1.Bölüm

10 1 0
                                    

Arkadaşlar ilk bölümüm geldi biraz heyecanlıyım tabii ama aklımda güzel olacağını düşündüğüm bir kurgu var. Aslında daha önceden çıkartmayı düşünüyordum fakat sınavlarım nedeyle şimdiye erteledim ve aklıma daha güzel kurgular geldi ayrıca karakterleri seçmek için daha bol vaktim oldu. Her neyse hiç heyecanlı değilim.(!) Jdldk

Saatimin kulak tırmalayıcı sesiyle ürkerek kalktım. Saat 7:30 sularıydı.

Hava güneşli fakat oldukça soğuktu.

Bugün edebiyat sınavım vardı ve kaç saat çalıştığımı ne kadar bilmesem de çok çalıştığımı biliyordum.

Kalktıktan yaklaşık 5 dakika sonra annemin "Rana,kahvaltı hazır." Sesiyle gözlerimi halının deseninden kaldırıp aynaya yönelttim. Yüzüm gözüm şişmişti,bir canavarı aratmıyordum. "Tamam anne,geliyorum." Diye annemin çağrısına karşılık verdikten sonra kalkmaya karar vermiştim.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşşağıya,sofraya indim. Mutfağa girdiğimde babam,annem ve abim çoktan yerini almış hatta başlamışlardı bile. Bende günaydın diyerek her zamanki yerime geçtim.

"Kızım,edebiyat sınavın mı var?" Soruyu yönlendiren babama "Evet." Diye karşılık verdim. Olaya abim Cenk atlamıştı: "Neden bir hortlak gibisin,ürkütüyorsun." Ne karşılık vereceğimi bilemediğimden taklidini yaparak "Nidin bir hirtlik gibisin,irkitiyirsin." Dedim.

Babam ve annem bize bakarak tebessüm ediyorlardı. Her zamanki halimiz olduğundan bize pek bir şey demiyorlardı.

Aile bağlarımız olduğundan daha güçlüydü. Abim,annem ve babam ile klasik bir Türk ailesiydik.

Babam otomativ şirketinde pazarlamacı olarak çalışıyor, annem de bir dershanede öğretmenlik yapıyordu. Abim okulunu daha bu sene bitirmişti ve turistlere rehberlik yapıyordu. Ben ise 4 senelik üniversitenin 2. senesini okuyordum.

Babam işe gitmek üzere kalktı. Babam işe giderken abimi ve annemi bırakıyordu fakat benim okulum ters düştüğünden ben servisle okula gidiyordum. Aslında çoğu zaman yürüyodum. Yürümek iyi geliyor.

Babam annem ve abimi yolculadım. Onların gitmesinden 20-25 dakika sonra ben çıkıyordum. Bu yüzden oturup yemek yemeğe devam ettim. Zaten hazırlanmam kısa sürüyordu.

Yaklaşık 5 dakika daha yemek yedikten sonra yukarı kattaki siyahların ve mavilerin hakim olduğu odama çıktım. Odam çok kalabalık bir oda değildi. Bir yatak, bir gardolap, çalışma masam ve kütüphanem vardı. Kitap okumaya bayılıyordum.

Gardolabımı açtım ve grimsi yeşil tonlarında bir kazak giydim ve altına siyah bir tayt giyip gardolabımı kapattım. Kahküllerimi düzleştirdim ve geriye tam 10 dakikam kaldı.

Bunları düşünürken kapı çaldı. Abimin yine bir şey unuttuğunu düşünerek kapıya yöneldim. Önce kapı deliğinden baktım fakat kimseyi göremedim. Ardından açmak ve açmamak arasında kalsam da kapıyı açtım.

"Kimse yok mu?" Desem de ses yoktu.

Bu da ne? Bir zarf.

Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim olmayan zarfı aldım ve odama çıktım. İçerisinden bir mektup beklediğim zarftan bir adet küçük kağıt çıkmıştı."Üzerindekileri sevdim."

Bu da neydi? Her neyse zamanım geçiyordu ve ben okula uykulu bir şekilde yürüyerek gitmek istemiyordum. Büyük ihtimalle okuldan bi gerizekalının yaptığı saçma bir şaka.

Ben bunları düşünürken servisin kornasını duydum ve koşar adımlarla servise bindim. İçerisinde şüpheli kimse var mı diye bakmaya başladım fakat servisimde daha çok orta okula giden çocuklar vardı. Hadi ama şu saçma şakayı bir kenara burakmalıyım.

Okula gelmiştik ve Cansu beni kapıda bekliyordu. Koluna girdim.

"Selam küçük hanım."
"Selam."
"Daha sıcak bir karşılama bekliyordum." Dedi. Kafama takılan küçük karttan başka bir şey değildi. Olanları Cansu'ya anlatacaktım. O benim 3. Sınıftan beri en yakın arkadaşımdı.

"Ahh Cansu. Sabah servise binmeden bir zarf geldi ve zarfın içinde giydiklerini beğendim yazıyordu."
"Küçük bir şaka olmalı. Hadi kantine gidelim,kahvaltı yapmadım. " diyerek geçiştirdi ve peki demekle yetindim.

Sevgilim olan Can ve Toprak-İlayda ikilisi hiç ayrılmazlar bir masada oturuyorlardı.
"Hoşgeldin hayatım." Dedi Can suratında tatlı bir gülümsemeyle. "Hoşbuldum tatlım." Dedim. O sıcak gülümsemesine karşılık vermeyi de ihmal etmedim.

İlayda "Hoşgeldiniz kızlar. " dedi ve o da gülümsedi. Ona da hoşbuldum dedikten sonra oturdum. Sonunda.
Hepsi ile üniversitede tanışmıştım. Can dostum olan Cansu hariç.

"Gamze nerede?" Diye bir soru yönelttim ve hiçbiri bilmiyor olacak ki kimse cevap vermedi ve büyük bir sessizlik oldu. Bu sessizliği bozan,sessizliğe neden olan kişiydi. Gamze.

"Selam cicişleer. " dedi. Gamze hep böyleydi. Ağzını yayarak konuşur ve her zaman giyimine saçına makyajına dikkat ederdi.

"Okuldan sonra pikniğe gitmeye ne dersiniz? Erken biter bence." Soruyu yönelten Toprağa,Can "Olabilir. Siz ne dersiniz?" Dedi. Aslında haklılardı ve edebiyat sınavlarımız gerçekten çok kolay oluyordu.

"Kafa dağıtmak için birebir." Diyen Cansu'ya başımı sallayarak "Güzel görünüyor diye cevap verdim. Kulağa hoş geliyordu. Görev dağılımlarını yaptık ve göl kenarında ormanın içi olmayan fakat ormana yakın olan bir yer seçmişlerdi ve ben çok heyecanlıydım.

Sınav gerçekten kolaydı. Ahmet hocaya teşekkür etmem gerekiyordu. "Wow. Kolay olacağını biliyordum fakat bu kadar olacağını düşünmemiştim." Bunları söyleyen dersleri o kadar da iyi olmayan İlayda'dan başkası değildi."Haklısın." Diyerek karşılık verdim.

Biraz sonra Cansu yanımıza gelerek "Erkekler henüz çıkmadı. Biz gidip hazırlıklarımız yapalım." Dedi. Dediklerini başımı aşşağı yukarı hareket ettirerek onayladım.

Eve geldiğimde hiç kimse yoktu. Babam saat 8,annem 6, abim ise 7 civarında eve geliyordu ve saat 2 idi.

Odama gittim ve hava sıcak olmaya başladığından kısa kollu bir şeyler giymeye karar verdim.

Dolabımı açtığımda mavi bir tişö...BİR ZARF DAHA!
Bu kadarı çok fazlaydı ve bu sefer yazan daha tüyler ürperticiydi.

"Bensiz mi gideceksiniz?"

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin