Sinir bozucu alarmın sesinden dolayı sabah 6'da ayaktaydım. Ben alarm falan kurmamıştım ki? Yataktan kalkıp telefonu elime aldım ve Jeremy'ye mesaj atmaya karar verdim. "Ben uyandım, saati erkene alsak? Mesela şimdi, eğer uyanıksan cevap ver -Alice". Mesajı yazdıktan sonra telefonu yatakta bırakıp banyoya gittim, elimi yüzümü yıkarken salondan sesler geliyordu. Sabahın köründe? Havluyla yüzümü kurulayıp yavaşça banyodan çıktım. Salona doğru ilerlerken ses netleşiyordu. "Sakın gelme! O burada değil- Hayır Zayn!- Ben birşey bilmiyorum" Daha fazla dinlemek istemiyordum o yüzden odama döndüm. Miley'nin başını derde sokmuştum. Çok pişmandım. Ama bir dakika? Zayn, Miley'le arkadaş olduğumu nereden biliyor? Hızlı adımlarla salona ilerledim. Miley beni görünce telefonu kapattı. "Onun yüzüne kapatmak zorunda değildin. Kim olduğunu biliyorum" dedim gülümseyerek. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Nereden biliyordu benim seninle tanıştığımı?" diye sordu. "Ben nereden bilebilirim Miley!" diye çemkirdim. Sonra da sarıldım ona. "Özür dilerim, her şey için. Başın dertte." Neden fısıldadığım hakkında bir fikrim yoktu. "Ondan korkmuyorum Alice!" O da fısıldıyordu. Geri çekildim ve alnına öpücük kondurup "Bu saatte niye ayaktasın?" diye sordum. Postacı hep bu saatlerde gelirmiş, onu öğrendim. Odama gitmek için izin isteyip odama gittim. Telefonumu aldığımda 4 cevapsız arama ve 1 mesaj vardı. Önce mesajı açtım. "Uyandım cadı. Şimdi evden çıktım. Sahile gitmeyelim, xxxx barına gel. Bu saatlerde hala açık olur -Jer". Her şeyi anladım da bu cadı meselesi ne? Bana Jeremy ne zamandan beri cadı diyordu? Her neyse. Çantamı hazırlayıp içindeki kıyafetleri -Zayn'in kıyafetlerini- çıkarttım ve yatağın üstüne bıraktım. Salona geldiğimde kimse yoktu ama mutfaktan tost kokusu geliyordu. Mutfağa geldiğimde Miley bana döndü. "Ne o? Çantanı neden aldın?" diye sordu. "Ya benim acil bir işim var. Bana kıyafet verebilir misin?" diye sordum çekinerek. Tamam arkadaş olabiliriz ama çooo..ok samimiyiz diyemeyeceğim. "Tabi ki, sen tosta bakar mısın?" dedi ve mutfaktan çıktı. Bu ev apartmanda bir daire olduğu için sürekli merdiven inip çıkmam gerekmiyordu. Miley bana seslenince tostu tabağa koydum ve onun yanına gittim. Elinde açık mavi bir salaş tişört ve toz pembesi dar bir pantolon vardı. Öbür elinde ise yine açık mavi bir platform ayakkabı. Hemen elinden alıp odama geçtim. Hızlıca giyinirken bir yandan cevapsız çağrıların kim olduğuna bakıyordum. Louis x4. Ah yok artık. Sabahın köründe onun ayakta ne işi var? Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım, zaten düzdü. Telefonumu elime alıp salona geçtim. Mutfaktan da çantamı aldım, Miley'yi öpüp evden çıktım. Bar çok yakındı, bu yüzden yürüyerek gitmeyi tercih ettim.
Bara geldiğimde etrafıma göz gezdirdim. Jeremy ortalarda yoktu. Bir bar sandalyesine oturup viski istedim ve beklemeye başladım. Viskimi içerken omzumdaki elle irkildim. "Beni mi bekliyordun?" Bu ses..... "KAHRETSİN!" diyerek arkamı döndüm. Tahmin ettiğim gibi karşımda duran Jer değildi. "Sen olduğunu tahmin etmeliydim! Bana cadı diyen başka biri yok ki" Kendime kızıyordum. Tekrar arkamı döndüm ve viski bardağını bırakıp kapıya doğru ilerledim. Kolumdan tutup kendine çevirmesiyle sendeledim. Gözleri dolmuştu. Bende dayanamıyordum. Bu Zayn'e özel bir şey değildi. Herkes için, herhangi biri karşımda ağlasa dayanamam. "Şimdi burada ağlayacak mısın?" dedim omuz silkerek. Kafasını iki yana salladı, gerçek anlamda üzgün görünüyordu. "Senin neyin var Zayn! Aşık olmadığın biri için neden ağlıyorsun?" Cevap vermemişti yine. Gözleri dudaklarımı izliyordu. Evet, rahatsız olmuştum. Beni öpmesini istemi- OF. Geri çekildim ve "Beni böyle etkileyeceğini sanıyorsan yanılıyorsun bayım." diyerek yanağını okşadım. Dudaklarımı burnuna bastırıp arkamı döndüm ve bardan çıktım. Ağlamak istesem de bazen ağlayamıyordum, gözyaşlarım akmıyordu. Telefonumu elime alıp Jeremy'yi aradım.
"Alice?"
"Evet gerizekalı! Benimle oyun oyn-" "Onun suçu yok. Telefonunu ben karıştırdım." Arkamdaki ses lafımı bölmeme yetmişti. Donup kalmıştım. O sırada Jer konuşuyordu ama dinlemiyordum. "HEY ALICE! O ZAYN Mİ?!" Telefonu Jeremy'nin yüzüne kapatıp Zayn'e yaklaştım ve bir parmağımı göğsüne bastırarak "Artık bana karışma Malik! Benden uzak dur!" diye bağırdım. "Ama seni seviyorum Michela..." Bu söylediğine cevap vermeden uzaklaştım oradan. Koşarak uzaklaştım. Bana yetişmesini istemiyordum. Benden uzak durmasını istiyordum. Bir taksi durdurup bindim ve sahile gitmesini istedim. Gidecek başka bir yerim var mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If You Want I Can Change
FanfictionAlice, Louis'yi sevmektedir ama Zayn yüzünden kafası karışmıştır. Belki de Zayn'i seviyordur? Ama Louis'den vazgeçebilecek mi? Kafanızı karıştırdım, değil mi? :D OKUYUN VE ANLAYIN O ZAMAN... VOTE'LARSANIZ SEVİİNİRİMM xx