" Sonunda!!" diye bağırdım su lanet iş biter bitmez. Hemen karşı odaya geçip kapıyı tıklattım. İçeriden gir komutu gelince kapıyı açıp içeri girdim.
"Ne oldu Hayal" dedi lanet yakışıklı patronum
" Bulut Bey sizin bana verdiğiniz işler vardı hani hatırlarsanız " dedim o da rahat tavırlarla
" Yani Hayal " rahat davranması sinirlerimi bozarken
" Yanisi artık çıkabilirmiyim Bulut Bey saat sekiz" dedim tatlı tatlı bakarken evet saat beşten sekize kadar verdiği işleri yaptım. Manyak herif işleri dayamıştı ve beynim şuan iflas etmek üzere iyice sulandı.
" Peki çıkabiliriz" biz derken ben ona bakarken ayağı kalkıp ceketini aldı ve beni belimden iteklemeye başladı. Etraftakiler bize bakarken ben Bulut a bakıyordum. Ne yapmaya çalışıyor bu adam? Önüme döndüğümde Hakanı gördüm bana gülümser ken arkama kaydı gözleri gülümsemesi yavaş yavaş silinirken arkasına dönüp yürümeye
başladı. Ben ona öylece bakarken Bulut belimdeki elini sıklaştırdı ve" Önüne dön Hayal " diye fısıldadı önüme dönerken aynı şekilde
" Ne yapıyorsunuz Bulut Bey " dedim. O sırada son model markasını bilmediğim bir arabanın önüne gelmiştik
" Seni evine bırakıyorum Hayal" dedi bu dediğine göz devirip
" Gerek yok Bulut Bey kendim gidebilirim" o ise beni takmadan
" Bin " dedi. Ben de takmadan arkamı dönüp yürümeye başladım. Bir anda elimde el hissedince irkildim. Elimi tutana bakınca Bulut olduğunu gördüm beni arabaya kadar çekiştirip arabaya attı. Evet bildiğiniz attı adamda ki cesarete bak ya. Tam çığlık atıcakken
" Sakın Hayal böyle bir aptallık yapma duydun mu yoksa- " elini ağzıma kapatmıştı. Elini itip
"Yoksa" dedim inadına yüzünde piçimsi bir sırıtış yer alırken
" Yoksa... Hayal arka koltukta istiyecegin şeyler olmaz" ona mal mal bakarken ne dediğini anladığımda kan yanaklarıma akın etmişti bile. Ağzımdan çıkan tek şey
" Sapık" olmuştu. Yüzündeki sırıtış genişlerken arbayı çalıştırdı. Piç herif. Ona bakmamaya özen gösterirken
" Hayal kızarınca gerçekten güzel oluyorsun" demesiyle ona dönmüştüm yüzüm dünyaya yeni bir renk kazandırmaya çalışırken o kahkaha atıp önüne dönmüştü. Bende önüme dönüp evime gitmeyi beklemeye başladım. Oturduğum sokağa geldiğimizde kafama yeni dank eden şeyle gözlerimi Bulut a çevirdim
" Bulut Bey " bana dönüp evet dercesine başını salladı bunda
" Siz benim evimi nereden biliyorsunuz" bana dönüp
" Dosyada adresinde var Hayal" dedi. Bende biliyorum dosyamda adresim olduğunu.
" Her çalışanınızın evini biliyor musunuz " diye sordum
" Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun?" dedi
"Hayır" dedim oda benim gibi kısaca
"İyi" dedi araba durduğunda eve geldiğimi anlamıştım teşekkür edip arabadan inecekken bi anda beni kendine çekip
" Bir şey değil" dedi birbirimize bu kadar yakın olmamız kasılmama neden olurken hemen dudağıma çok yakın bir yeri öptü. Gözlerimi pörtlemiş şekilde bakarken hemen kapıyı açıp indim sarsak adımlarla kapının yanına gelip anahtarla açmaya çalıştım Ahhhh lanet kapı niye açılmıyor sonunda açıldığında merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım. İçeri girdiğimde hala elim öptüğü yerdeydi o sırada telefonuma mesaj geldiğinde telefonumu açıp baktım bilinmeyen numara dandı.
Yarın ki randevumuzu unutma - Yakışıklı Patronun
Bu adam kendini ne sanıyor gitmiyicem Allah Allah ya hem bu telefon numaramı nereden buldu ki telefonu elime alıp
Üzgünüm Bulut Bey hem siz benim numaramı nereden buldunuz
Cevap gelmesini beklerken ayakkabılarını çıkardım ve içeri girdim telefon titreşince elime alıp okumaya başladım.
Saat sekizde seni alırım ve dosyanda Hayal bütün bilgilerin var
Sanırım bu dosyayı bulup yakmam lazım abi bu ne ya. Cevap yazmayıp telefona PATRON diye kaydedip üzerimdekileri çıkardım ve güzelce duş alıp yatağa girdim. O sırada telefonun tekrar titremesi üzerine elime alıp mesajı okumaya başladım.
İyi geceler :)
Bu nedensizce gülümsememe neden olurken
İyi geceler :)
Yazdım bende aynı şekilde. Elim isteksizce öptüğü yere giderken bu hallerime sinirlenip kendimi uykuya bıraktım.