Sonunda okul bitti. Artık tatil zamanı. Bu gün ailecek Rocky dağlarına gidiyoruz. Babam yine her yıl gittiğimiz otelde oda tuttu. 1 ay kalıp tatil yapacağız. Kayak yapmayı özlemişim. Biliyorum çoğu aile tatili denizde geçiriyor ama biz Kaliforniya'da yaşıyoruz yani nerdeyse denize girmedigimiz gün yok diyebiliriz. O yüzden tatillerde hep Kanada'ya gideriz. Karı çok seviyorum özellikle kayak yapmayı , rengarenk kazaklar , montlar içimi ısıtıyor. Evet yola çıkma zamanı...
Otelin önüne geldik. Ben arabadan indim bavulumu aldım.
''Katheryn kardeşinle önden gidin biz diğer bavulları alıp geliyoruz.''
''Tamam anne ben çok yoruldum direk odaya çıkacağım.''
Max'ide alıp içeri girdim. Resepsiyondan odanın kartını aldım. O sırada bir bağırma sesi duyup döndüm. Bir kızla bir erkek vardı. Kız , çocuga 'Artik daha fazla katlanamayacağım gidiyorum' diye bağırıyodu. Ne olduğunu merak ettim ama çok yorgundum. O yüzden ilgilenmedim.
Max'in elini tutup asansöre dogru yürümeye başladım. Ne olduğunu anlamadım biri beni itti , yere düşmekten son anda kurtuldum.
Tam 'ne yapmaya çalışıyosun gerizekalı ' diye bağırıcaktım ki beni itenin az önce ağlayan kız olduğunu gördüm. Ağladığı için bir şey söylemedim. Yazık kıza , kimbilir o salak çocuk ne yaptı diye düşünürken kız asansöre bindi ve yüzüme baka baka asansörün kapısını kapattı. Daha itmenin şokunu atlatamadan bide kapıyı yüzüme kapattı hiç bişey yapamadım dondum resmen. Yuh! çocuk ne yaptıysa artık kızın beyni uçmuş. Ben az önce bu kıza mı acıdım yani.
Sırt çantam o kadar ağır ki acaba içine eşya yerine taş mı doldurdum diye düşünmeye başladım. Çantayı elime aldım , pislenmesin diye yerede koyamıyorum.
''Abla ben kaytopu oynamak istiyorum hadi gidelim.''
''Önce odamıza çıkmamız lazım.''
''Off ya.''
''Sen hiç yorulmadın mı baş belası.''
''Yorulmadım işte.''
''Yarın götürürüm söz.''
O sırada biri çantamı aldı. Babamdır diye arkama döndüm ama kıyafetinden otel çalışanı olduğunu anladığım bir çocuk vardı.
''Merak etme hırsız değilim yalnızca yardım etmeye çalışıyorum.'' (çok kötü baktım galiba)
''Yok hayır seni babam sanmıştım o yüzden şaşırdım biraz , teşekkür ederim Alex.'' adını yaka kartından gördüm.
''Hmm bu hiç de adil değil.''
''Çantam ağır geldiyse bırakabilirsin.''
''Hayır sen benim ismimi biliyorsun ama ben senin ismini bilmiyorum.'' gülümsedim.
''İyi numaraymış bunu bütün kızlara yapıyor musun?''
''Hayır sadece güzel olanlara.'' içimden çok klişe diye düşündüm ama gerçekten çok güzel gülüyor.
''Tamam o zaman adım Katheryn Evans.''
O sırada asansör geldi. Ben Max'le asansöre binerken Alex de çantaları asansöre yerleştirdi.
-''İşte oldu. Evet Katheryn daha sonra teşekkür için bana bir kahve ısmarlaya bilirsin.''
''Tabi neden olmasın.''
Asansörün kapısı kapandı ama kapı cam olduğu için onu görebiliyorum. Sırıtıyor. Bu çocuğun gülümsemesi mükemmel tabi bide o mavi insanın içinde kaybolabileceği gözleri var. O kızı görürsem kesinlikle teşekkür edicem.
Sonunda odama yerleşmeyi başardım. Max'de sonunda uyudu. Kapı çaldı açtım. Bu sefer babam.
''Kızım bavulunu getirdim birşey olursa yan odadayız. Max rahat vermezse getirirsin.''
''Tamam baba sen merak etme. Max uyudu zaten.''
babam alnıma yumuşacık bir öpcük kondurdu.
''İyi geceler küçük hanım.''
''İyi geceler.''
Uyuma zamanı yarın uzun bir gün olucak nede olsa 18 yaşına giriyorum.
Meraba :D Bu benim ilk hikayem :) yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. 2. bölümü bittirdikten sonra paylaşmayı düşünüyorum. Yazım yanlışları varsa özür dilerim telefondan yazıyorum. Okuyan herkese çok teşekkür ederim :D Okumaya devam edn :)xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Kız
FantasyYüzüme vuran hafif esintiyle gözlerimi açtım. Ve güneş ışığı göz bebeklerimi doldurdu. Neredeyim ben? Yattığım çimenlerin üzerinde doğrulup etrafıma bakındım. Bir çayırdayım. Peki, ama orman nerede. Bu çayırın sonu yok gibi. Karlarla kaplı çayırda y...