Bölüm 3

3 0 0
                                    





Gerçek








  Yavaş yavaş yağan karın etkisiyle dışarı çıkmak için hazırlandı. İleriye dönük hayallerini hep kapalı havalarda kurardı. Güneş açtığında ise ne mutlu sadece kendisini eğlenmeye adardı. Zaman zaman gelip geçen krizleri oluyordu. Düşüncelere dalınca onu oradan kurtarmak her zaman zor olmuştu. Her zaman olduğu gibi ince kıyafetleri ile dışarı çıktı. Zor hasta oluyordu. Dışarısı hafif soğuk, yağan kar taneleri altında dans eden insanlarla doluydu. Çorbanın içerisindeki makarna taneleri gibi teker teker seçilebiliyordu kirli bedenleri beyaz kar taneleri altında. Aylak çok fazla kar görmemişti. Bu düşünceler ile daha ilk kez karşılaşıyordu. Kirli insan bedenleri, insanlar gerçekten bu kadar kirli olabilirler mi? Cevabını bildiği fakat kendisine cevabını vermeye korktuğu sorular torbasına fırlattı bu düşüncesini. Kirli, pis, kötü ruhlu insanlar aldıkları nefes ile birbirlerini zehirliyorlar. Bugünün haber başlığını bulmuş bir gazeteci gibi sevindi. Kirlenmiş ruhlar. İnsanlar birbirlerinin hareketlerinden örnekler alarak ilerletirler karakterlerini diye düşündü. Bir çocuk evde izlediği ve gördüğü davranışları benimser ve bu davranışlar bilinçaltına yerleşir. İlerleyen zamanlarda tekrarlayan bu davranışlar artık normal görünür ve kendisi de aynı davranışları uygular. Sonra onun çocuğu kendi çocuğuna, o onun çoğuna ve sonunda onun bunun çocuğuna kadar gider. ''Kirletiyorlar!'' diye bağırmak istedi aylak. ''Kirletiyorlar beni, hislerimi, düşüncelerimi, sevgimi, bedenimi..'' Elinden gelse kendisini kapatırdı bir odaya çıkmazdı oradan. Ne gerek vardı yalana, hayal kırıklığına ve en önemlisi kendinden olmaya. Zavallı aylak, eski düşünceler bir bir sarmıştı etrafını. Kafası karışık bir şekilde yürüyor ve karşısına insanlar çıktıkça onları birer birer eziyordu gözüyle. Her önüne geleni devirdi ve devirirken kendisi de gitti. Sonunda anladı, onlar gibi olabilmek için kendisinden ödün vermesi gerekiyordu. '' İntikam alacaksan kendini feda etmelesin '' diye düşündü. Kim için kendisinden vazgeçmeye değerdi? Eğer aylak olmazsa, dünya ne duruma gelirdi? Ah bencil aylak. Kendisini nasılda üstün görüyordu. '' Aylak olmazsa dünya ne konuma gelecekmiş? ''Aslında farketseydi dünya için şu gökyüzünden düşen kar tanelerinden farksız olmadığını, o kadar küçük ve o kadar önemsiz olduğunu belki de daha değerli yaşardı hayatını. Kendisini önemsemesi yüzünden kaç kişiyi kaybetmişti? Adeta ''siz hepiniz ben tek'' demişti dünyaya. Kafası dimdik balıklama daldı hayata, hayatın derinliğini hesaba katmadan. Çakıldı aylak atladıktan yirmi yıl sonra.

Ufak gürültülerin ardından ilk üç bölümünü yazdığı kitabına ara vermek zorunda kaldı Güz. Güz fazla geniş bir aileye sahip değildi. Çekirdek ailesi anne babası ve Güz üçlüsünden ibaretti. Zaman geçtikçe kendi içlerinde ayrılmalar yaşan bu aileyi sonunda annesi ve Güz oluşturdu. Düşüncelerini bir metin halinde yazmayı düşünen Güz bugüne kadar bunu eyleme geçirememişti. Yazdıklarını ikinci okuyuşunda bütünlüğü sağlayabildi. Kendisini Aylak olarak adlandırması onun içinde ufak bir mutluluk oluşturdu. Kimleri kimler yapmıştı bir Güneşi bir yıldızı ve en önemlisi Alirıza vardı kitabında. Bu zamana kadar kimsenin bilmediği kafasından yarattığı bir hayali karakter olan Alirıza Güz için hep en iyi dost oldu. Okulda ve sosyal yaşantısında fazla arkadaşa sahip olmayan Güz onu sadece Alirıza'nın anladığını düşünüyor ve biliyordu. Kıvırcık sarıdan dönme kahverengi olan saçlarının aksine Alirıza siyah ve düz saçlara sahipti. En ufak ayrıntısına kadar yarattı onu. Kendi istediği gibi bir arkadaşa sahip olan çok insan yoktu Güz'ün çevresinde. Bütün gün ne yaşaması gerekiyorsa yaşayıp gün sonunda Alirıza ile olan biteni konuşurdu. Kafasına takılan en ince ayrıntıları sorar, yardım isterdi. Elinden geldiğini yapan Alirıza ise eninde sonunda bu günlerin biteceğini biliyordu. Onu üzen başka bir şey vardı. Güz onsuz ne yapacaktı. Yaklaşık olarak yedi yıldır beraberlerdi. Birbirlerinden ayrı saniyeleri bile geçmeyen iki arkadaş gün gelecek birbirleri için yabancı olacaktı. Alirıza bunları düşünmeye bile dayanamıyorken Güz için içi sızlıyordu. Yavaş yavaş Güz'den uzaklaşma kararı aldı. Gelip geçen günlerin ardından elinden bir şey gelmeden yaşamaya devam etti Aylak. Düşünceleri olgunlaştı. Kendisi büyüdü ve sakalı artık daha gür çıkıyordu. Adam olmaya yaklaştı. Ee.. böyle denilmez miydi? Herkes için oğlanlar sakalı ve kasıklarında kıllar çıktıktan sonra adam, kızlar ise nehirleri akmaya başladığında, vadilerini bir kamışa açtıktan sonra kadın oluyorlardı. Ah güzel düşünceler, ah sizi bizi yiyip bitirenler. Herkes için bunlar böyleydi. Sanırım böyle yitip gidecek insanlık. Güzel insanoğlu. Nerede şimdi insanlık?

Düzenli olarak gittiği kafeye gitme kararı aldı Aylak. Üstünü değiştirdi ve şalını boynuna doladı. Hava serin olmalıydı. Yaza iki ay kalmasına rağmen yağmur hala şehir ile vedalaşamamıştı. Günler akıp giderken o kıza aşık olacağını bilememişti. Hayatının kadını karşısında o ise düşünceler diyarında tur atıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AYLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin