Öncelikle Merhaba arkadaslar...Sizden bir ricam olucak. Okunma sayısı her gün artıyor ve ben buna çok seviniyorum. Yalniz vote sayisi çok az sizden ricam emege saygi deyip vote ve yorumlarda bulunmaniz. Herkese şimdiden teşekkürler ve IYI OKUMALAR...
Rüya
Sabah gözüme giren gunes ışıklarıyla uyandım. Gözlerimi kırpıştırinca üzerimde ki ağırlığı yeni farkettim. Bune ya hayvan gibi! Gözlerimi açınca üzerimdeki şahısın Araf oldugunu farkettim. Üzerime çıkıp kafasını boynuma gömmüş,elleriyle belimi sarmis ahtapot misali bedenimi sarmisti. Ne kadar itmeye debelenmeye çalıssam da nafile kurtulamamiyorum. One lan ciplak mi oha! Bedenim birden su icinde kaldi. Burasi cok mu sıcak bana mi öyle geliyor. Yanaklarimin domates gibi olduguna eminim. Yerimden kipirdandim. Umarim uyanir,yoksa ben simdi olebilirim.
Araf'in bedeninin altinda cok küçük kalıyorum. Tıpkı küçük, korunmasız bir kiz çocuğu gibi. Bana beni sevdigini soylemisti. Ama beni sevse bile biz,biz olamayiz ki! Aramizda yaslarca fark var. Ayrica o bir mafya,bense sıradan lise öğrencisinden başka hiç bir sey değilim. Onun sevgisine inanmali miyim? Yani nasil desem? Aslinda cok gerçekçi konuşuyor. "İLK GÖRÜŞTE AŞK" bunu bir arstirmam gerek!
Allah kahretsin bugun pazartesi ve okul var. Hemen Arafi uyandirmam gerek! Ayrica bizimkileri de gorucem. Acaba ben yokken neler oldu? Ne olucak kizim siradan hayat! Burda muhtesem yuzyil cekmiyoruz! Hergun bir olay olsun. {bu arada en sevdigim dizidirr...}
Belki okuldan kacip,Araf'tan kurtulurum. Evet aynen oyle yapmaliyim. Bizim kizlarla hep okuldan kacardik. Okulda ki bir kac inegi kandirip bekcinin yanina yollardik. O bekçiyi oyalarken bizde kacardik. Arada lunaparka ya da sinemaya gider eğlenirdik.
Araf'ı dürterek uyandırmaya başladım. Bune ya ölüm uykusuna mi yattı? Üzerimde kıpırdamaya başlayınca uyanacağini anladim. Gözlerini açıp direk yüzüme bakıp siritti. Yüzumü baska tarafa çevirip konuşmaya başladım." Araf benim okula gitmem lazim." Yanagima öpüp yataktan dogruldu. Bu öpücük ne kadar hoşuma gitsede, belli etmeden yüzümü buruşturdum." Yok sana okul-mokul! Otur oturdugun yerde!" Dolaba yonelip okul kiyafetlerimi aramaya basladim." Ne demek yok ya! İstedigini yap ben okuluma gidicem anladinmi!"
" Bagirma bana! Gitmiceksin diyosam gitmiceksin!"
Dediklerini umursamadan kiyafetlerimi alip banyoya yoneldim. Saat yediydi,sekizde ise ders baslicakti. Kapiyi kapatip kilitledim. Hemen suyu sıcağa ayarlayip kendimi suyun altina attim. Bedenim gevsemeye baslamisti.
Sacimi ve vucudumu duruladıktan sonra vucudumu kurulamaya basladim. Saclarimida makineyle kurulayip uzerimi giyinmeye basladim. Okul etegimi biraz katladim. Nedense icimden bir ses Araf'i kiskandirmami istiyordu. Araf'a karsi elbette duygularim vardi. Onu gorunce istemsizce heuecanliniyorum,yüzünün her karesini ezberlemek hafizama kazimak istiyorum. Kokusu huzur veriyor,saatlerce ona sarılip kokusunu icime cekmek istiyorum. Sarılısi guven,mutluluk veriyo! Belki de böyle zoraki olmasaydi veya mafya,ya da baska bir yerde tanissaydik biz bambaska olabilirdik. Şuan birbirimize aşik iki sevgili olabilirdik.
Düşüncelerimden sıyrılıp aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı taradim. Gözlerime eyelenir ve rimel sürdüm. Dudaklarıma da kırmızı parlaticimi banyodan çıktım. Oda bomboştu,Sanırım Araf kahvaltı yapıyordu. Odamın kapısını açıp merdivenlerden inmeye başladım. Suratım her zaman ki gibi asıktı. Mutfağa gittiğimde kimse yoktu, masada sadece bir not ve hazırlanmış kahvaltı vardı. Notu hızlıca elime okumaya başladım.
"Özür dilerim bebeğim ama sana güvenipte seni okula gönderemem, şimdi uslu bir kız ol ve kahvaltını yap. Ben şirketteyim. Birseye ihtiyacin olursada korumalardan isteyebilisin..."
Bu adam beni eve hapis ettigi yetmezmis gibi birde okula gitmemi karisiyordu. Sinirle elimdeki kağıdı paramparça yapıp sofranın üstündeki örtüyü bir çırpıda çektim. Masadaki kahvaltıliklar her yana dağılmışti. Sirtimi duvara dayayip hickirarak aglamaya basladim. Bir yandan da bagiriyordum. "Neden ya! Nedeeen?" Buna artik bir son vermem gerek! Bisey yapmaliyim,bisey ama ne! Ben ona karsi ne yapabilirim ki elim kolum bagli! Onu sevme mi istiyor! Ama böyle ben ona nasıl alışıp âşık olabilirim ki? Tamam içinde bir yerlerde ona karşı aşk olmasada sevgi olduğunu hissedebiliyorum.
Oturduğum yerden kalkip,kapiya yoneldim. Kapiyi tekmeleyip,bagirmaya basladim." Açin su lanet kapıyı! Acın dedim size!" Bagirmalarimin üzerine kilit sesinin ardindan iceri yirmili yaslarinin ortasinda bir korims girdi. "Buyrun Rüya hanım,bisey mi istemistiniz?" Adamin sesi oldukca kalindi. Fakat yine.de nazikliginden ödün vermiyordu. "Çıkar beni burdan lütfen, yalvaririm çıkar!"
"Üzgünüm Rüya Hanım ama sizi burdan çıkaramam!" Deyip kapiyi kapatti. Kilit sesini duyunca merdivenlere yöneldim. Üst kata çıkıp odama geçtim.Yatagimin uzerine uzanip gozlerimi sıkıca kapattım. Göz yaşlarım ise hala devam ediyordu.
Ne kadar uykum olmasada gözlerimi inatla açmadım. Belki bir kaç saat huzura kavuşabilirim. Hani insanlar sürekli bir şeyden yakınır şikayet ederler ya ben de hep öyleydim. Hep burun kivirirdim. Ama ailemin olumunden sonra hep şükrettim. Belki o kazada bende ölebilirdim.
Ama keşke ölseymişim. Huzurum sadece sekiz saatlik bir uykudan ibaret olmazdı. Sonsuz olurdu...
Göz yaşlarımı silip aynanın karşısına geçtim. Göz altlarim kipkırmızı olmuştu. Umursamadan odadan çıkıp tekrar kapiya yöneldim. Belki bahçeye cikmama izin verirlerdi. Kapinin önünde durup yumruklamaya başladım.
Kısa süre sonra yine aynı koruma kapıyı açtı." Şey... Acaba Araf'i arabilir miyim? Bahceye çıkmak için izin alcaktım da." Koruma kısa bir süre düşündükten sonra cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı." Buyrun,burdan arayabilirsiniz!" Telefonu alip,rehbere girdim. Araf arayip,beklemeye basladim. Çalıyor... Çalıyor... Çalıyor... Üçüncü calista nihayet açtı." Ne var?" At kafasi ne var diyor ya!
"Araf benim Rüya"
"Hee sen misin? Söyle bebeğim"
"Ben evde çok sıkılıyorum da, şey bahçeye çıkabilir miyim? "
Kısa bir süre ses gelmedi. Sanırım şuan düşünuyor. "Tamam çık! Ama bir yaramazlık yaparsan seni odaya kapatırım haberin olsun! Tamam mi?"
"Tamam"
"Şimdi telefonu Barışa ver!" Elimdeki telefonu korumaya uzattim. Demek korumanin adi Baris,ben daha sert bir şeyler beklerdim. Baris denen adam kulagindan telefonu indirip bana dondu. "Efendim Araf Bey sadece arka bahcede durabileceginizi söyledi" kafami tamam anlaminda sallayip,arka bahceye yol aldim. Bune ya her taraf koruma sanirsin Türk silahlı kuvvetleri! Burdan kacmam imkansiz!
Bahcedeki hamaği gözüme kestirip, yanına gittim. Hamak gölgelikte koca iki ağacın ortasında bulunuyordu. Hemen kendimi üzerime atip uzandım. Şuan etegimi hic takamam valla. Zaten kim cesaret edip bakabilir ki. Bahcedeki huzurdan ve rahatlıktan olsa gerek göz kapaklarim kapanmaya basladi. Ben de uykuya direnmeden kendimi teslim ettim.
Gözlerimi bağırış sesleriyle açtım. Noluyo be! Etrafima göz gezdirdiğimde bir Adet ateş püsküren Araf kosarak yanima geliyordu. Yine ne yaptım ben ya! Eregime sinirlenmis olmali ki bacaklarima bakip bagirmaya basladi."Bu ne lan!he bune!" Hic istifimi bozmadim."Eteeek"
"Bu etegin yarisi nerde lan! Git çıkar şunu!" Inat degil mi cikarmiyom!
"Çıkarmicam" şimdi sıçtık. Bu adam resmen burnundan soluyor!
"Çıkarıcak mısın? Çikarim mi?" Valla cikarir mi cikarir! Yavasca ayaga kalkip,ters yone dogru kosmaya basladim." Lan Rüyaaaa! Koşma lan gel buraya Rüya!" Dediklerini umursamadan kosmaya devam ettim. Şuan kovalamaca oynuyor gibiyiz.
Tek fark yakalanırsam ebe değil,ölü olucam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya
Romance18 yasindaki Ruya'nin hayati birdenbire bir mafya yuzunden degisirse ne olur? Katil bir mafya hayatini degistirecek kadini ne kadar zoraki olsada onu elde edebilecek mi? Eger merak ediyorsaniz sizi Ruya ve Araf'in dunyasina davet ediyorum..