O kadar çok korkuyorum ki anlatamam lanet makinaya oturduk hemen yan koltuğumdaydı yavaş yavaş yukarı doğru çıkmaya başladık gerilim hat safhadayken şehri tam anlamıyla kuş bakışı görmeye başlamıştık aşağıdan bir ses geldi 10 dan geri sayıyorum bırakıcam diye biraz olsun rahatladım ne zaman düşüşe geçeceğimizi biliyordum artık göz ucuyla Alaraya baktım o masmavi gözleriyle manzaranın tadını çıkarıyordu aşağıdan 10 diye bi ses geldi ve devam etti 9 ,8 artık tam anlamıyla heyecan doruktaydı kendimi sıkmaya başladım 7 ,6,5. Dedi ve birden bütün dünyam karardı şerefsiz hazırlıksız yakalamak için yarıda bıraktı aşağı, kısa süreli bi baygınlık geçirmiştim ardından gözlerimi açtığımda hala makinede oturuyordum, Alara yanımdaydı o makineyi kullanan piçte karşımda pis pis sırıtıyordu ben koltuğa öyle bir yapışmıştım ki kilidi çok fazla çektiğimden arıza yapmış açılmadı piç sırıta sırıta beyefendi olsun bir daha sıra beklemeden binersiniz dedi bi ona baktım bir de Alaraya baktım Alara gülüyordu ortamdaki neşeyi bozmak istemediğimden hiç birşey demedim bende gülmeye başladım. O kadar eğleniyordu ki sahte kahkahalarım yerini gerçek gülmelere bıraktı 3 saat falan bi zamanımız kalmıştı zaman su gibi akıp geçiyordu gerçekten oradan ayrıldıktan sonra korku tüneline girmek istedi karanlıktan korkuyordum işin aslı çünkü bu iyi insan olarak nitelendirdiğiniz adamın Alaranın hikâyesinin yanına yaklaşma ihtimali olmasa da çocukluğumda pek iyi geçmemişti karanlık korkumu kısaca özet geçiyim küçükken dedemlerle birlikte kaldığımız evin bahçesinde evi komple kapatan bir ceviz ağacı vardı geceleri oyun oynadığımda dedem durduraksızın haberleri izlediğinden az da olsa ses çıkarırdım çocuksun sonuçta ama dedem bana bir yetişkin gibi davranırdı aklı sıra beni eğitmekmiş amacı gece beni dışarı atardı ve saatlerce içeri almazdı sokak lambasının ışığıyla ağacın dalları bana oyun oynardı yere vuran gölgeler aklımın başımdan gitmesine sebep olurdu karanlıktan korkum çocukluğuma dayanır, gittik ve o lanet koltuklara oturduk gezinti başladı fakat dikkatimi çeken bir şey vardı ben korkularımla yüzleşiyordum ve bundan eğleniyordum buna sebep olan Alaraydı. Düşünmeye başladım bu işi gerçekten yapmak zorunda olan bi çok kadın ve bununla birlikte bundan fayda sağlayan bir çok şerefsiz vardı. Ben bu işi kökünden çözemezdim belki ama birini niye kurtaramayayım ki diye aklımdan geçiyordu. Bunları düşünürken tünelin sonuna gelmişiz ben farkında bile değildim Alaraya baktım yüzü bembeyaz olmuştu çok mu Korktun dedim burada sorulması gereken soru senin nasıl korkmadığın dedi gülmeye başladı öylesine kanım ısındı ona ki anlatamam belki geçmişinde yaşadıklarını ve günümüzde yaşamaya devam ettiklerini haketmeyen sadece o değildi ama ben ona rastlamıştım karnın acıktıysa birşeyler yiyelim gel. dedim ve bir yere oturduk siparişleri ben verdim çünkü çekiniyordu farkındaydım zaten acıktıysan bişeyler yiyelim dememe de cevap vermemişti siparişler geldi, yedik o sırada heyecanla bana korku tünelini anlatıyo fakat birden duraksadı gözü mekanda bulunan saate takılı kaldı zamanımız azalıyordu 2 saatlik bir zaman kalmıştı bu hem benim için hem de onun için yaklaşan ayrılıktı kalktık ve hadi gidelim dedi buruk bi şekilde tamam dedim otoparka doğru yola koyulduk ben anlam veremediğim şekilde bir ego yaptım ve konumumu kullanmak istiyordum bu esaretin bitmesi gerekti ve bir hesap kesilecekti. Ne kadar güçlü olduğumun farkında olsam da bunu şu zamana kadar kullanmamıştım ama artık bir işe yaraması gerektiğinin kanaatindeyim arabaya bindik ve sürmeye başladım göz ucuyla Alaraya bakıyordum o sırada bana döndü her zaman yaptığı gibi yine teşekkür etmeye başladı sen bunların daha iyisini hak ediyorsun dedim lütfen bana teşekkür etme ben teşekkür edilecek bir şey yapmadım dedim konuşma devam ederken zamanda işlemişti ve dananın kuyruğunun kopacağı yere gelmiştik arabadan indi ve vedalaşmak için boynuma sımsıkı sarıldı ardından öpüşmeye başladık 2 3 dakika sürdü ve ben gidiyorum kendine iyi bak dedi dayanamadım o anı size anlatamam tutamadım kendimi arkasından hey diye seslendim adıyla hitap etmiyordum arkasına döndü ve arabaya geçmesini söyledim neden nasıl derken arabaya oturttum hızlı adımlarla pezevengin yanına doğru yürümeye başladım yukarı çıktım yalakalığın biri bir para oo Caner bey hoşgeldiniz beyefendi falan sahte övgülerle dolu konuşmasını dinlemeye devam ettim nasıl memnun kaldınız mı dedi evet evet diyerek geçiştirdim. Alarayı sordu gelecek fakat önce seninle konuşmam gereken bir konu var dedim. Tipi değişti gözlerini açtı ismi Selahaddin di buyur söyle dedi koltuğa yaslanarak bu kızı buradan almak istiyorum dedim nasıl buraya bağladığını ve serbest bırakması karşılığında ne istediğini sordum kahkahalarla gülmeye başladı kötü adam kahkahalarıydı bunlar sırıta sırıta sen benimle dalga mı geçiyorsun adam dedi o kızın bana bir ayda kazandırdığını ali koç kazanmıyordur dedi biraz abartıyla sana açık bir soru sordum ve ciddiyim dedim bu kızın serbest kalması için ne istiyorsun ellerini birbiriyle birleştirip bana baktı sırıtmasının yerini asabiyet aldı ve şunları söyledi ne söylediğinin ve kiminle konuştuğunun farkında değilsin dedi sen bir kahraman olmak istiyorsun belli ama bu filmin başrolü benim ve yönetmenini ben bile bilmiyorum dedi edebi bir dille fakat ben istediğim cevabı alamamıştım ve orada karşısında kim olduğunu bilmeyen yalnızca ben değildim. Biraz sinirlenmiştim tabi sesim yüksek çıkmaya başladı haliyle yönetmenin kimse beni ona götürün dedim sen gerçekten kafayı yemişsin dedi bir orospu için canını hiçe sayacak kararlar alıyorsun ne dedi sana ne anlattı da bu kadar aptal olabiliyorsun dedi, işi karı pazarlamak olan amacı sadece ise sadece para kazanmak, çok para kazanmak olan. birine kızın neler yaşadığını anlatmak ve bunu anlayışla karşılamasını beklemek salaklık olurdu onun anladığı dilden konuştum sol iç cebimden 200 lük çıkardım ve masaya attım sen onun bana ne anlattığını ya da ne konuştuğumuzu boşver işin onu pazarlamak değil mi ilgilendiğin tek şey önüne attığım ve ona taptığın para değil mi dedim bi hayli sinirlendi ayağa kalktı elimden bi kaza çıkmadan siktir git burdan dedi bende bi yere kadar dayanabildim ve artık patlama noktasına gelmiştim hayatımı gelmişimi geçmişini kim olduğumu nerden gelip nereye gittiğimi unutarak hışımla ayağa kalktım. O sırada parmağında yüzükler olan pardeşüsü yeleli takım elbiseli biri içeri girdi noluyo lan burda diyerek harareti dindirdi fakat Selahaddin şerefsizi süt dökmüş kedi gibiydi anlam veremediğim ise bu kadar korkmasının sebebi neydi adam bana doğru yöneldğinde ise karşımda asker arkadaşım rıza vardı eski Türk filmlerinin klişe repliklerini yaşıyor gibiydim rıza niye buradaydı ve Selahaddin şerefsizini korkutacak hangi konumdaydı rıza bana baktı ve kısa bir süre içinde tanıdı ama sorun rıza nın beni tanıması değil bana düşman gibi bakmasıydı bu işlerle bağlantısı olduğu bariz belliydi öyle biri değildi aslında ama Alaraya tecavüz eden dayısı da edene kadar öyle biri değildi. Selahaddin masanın başında hazırola geçti rıza da yavaş adımlarla masaya doğru geldi ve selahaddinin oturduğu yere geçti hayırdır caner dedi problem nedir anlattım baştan aşağı sonucunda da rıza bu kızın serbest kalmasını istiyorum dedim ağır abi edasıyla bana baktı sen hala aynısın dedi iyilik, perisi modundan kurtulamamışsın ama bazen kahraman olmak sandığın kadar kolay değildir dedi farkındayım dedim ben de karşılığında ne istediğini soruyorum caner senin boyunu aşan şeyler bunlar dedi kızı istiyorsan parası neyse istediğin zaman verirsin alır götürür işin bittiği zaman da geri getirirsin dedi burda işler senin bildiğin gibi yürümez bu kız altın yumurtlayan tavuk ben bunu kesersem benim altınımda kesilir dedi sana kazanacağın altının hepsini bir kere de vericem rıza dedim büyük konuşuyordum belki ama gerçekten oraya giderken gözümden bazı şeyleri çıkararak gitmiştim. Devam ettim şimdi söyle dedim ne istiyorsun 250 bin lira nakit istiyorum ulan vericek misin dedi gülerek, insan hayatının pazarlığı vardı masada resmen,bu benim karşılayabileceğim bir rakamdı fakat anında nakit önüne atabileceğim bir rakam değildi birikimim vardı yaptığım yatırımlar ve severek yaptığım bir işim vardı gözüm kapalı tamam dedim bana 1 hafta müsade ver 1 hafta içinde istediğin parayı getiricem ve bu kıza ve bana bulaşmıcaksınız dedim masaya cebimdeki bütün parayı bıraktım 3 bin lira gibi bi meblağ vardı Alarada benimle geliyor dedim ve çıktım. Arabaya geldiğimde Alara bana bakıyordu anlam veremedi 2 saattir içerdeydim. Ve olanlardan habersiz bir şekilde beni beklemişti marşa bastım uzaklaşmaya başladım oradan Alaranın dur durak bilmeyen soruları başlamıştı, ne yapıyorsun nereye gidiyoruz ne oldu falan derken olayın akıbetine kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki hiç birine cevap vermiyordum deniz kıyısına geldik arabadan indim o da benimle geldi ve olan herşeyi anlattım şaşkınlık içinde beni dinliyor ve gözleri güneş gibi parlıyordu artık özgür kalıcaktı ve bunu ben başarmıştım, bana minnet dolu gözlerle bakıyordu 1 hafta geçti gitti 8.gün mekana gittim rızayı sordum yarım saat içinde geleceğini söylediler oturup bekledim rıza geldi parayı bıraktım al dedim 250 binin burda 1 gün geciktirdim fakat sıkıntı yaratmadı parayı aldı sen süzme bir salaksın dedi ve gitti...