Gözlerimi açtığımda Zayn'in gözleriyle karşılaşmam bir oldu. Ov, onu seviyordum bunu şimdi kabul ediyorum. Bana bakıp "Günaydın güzellik" dedi ve dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Ellerimi ensesine yerleştirip karşılık verdim ama geri çekildi. "Bir daha kandırılmak istemiyorum Alice, beni gerçekten seviyor musun?" Önce sustum, hiçbir şey diyemedim. Sonra birden "Evet!" diye bağırdım. "Evet, seviyorum!"
"Alicee...Alice bende seni seviyorum da artık uyan!" Gözlerimi açtığımda Zayn'in ela gözleriyle yine karşılaştım. Burnu burnuma değiyordu. Ve gülüyordu. "Rüyalarına giriyorum demek ki" Hala gülüyordu. "Ne alaka? Girmiyorsun bikere. Ben, ııı... ben Ian Somerhalder'a diyordum onu." Bunların hepsi lanet bir rüya mıydı?! Kahretsin of! Zayn'i itip ayağa kalktım ve lavaboya girdim. Yüzüme su çarpıp çıktım. Zayn hala yatakta oturuyordu. "Bütün bir gün burada, seninle kalmak istiyorum. Sadece bir gün ama tam gün..... Lütfen." Neden benim aklımdan geçen fikirler Zayn'in ağzından çıkıyordu ki? Ah şaka şaka. Ben ve Zayn'le burada tam bir gün geçirmek? "Zayn, Harry hastanede. Şimdi oraya gitmeliyiz." dedim ona yaklaşarak. Ona biraz yumuşak davranıyordum, evet. Çünkü düşünürsek ona ait olmam sadece onun suçu değildi. Ben de kaşınmıştım, o yüzden ona sert davranmamaya karar verdim. Yavaş adımlarla odadan çıkıp şömineli odaya indim. Burası gerçekten harikuladeydi. Zayn'in miydi acaba? Belimde hissettiğim kollarla irkildim. "Ne düşünüyordun?" dedi fısıldayarak. Onun kollarını belimden çektirip ona döndüm. "Tamam, sana ait olduğumu kabul ediyorum Zayn. Ama...ama o zaman bilincim yerinde değildi. Yani demek istediğim şey-" "Hiçbir şey hissetmedin, hissedemedin. Ne aşk, ne tutku, ne öfke, ne korku... hiçbir şey hissedemedin Alice. Ben özür dilerim, ilkini böyle yaşattı-" Onun daha fazla konuşmasına izin vermeden öpüşmeyi başlatan bu sefer ben olmuştum. Ellerini yanaklarıma getirdi ve karşılık verdi. Çok nazik öpüyordu. Bende ellerimi onun ellerinin üzerine koyup gözlerimi yavaşça açtım. Onunkiler kapalıydı ve....Aman Tanrım! Kirpikleri tek kelimeyle MUHTEŞEMDİ. Çok kıskanmıştım. Onun dilini hissetmemle geri çekildim ve sarıldım. "Zayn..." "Lütfen Alice, anı bozma." "Ama Harry..." "Beş dakika, sadece beş dakika". Onu artık dinliyordum, onu öpen ben oluyordum, rüyalarıma giriyordu. Bana ne olmuştu böyle? Ellerini tuttum ve gözlerinin içine baktım. Tıpkı onun bana, rüyamda söylediği şeyi tekrarlayacaktım.. "Ben kandırılmak istemiyorum Zayn, beni gerçekten seviyor musun?" dedim fısıltıyla. O da bir-iki saniye ciddi bir şekilde gözlerimin içine bakarken birden gülmeye başlamıştı. Ne olmuştu? Komik olan neydi? Hala gülüyordu hemde kahkahalarla?! Ellerini bırakıp omzundan sarstım. "KOMİK OLAN NE!" diye bağırdım ama o hala gülüyordu. "ÇOK SİNİR BOZUCUSUN MALİK! BENİ KANDIRDIN DEĞİL Mİ? HİÇBİR ZAMAN BENİ VE YAŞADIKLARIMIZI DİKKATE ALMADIN! SENDEN NEFR-". O huzurlu öpücük sayesinde sakinleşmiştim ama karşılık vermiyordum. Şuan gerçekten sinirliydim. Ellerimle göğsünden itip "Amacın ne! Söyle amacını da boşuna ümitlenmiyim!" dedim bağırarak. "Evet." dedi sadece. "Evet mi? Ne evet?" "Evet, seni gerçekten seviyorum Michela...". Dediği şeye cevap vermemiştim, verememiştim. Koltuktan çantamı aldım ve kapıya ilerledim. Zayn'e döndüğümde bana bakıp gülüyordu. Çantayı ona fırlatıp "GERİZEKALI! NİYE İKİ SAATTİR GÜLÜYORSUN O ZAMAN!" diye bağırdım. Tam isabet! Çanta kafasına gelmişti. "Ah Alice, sadece tuhaf geldi söylediğin şey. Demek ki sende beni seviyorsun. Biraz önce beni öptüün!" "Neyse ne... Çantamı da al ve....ve artık gidelim" dedim ve kapıyı çarpıp evden çıktım. Buraya umarım en kısa zamanda yine gelirdim....onunla.
Hastaneye geldiğimizde kimse yoktu. Yani çocuklardan kimse yoktu. Doktoru bulup Harry'nin iyi olup olmadığını sorduğumuzda onu başka bir odaya aldığını söyledi. "Odaya mı geçti? O zaman durumu iyi?" "Evet bayım, durumu daha iyi. Ve...ve söyleyin şu kız arkadaşınıza, buraya bir daha gelip hastamıza zarar vermeye kalkmasın!". Ne? Doktor arkasını dönüp giderken koşar adımlarla ona yetiştim ve "Hey! Doktor Bey! O kız? O kız hangi kız?" diyebildim sadece. "Geçen gün size kötü şeyler söylemişti... Ben arkadaşınız sanmış-" "Yanılmışsınız. Tamam teşekkürler" dedim ve Zayn'in yanına döndüm. "Sen git, benim ufak bir işim var." dedim ve yanağını öptüm. Elimi tutup "Aramızdaki şey ne?" diye fısıldadı. "Daha sonra konuşalım" dedim ve merdivenlerden aşağıya indim. Dışarı çıktığımda sol banklardan birinde Liam oturuyordu. Yanına gittim, "Sorun ne? Üzgün gibisin." dedim omzuna vurarak. "O kız..." dedi sadece. "Ben halledicem şimdi, merak etmeyin!" dedim ve arkamı dönüp gidecekken kolumdan tutup durdurdu. "Bende geliyorum Alice." dedi. Bir şey demeden onunla birlikte arabaya bindik ve onun -Samantha'nın- evine doğru yol aldık.
"GERİZEKALI! O SENİN YÜZÜNDEN BAYILDI! SENİN YAPTIĞIN ŞEYE BAK! BEN BURADA İKİNİZİN TEKRAR BİRLEŞMESİ İÇİN UĞRAŞIYORUM AMA....AMA SEN GELMİŞ BANA SÜRTÜK DİYORSUN!"
"ÇÜNKÜ ÖYLESİN SENİ SÜR-AAAAAAAA!". O sürtüğün saçından tutup yere düşmesini sağladım. Liam bizi ayırmaya çalışsa da işe yaramıyordu. O sürtüğü şuanda öldürmek istiyordum. İkimiz de yerde boğuşurken biri kolumdan hızlıca çekip ikimizi ayırmayı başardı. O kişiye döndüğümde Louis olduğunu fark ettim. O bu kadar güçlü müydü? "Teşekkürler...." dedim ve kolundan kurtulup evden dışarı çıktım. Hava biraz da olsa iyi gelebilirdi. Telefonumun sesiyle irkildim. Arayan Zayn'di. Etrafıma göz gezdirip telefonu açtım.
"Zayn zaten geliyorum. Orada konuşsak?"
"Sadece merak etmiştim."
"Merak etme ben iyiyim. Ama Samantha'yı bilemem." dedim gülerek. O da güldü. Ve onun gülüşü her şeye değerdi... Telefonu kapatıp Liam ve Louis gelince arabaya bindim.
Hastaneye geldiğimizde arabadan inip bizi bekleyen Zayn'in yanına gittim. "Alice? Kaşın!" dedi bağırarak. Beni kucağına alıp koşturarak acile girdi. Ben onun bu haline gülerken o hala telaş içerisindeydi. Beni bir hemşireye teslim ettikten sonra rahatlamış görünüyordu. "Zayn, rahatlar mısın? Sadece kaşım kanıyor o kadar" Hala gülüyordum. Hemşire beni uyarınca sustum. O sırada Niall yanımıza geldi. Zayn elini elimden çekip cebine koydu. Bu aramızda her ne varsa çocukların öğrenmesinden ikimiz de korkuyorduk. Hemşire pansumanı bitirince yataktan kalktım ve merdivenlere yöneldim. Arkamdan gelen Zayn ve Niall bir anda yanımda belirdiler. Niall, "Kaşına ne oldu Alice?" diye sordu. "Kavga ettim, hak eden biriyle" dedim gülerek. Harry'nin odasının önüne geldiğimizde Niall "Ben kafeteryaya gidip yemek aliyim" dedi ve yanımızdan ayrıldı. Zayn etrafı kontrol ettikten sonra belimden tutup kendine çekti ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurup hemen geri çekildi. İkimiz de kıkırdadıktan sonra odaya girdik. Harry uyuyordu. Alnına öpücük kondurup ikili koltuğa, Zayn'in yanına oturdum. Zayn, "Alice, seni gerçekten seviyorum." diye fısıldadı. Kollarımı beline dolayıp "Bende seni..." diye fısıldadım bende. Gözlerimi kapatıp kafamı göğsüne yasladım. Gözlerimi açmama sebep olan cümleyle Zayn'le birbirimize bakmıştık:
"Siz....birlikte misiniz?"
---10 VOTE OLMUŞTU, BENDE YB PAYLAŞTIIM. İYİ OKUMALAR CANOLAR xx--- (YİNE MOBİLDEYİM.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If You Want I Can Change
FanfictionAlice, Louis'yi sevmektedir ama Zayn yüzünden kafası karışmıştır. Belki de Zayn'i seviyordur? Ama Louis'den vazgeçebilecek mi? Kafanızı karıştırdım, değil mi? :D OKUYUN VE ANLAYIN O ZAMAN... VOTE'LARSANIZ SEVİİNİRİMM xx