Yaa biliyorum 3. bölümü hala paylaşmadım ama okulum tam gün dersanede var :( hiç zamanım olmuyor. Bu hafta sonu üçüncü bölümü yayınlıcam hepinizden çok çok özür dilerm sizi seviyoruum :D :D
Gözlerim kapalı ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Tabi ya her sabah olduğu gibi Max beni uyandırmak için üstümde zıplıyor. Max beş yaşında , başımın tatlı belası yürümeye başladığından beri sabahları uyuyamıyorum.
''Abla uyan hadi bu gün doğum günün.''
Gözlerimi açtım ve gülümsedim.
''Sen gel bakalım buraya.''
Max'i tutup yanıma yatırdım ve gıdıklamaya başladım.
''Ya abla kaytopu oynucaktık.''
''Sen önce kartopu demeyi öğren.''
''Banane , dün söz verdin.''
''Tamam kahvaltıdan sonra gideriz.''
Max'i annemin yanına bıraktım ve giyinmek için tekrar odama döndüm. Önce Maria ve Lucas'a mesaj atayım.Geldiğimi bile bilmiyorlar. Maria ve Lucas benim en iyi arkadaşlarım aynı okuldayız hatta aynı sınıfta. Okulu birbirine katıyoruz neyseki müdür bizi çok seviyor. Yani onun koruması altındayız. Nede olsa okulun en zeki öğrencileriyiz. Tam ne giysem diyecektim ki bavullarımı daha açmadığımı farkettim. Bavulu alıp içindekileri yatağımın üstüne boşalttım. Îçinden mavi kotumu ve dizlerimin üstünde biten kahverengi montumu giydim. Saçlarımıda dağınık topuz yaptım. Saçlarım babamınkiler gibi koyu kahverengi. Zaten babama çok benziyorum sadece gözlerim anneminkiler gibi mavi. Ama kardeşim tamamıyla annemin kopyası siyah saçları , mavi gözleri , burnu. Son olarak siyah eldivenlerimi ve kahverengi botlarımı giyip çıktım. Birlikte alt kata inip kahvaltı yaptık. Çok tuhaf kahvaltı boyunca annem ve babam hiç konuşmadı doğum günümü unutmuş gibi duruyorlar. Nedense çok düşünceliler. Kahvaltımız çok sessiz geçti.
Max elimi tutup çekiştirmeye başladı. Tam otelden çıkarken dün beni iten kızın yanındaki sarışın çocuğu gördüm. Yuh yanında başka bir kız var. Ben çocuğa bakarken çocuk birden beni farketti ve bana gülümsedi. Gözlerimi kaçırdım. Bu neydi şimdi kaç tane sevgilisi var bunun bide bana gülüyor. Max'i alıp dışarı çıktım. Beraber kardanadam yaparken canım sıkıldı bir kartopu yapıp Max'in kafasına attım.
''Abla savaş mı istiyorsun. Görürsün sen.''
Bir kartopu yapıp bana doğru attı. O sırada bir gülme sesi duydum ve kafamı çevirdim. Yuh bu Alex. Ben Alex'e şaşkın şaşkın bakarken kafamda bir sızı hissettim sonra Alex daha çok gülmeye başladı. Bir yandan kafamı tutarken bir yandanda Max'e kötü kötü baktım. Bu yeterince rezil olmamıştım zaten aferin bide kafama kartopu attın , sen görürsün bakışıydı. Alex'e döndüm,
''Çok mu komik.''
''Evet.''
hala gülüyor ya gıcık
Elimdeki kartopunu Alex'e fırlattım ve ceketine geldi. Üstündeki karları sildi.
''Maalesef işim var gitmem lazım çocuklarla oynayacak vaktim yok.''
dedi gülerek.
''Öyle mi sen git o zaman seni tutmayayım ben.'' sinirli bir bakış attım hala sırıtıyor ya.
''Iyi gidiyorum ama kahve sözünü unutmadım.''
Biz konuşurken Max birden yanımıza geldi.
''Abla bu kim sevgilin mi?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Kız
FantasyYüzüme vuran hafif esintiyle gözlerimi açtım. Ve güneş ışığı göz bebeklerimi doldurdu. Neredeyim ben? Yattığım çimenlerin üzerinde doğrulup etrafıma bakındım. Bir çayırdayım. Peki, ama orman nerede. Bu çayırın sonu yok gibi. Karlarla kaplı çayırda y...