1-Topuzlu'M

90 2 0
                                    


Aniden ayağa kalkmamla başımın dönmesi bir olmuştu. E bunca yaşadıklarımdan sonra aklımı yitirmediğime şükretmem gerekirdi. Yalan!! Kimi kandırıyorum. Hayatımdaki tek aksiyon hızlıca ayağa kalktığımda başımın dönmesiydi. Öyleki sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırıyordum. Bütün bir hafta sıkı ders çalışmış tam anlamıyla bir inek olmuştum. Sonra o inek vücudumu ele geçirecek korkusuyla eski halime geri dönmeye karar vermiştim. Önümde her çeşit çikolata paketi,mendil kutuları,kullanılmış sümüklü peçeteler ve ve abimin laptopundan açtığım Ajdar şarkılarıyla âdeta depresyona girmiş,ağlamıştım. Daha sonra annem odaya girmiş halimi görünce ciddiye almıştı. Açıklama yapınca mal olduğum konusunda beni ikna edici konuşmalar yapıyordu. Hatta öyle cümleler kuruyordu ki neredeyse mal olduğuma inanacaktım. Her neyse konu benim mal olmam değil. Toz pembe olan çalışma masamın üzerinde çalan telefonu görünce elime aldım.

'Topuzlu arıyor..'

Evet! Topuzlu dostum olur kendisi. Sabah yaptığı topuzla akşama kadar durabilmek gibi bir yeteneği var. Ben yapsam bir saat içinde kuş yuvasına dönerdi. Çalmaya devam eden telefonumu yanıtlamaya karar verip ekranı sağa kaydırdım. 

"Topuzlu?" daha çok alay eder gibi söylemiştim.Sevgili dostum Deniz ona Topuzlu dememden nefret ederdi.

"Hazırlan geliyorum. Yeni dedikodularım var. Topuzlu demenin hesabını gelince vereceğim."

"Tamam canım bende seni seni seviyorum bende bende" cevap vermesini beklemeden telefonu suratına kapattım. Bu konu daha çok uzardıda uğraşacak havamda değilim. Kıyafet dolabıma ilerleyip pantol t-shirt çıkarıp giyindim. Uzun sarı saçlarımı salık bırakıp yatağıma tekrar oturdum. Telefonumu elime alıp whatsappa girdim.biri kuzenim Burak'dan diğeri sınıftakilerle açtığımız grupdandı. Grup mesajlarını es geçerek kuzenimden gelen mesajın üstüne tıkladım.

"Nehir kimya notlarını bana getirmen gerekiyor oyalanmasan iyi edersin"

'Oyolonmoson oyo odorson' gerizekalı!! İnsan bir rica eder. Ne var sanki!! Hem yakışıklısın hem zekisin arada bir de cömertsin-ki bu en çok benim işime geliyor- biraz da kibar olsan hiç fena olmamzdı. Her neyse işte. Odamın kapısının hızlı bir şekilde açılmasıyla gizli bir şey yapıyormuşum telaşına kapılıp telefonumu saklama çabalarına girmiştim. Odaya girenin Denizi görünce ne zamandan beri tuttuğumu bilmediğim nefesimi rahatlamışcasına geri verdim.

"Ulan Topuzlu sen miydin?" Bunu söyleyip tekrar telefonuma bakışlarımı çevirdim ta ki saçımın diplerinde hissettiğim acıya kadar. Topuzlu dediğim içindi bunlar. Yataktan düşmek üzereyken ellerimi yere koymuştum. Şuan ki pozisyonum mal gibi olabilirdi.Yüzüstü yataktayım ellerim yerde ayaklarım yatağımda.

"Deniz bırak kızım saçımı.Ah! Deniz!"

"Deniz yaa Deniz! Hani ne oldu topuzluya!" yaptığı şeyden zevk alıyorki sesi neşeli çıkmıştı onun aksine ben acı içinde kıvranıyordum.Elimin tekinden destek alarak sol elimle bacağını cimciklememle boş bulunup çığlık attı. O sırada küçük bir küfür mırıldanıp saçımı bırakdı. Yatakta zoraki doğrulup saç diplerimi kaşıdım.

"Embesil!" sinirle söylenip gözlerimi devirdim. O sırada odamın kapısı tekrar açıldı. Bu sefer içeri giren abimdi.

"Ne bağrışıyorsunuz siz yine bıkmadınız mı çocuk gibi kavga etmekten bırakion saç baş çekmeyide yumruklarınızı konuşturun" 

Bunları söyleyen abime şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştım. Abimden böyle laflar duymak zordu. Ağırbaşlı yapısıyla her zaman ciddiyetini korurdu. Bizi azarlayacağını düşünürken bunları söylemesi üstelik 'yumruklarınızı konuşturun' derken yumruğunu sıkıp havaya kaldırması normal değildi. Abim aslında. Almanyada yaşıyordu üniversiteyi orada okumuş sonrada şirket açıp kısa sürede büyütmüştü. Oldukca başarılı ve zengin olmuştu. Burayada bir haftalığına ziyarete gelmişti.Kısa süreli şaşkınlıktan sonra Deniz boş anı yakalamasıyla kendini savunmaya geçmişti bile.

"Valla Doruk abicim senin bu kardeşin cins cins laflar kullanıyor. Hayır yani benim gibi düzgün bir arkadaşa sahipken bu tür lafları nerden öğreniyor aklım almıyor doğrusu."

Yan yana Deniz'e bakıp üstüne yürümek için adım atmıştım ki abimin uyarısıyla durdum.

"Neyse fazla uzatmayında adam gibi oturun biz annemle çarşıya gidiyoruz evi falan yakmayın"

Abimi pek de kâle almadan kendimi yatağıma attım.

"Tamam Doruk abi bizde dışarı çıkacağız zaten siz merak etmeyin" abim Deniz'e cevap vermeden kafasıni sallayıp odadan çıktı. Deniz de yanıma gelip yatağın ucuna oturdu.

"Nehir kalk hadi dışarı çıkalım."

"Tam çıkalım bende zaten Burak'a kimya defterini götürecektim"

"Tamam hem benim sana anlatacak bir sürü şeyim var" Deniz'e gözlerimi devirip kapının arkasından siyah kapşonlumu alıp üzerime geçirdim çantamdan  kimya defterimi de alıp odadan çıktım. Deniz de arkamdan geliyordu. Evden anahtarları alıp çıktık.

"Şu ilerdeki meslek lisesini yıkıyorlarmış" Uzun süre sonra aramızdaki sessizliği bozup konuşan Deniz olmuştu.

"Hadi yaa! ÖgreNciler ne olacakmış?" kollarımın  arasındaki yeşil kimya defterime bakıp sonra bakışlarını gözlerime getirip kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bilmiyorum. Ama yüksek ihtimalle çevre okullara dağıtırlar öğrencileri." 

•••

Kolumda hissettiğim sızıyla gözlerimi araladım. Bulanık bir şekilde gördüğüm Denize mırıldanıp tekrar uyumaya çalıştım. Yelda teyzeyle Ahmet amca İzmirde yaşayan oğullarının yanına ziyarete gittikleri için Deniz bizde kalacaktı.

"Nehir... Nehir kalk bi yaa"

Daha fazla dayanamayıp gözlerimi araladım."Ne var Deniz! Gecenin bilmem kaçı! Niye uyandırıyorsun! Hayır yerini yadırgadın diyecem ilk defa da kalmıyon ki!"

Uykum yeni yeni açılmaya başlamıştı ki yattığım yataktan doğruldum. Masum masum bakan Denizi görünce bir an sert çıkıştığımı düşünsemde birşey söylemedim ayaklarımı bağlayıp benim yatağımın dibinde yer yatağı yaptığımız Denize baktım. 

"Ne oldu?"

"İsmail'i gördüm.Rüyamda"

Derin bir nefes alıp gözlerini net göremediğim dostuma baktım. 

"12 yıldır şu çocuktan hâlâ nasıl bıkmazsın aklım almıyor. Hem ilk rüyanda görüşün değil ki neredeyse hep görüyorsun zaten"

"Hayır Nehir bu sefer farklıydı. Manisaya geliyordu buraya geliyordu. Tamamen."

"Bakarsın doğru çıkar" kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Derin bir nefes verip tavanı izlemeye başladım. "Biliyorum senin anlamam biraz zor" esnedikten sonra devam ettim "sonuçta ufak hoşlantılarım dışında pek bir şey yaşadığım söylenemez ama Hayırlısıysa olacaktır zaten"

Denizde benim gibi sırt üstü yatağa uzandı. "Ben hayal kurmaktan yoruldum Nehir. Onun gelmesini beklemekten de yoruldum" titrek bir nefes aldı. Bakışlarımı Denize çevirip bir sÜre ona baktım. Tavanı izliyordu. Düşünceli bir hali vardı. Bakışlarımı tekrar tavana çevirirken odanın sessizliğini dinledim.

"Hayal kurmaktan yorulma dostum herşeyin yolunda olduğu tek yer orası. Sakın yorulma!"



°°°Merhaba arkadaşlar! İlk bölümü sizinle paylaşmış bulunmaktayım. Farkındayım kısa bir bölüm oldu ama diğer bölümde daha uzun yazmaya çalışacağım. İlk kitabım olduğunu bilmenizde fayda var. Desteklerinizi bekliyorum. Yorumlarsanız sevinirim neler düşündüğünüzü bilmek isterim. Kendinize iyi bakın👋°°°°


Hayat NotamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin