deyip geçiştirdim ve

" Ben sizi kapıda bekliyorum Bulut Bey" diyip dışarı çıktım. Biraz sonra üstünü giyinmiş bir şekilde geldiğinde arabaya bindik ve şirkete gitmeye başladık. Sonunda şirkete vardığınızda arabanın durmasıyla bakışlarından kurtulabilmiştim. O önde be arkasında yapılacakları naklederken su istediğinde su veriyordum ve biraz daha hızlı yürürse gerçekten düşücem artık. Veeee bam bam bam bam  tabikide  düştüm. Lanet olsun bir el uzatıldığında tuttum ve ayağa kalktım. Elin sahibine baktığımda Hakan olduğunu gördüm. Gülümseyerek

"Fazla sakarsınız galiba küçük hanım" küçük hanım o bana mı dedi
 
Elbette Hayal sakın bu beyefendiye  yanlış bir şey söyleme duydun mu?

Oooo bakıyorum da Hakan ı sevmişiz

Evet Hayal ve bence siz ikimiz senin davranışlarına rağmen çok uyarsınız

Hey orada dur öncelikle benim davranışlarımda ne varmış ve sen beni Hakana yapmaya mı çalışıyorsun

Öncelikle çok kabasın  Hayal ve ikincisi ben öyle birşey yapmıyorum sadece yakışırsınız

He he matmazel anlıyorum şimdi gidebilirsin. Matmazeli kovalayıp Hakan a

" Lütfen bana bir daha küçük hanım deme ve sanırım ikidir beni kurtarmasan bu mükemmel yüzüm hasar görebilirdi yani çok teşekkürler" dedim o ise gülüp

" Sanırım teşekkürünü yemekte daha iyi edersin" beni yemeğe mi davet ediyor peki ben ne diyicem?

Evet de Hayal Evet Evet Evet

Ne saçmalıyorsun matmazel sen hı bebeğim

Diyorum ki Hayal sakın hanfendiligimi bozdurtma bana ve hemen kabul et

Tamam matmazel sakin yeter ki sen iste ben kabul ederim aşkısı . Hakana dönüp

" Bilmiyorum " dedim bana lütfen dercesine baktığında hem kıramadım hem de matmazelden korktuğum için evet dedim.

" Peki o zaman seni saat sekizde alırım ." dediği sırada bir ses

" Hayır alamazsın Hayalin bugün çok işi var " dedi ki tahmin etmek zor olmasa gerek kimin bunu söylediğini. Bulut tabikide ama ne işinden bahsettiğini anlamadım

" İşini erken bitirirse çıkabilir aksi takdirde çıkamaz" diye devam etti Hakan da

" O zaman yarın yeriz olmaz mı" bunu bana söylemişti ama Bulut

" Olmaz yarın bana sözü var" diyerek beni sürüklemeye başladı. İyide öncelikle benim bundan niye haberim yok ayrıca bu ne işi ve sen kimsin ki benim hakkımda karar veriyorsun ya. Beni asansöre sokup kata bastı. Hemen elimi çekip

" Bulut Bey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz benim adıma karar veremezsiniz ayrıca bizim yemeğe çıkacağımızdan  benim niye haberim yok ve bu ani biriken işlerde ne?" dedim hızlıca anlamamış olabilir çünkü sinirlı olunca isteksizce hızlı konuşuyorum ve şuan fazla sinirliyim ani sarsılmaya ufak bir çığlık ağzımdan kaçarken Buluta döndüm asansörü durdurmuştu ve yavaşça bana geliyordu. Aramızdaki ufak mesafeyide kapatıp resmen dibine girdi ve eğilerek

" Öncelikle artık öğrenmiş oldun saat sekizde seni alırım. Ayrıca ben senin patronunun ve iş var diyorsam yapacaksın şimdi beni sinirlendirme ve uslu bir kız ol" hah adama bak ya yemin ederim patronum olamasa -ve Ahh tabikide Kasları ve iri vucudu- elimden bir güzel dayak yiyicekte neyse. Onu göğsünden ittirip

" Peki ama kabul etmiyorum bilin istedim boşuna kapıda beklemeyin yani" dedim gıcıkça ama o milim bile oynamadan

" Seni kapıdan alırım " dedi ve asansörü tekrar çalıştırdı. Ben ona mal mal bakarken asansör durdu. Odasına geçti ve bana saçmalamayın tabikide bir sürü iş yıktı.
Ahhh lanet olsun bu adama diyip ise koyuldum.

Cidden lanet olsun ben bunu nasıl bitiricem?

PatronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin