Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine

403 8 3
                                    

Aşüfte Nazlı yüzünden dellendim ya, salak Tuğra'yla öpüşmeye çalıştı ya! Benim kucağımdaki çocuğu sen nasıl öpmeye çalışırsın be?
Şimdi şöyle ki, dün otururken tam arkamdan bir ciyaklama geldi. "TUUUUĞRAAAAAA! Ayol sen burada mıydın, göremiyorum ne zamandır seni şekerim; özletiyorsun yani, açma arayı bu kadar. Ay biliyor musun geçen gün ne oldu, yelloz Ahmet bana yürüdü inanabiliyor musun? Ayol bu ne cüret, bende dedim benim manitam var, yol al. Demez mi bana kim diye, dedi tabii ki.(Kikirdeşmeler) Tabii ben ne yaptım, senin adını veeerdiiiiiim(Hönkürürcesine böğürmeceler). Ayol, iyi yapmışım değil mi? Tabii ki iyi yapmış... Ayol, Beste?" Ne var 'The Best Of World's Aşüfte' ne var?
"Ayol, Nazlı?" dedim boş boş bakarak. Suratındaki pis sırıtış bir genişledi, lanet bembeyaz dişleri çıktı meydana.
"Kız sen nerelerdesin, göremiyoruz seni özlettin falan dermişieeeam(Gacır gucur tövbe estağfurullah bir gülüş)"
"Hı hıı, aynen aynen. Tabii öyledir, hıhı, anlıyorum." ADUUUKET! Suratı düştü, hemen tek kaşı şaha kalktı.
Aramızdaki 2 Pikachu karşı karşıya kalmış gibi çıkan elektrik Tuğra beyi kaldırdı ve olaya el attı, zahmet etmeseydin canım ya?
"Nazlı, tam da önemli bir şey konuşurken geldin; seninle sonra konuşsak da olur bence. Hem bir yere gidiyordun galiba, tutmayalım biz seni canım."
Oo Tuğra beyden Nazlı aşüftesi tarafına bir adet atak!
Nazlı bir bozuldu bir bozuldu, güneş gözlüğünü takıp hızla uzaklaştı yanımızdan ama biraz fazla oldu sanki bu dediği ya... Yazık kıza... Ne diyorum ben be, yürü yavrum Tuğra, bir tanesin!
Ayarım yok benim bence ya, ayrsızım yani. İkisine de orta derecede davranmam gerekiyorken, ya biri ya biri diye mi düşünüyorum artık ne haltsa...
"Ne düşünüyorsun bakalım?" Gözlerini gözlerime dikmiş bir Tuğra = Abe ver elini accık kemireyim, ama sien dadından yenmezsin Tuğra. Gözlerimi kaçırıp denize çevirdim, hava esmeye başlamıştı zaten üstümdeki de inceydi... Kaç Beste kaç.
"Üşüdüm artık eve gideyim ben, diye düşünüyordum. Bence sen de git ya da kalıp soğuğu ye grip ol, sen bilirsin." diyerek gene mükemmel odunluğumu konuşturdum. Biraz bozuldu gibi oldu fakat yine sırıttı.
"Beste dilinde 'Kalk gerizekalı, hasta olacaksın' ha? Bunu duymayalı epey olmuştu ya..." Abi dram dram takılmayın ya benim yanımda, ben film/dizi seçerken bile komedi seçiyorum sevmiyorum dram ama hatırlaması da ayrı bir hoş yani.
Kalkıp otobüslere gittik, aynı otobüs olduğu ve bir sürü boş yer olduğu için yan yana oturduk, tabii ki cam kenarı kalp ben.
Yolda giderken yorgunluk mu çöktü ne yaptıysa artık uyuyakalmışım çocuğun omzunda, ağzım aralık... Kendime itiraf edemediğim şeylerden biriydi bu, kabullenmek istemiyordum çünkü. Omzunu, kokusunu, sakallarının saçıma batışını bile özlemişim lanet olsun ki.
Saçımda dudaklarını hissedince gözlerim hafif hafif açıldı, nasıl bir ağırlık çöktüyse; durumun farkına varıp kafamı kaldırmak istedim fakat vücudum çakılı kalmıştı sanki, kaldıramadım kafamı. Saçımı öpmeye devam etti, usul usul ve kulağıma eğildi. "Kalkmazsanız kollarımda çıkmak zorundasınız, Beste hanım."
Daha önce çok yaptığı için blöf yapmadığını biliyordum, kalktım ve beraber çıktık. Evim de evinin yolunun üstündeydi, kahveye çağırsam mı diye düşünürken buldum kendimi. Yani... Neden olmasın?

Reglken Biz, Biz DeğilizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin