Selin
Sabah güneşin yüzüme vurmasıyla uyandım ve alarmsız bir hafta sonuna uyanmanın mutluluğunu tatdım. İlk yaptığım şey ise gözlerimi ovalamak oldu ve hemen ardından gece şarz aletine taktığım telefonumu kablodan çıkartıp elime aldım ve telefon açıldığındaki ışıktan kör olma tehlikemi saniyeler sonra atlattığımda mesajlarıma baktım. Oha! Ali yazmış. Benim telefon numaramı ne ara stalkladı ya?! Ne yazmış olabilir ki? Ne zaman yazmış? Sakiiiin, açıp okursan soruların cevaba kavuşucak selincik.Mesaj:
Günaydın 'gece'...Ali ben, sabahın köründe sana yazmış olduğum bu mesajın nedenini bende bilmiyorum, fazla kurcalama yani. Demem o ki...kalktığımda aklıma geldin, nasılsın diye sormak istedim. Belkide seni kahvaltıya çıkarıp, biraz vakit geçirmek istedim, belli olmaz. Eh? Ne diyorsun? Almaya gelimi seni?S: ai ne tatlı yazmış, uff ya yarım saat önce yazmış. Kesin başka plan yapmışdır bile, benim uyanmamı mı beklicek sanki. Yine de deniyim ya.
Yazışma:
S: günaydın 'mavi'.
A: oh gece uyanmış, güneş doğdumu bari kara ruhuna?
S: depresiv biri gibiymişim gibi yazıyorsun...evet güneş doğdu, teklifin hala geçerli ise karnımın da doymaya ihdiyacı var.
A: adresi yolla.
S: telefon numaramı nasıl stalkladıysan, adresimide bulursun. Yarım saate kapıda ol. Bekletirim, beklemem mavi.Ali
Deli ediyor bu kız beni. Nasıl birşeysin ya? Sabah sabah cilveleşmeye bak abi, mesajlardan bile ateş ediyor. Neyse ya adresi bulim de, telefon numarasını verdiğine göre adresini de verir herhalde.Ali tuğçeden aldığı bilgilerle yola çıkar ve selinin evine geldiğinde zile basar. Selin kendi odasının camından bakar ve aşağıda aliyi görür.
S: zile niye basıyorsun?! Annemgil evde.
A: pardon. Hadi in.
S: ben daha hazır değilim ama.
A: tamam kapıyı aç ozaman.
S: hayır orda kal, 10 dakikaya geliyorum.Selin yarım bıraktığı makyajını tamamlar ve anahtırını çantasına atarak telefonunu da eline alır ve kapıdan çıkar.
A: şahane görünüyorsun -der ve elinden tutarak etrafında dönderir.
S: delisin ya, ama teşekkür ederim 'mavi'.
A: hadi atla bakalım, karnının aç olduğunu hatırlıyorum.
S: çoook açım. Hemen sür.Ali selini bir cafeye getirir ve sandalyesini çekerek oturmasına yardımcı olur.
S: oh dünki halimizden sonra, bukadar gentilmen bir Ali beklemiyordum açıkcası.
A: sapıklığım dozunda güzelim. -der ve yanağına hızlı bir öpücük kondurur.
S: bu öpüş kokuşlar alışkınlık yapmasın.
A: yapsın...bence bir sakıncası yok.
S: eh sen ne yiceksin?
A: konuyu nasılda değişdiriryor. İki kişilik kahvaltı söyleriz. Başka bir isteğin varsa söyle, yaparlar.
S: hayır gerek yok, olanı yerim ben.Birlikte kahvaltılarını ettikten sonra kalkarlar ve deniz kenarında bir banka oturup denizin dalgalarını izlerler. Ali kalkar ve elinde bir pakat çekirdek ile geri döner.
A: al bakalım.
S: teşekkür ederim. -der ve çekirdekleri çitlemeye başlarlar. Selin Alinin bakışlarını üzerinde hisseder ve ona döner.
S: neye bakıyorsun?
A: manzarama...Alinin gözleri selinin dudaklarına kayar ve çekirdekten kıpkırmızı olan dudaklarının karşısında kendi dudaklarını dişler. Selin bunu fark edince gülümser ve aliye yaklaşır. Ali selinin yüzünü elleri arasına alır ve önce burunlarını birbirine sürter ve ardından dudaklarını birbirine bastırır. Selin dudaklarını aralar ve alinin onun alt dıdağını emmesine izin verir. İlk önce yavaş öpüşürler ama ardından alinin öpüşü sertleşince dilini de kullanmaya başlayınca selin geri çekilir.
S: dışarıdayız, rezil olucaz.
A: öpüşdüğümüz için mi?
S: hayır istekli öpüşdüğümüz için.
A: eve gidebiliriz yani, benim için bir sorun yok. -der ve bıyık alyından gülümser.
S: o gökyüzü mavisi gözleri okyanus mavisine dönüşücek şekilde koyulaşdırma.
A: ben değil, bunu sen yapıyorsun.
S: daha dün tanışdık.
A: dün tanışdık ve o tuzlu dudaklarına hala açım. -der ve tekrar dudaklarından öper. Selinde karşılık verince yanağını okşayarak devam öper. Nefessiz kaldıklarında ayrılırlar.
S: benim eve dönmem lazım.
A: yapma ya.
S: yaptım bile, hadi eve bırak beni.
A: hay hay selin hanım.