Selam!! Arkadaşlar lütfen vote sayısını arttıralım. Size güveniyorum ve seviyorum.
Evden çıktıktan sonra direk okula gittik. Ev okula uzak değildi. Arabayla 10 dakika sürüyordu. Yürüyerek de tahminen 20 dakika felan sürüyordu. Ve bilin bakalım ne oldu? Doğru tahmin özel okula kayıt oldum. Zenginlerin dolu olduğu bir okul. Gerçi artık bende zengin çocuğu sayılırdım. Şu an bunu dediği için iç sesimle kavga bile edebilirdim. Ben zengin değildim. Fazlasına gerek yoktu. Orhan abinin parasına ihtiyacım yoktu benim hatta annemin parasını bile istemiyordum. O artık evlenmişti artık bir 'BELENOĞLU' olmuştu. Annemlere yük olmak istemiyordum. Aslına bakarsanız 15 değil 16 yaşındayım fakat bazı sebeplerden dolayı sınıfta kalmıştım. O an aklıma geldikçe sinirden çıldırıyordum. Kafamı ani bir haraketle salladım. Saate baktığımda 13.37 olduğunu gördüm. Okuldan dönüyorduk ve yolda çıt çıkmıyordu. Bende sessizliği hiç bozmadım.
Bir anda kafam göbeğime doğru kaydı. Zayıflıyordum. Bana kalırsa 54 kilonun çok bir kilo olmadığını düşünüyordum. Boyum da gayet iyiydi.Çok uzun olmayan dalgalı kumral saçlarım, büyük,yuvarlak ve parlak mavi gözlerim birbirlerine uyum sağlıyorlardı.
"Mayıs şimdi yeni evimize gidiyoruz aile ile tanışman lazım." Dedi annem bana doğru dönerek. Hah bide bu vardı aile ile tanışmak! Allah aşkına anne ankara'da neyimiz eksikti de geldik buraya. Cevap verme ihtiyacı duymadan kulaklığımı takıp yolculuğuma -Merve Özbey - Duman-ile devam ettim. Kadının sesi beni adeta büyülüyor beni benden alıyordu. Arabanın durduğunu hissedince kafamı kaldırıp geldiğimiz yere baktım. 5 katlı bir aile apartmanı olduğu çok belliydi her halinden. Bir dakika! Beş katlı mı? Bu demek oluyorki çok aile,çok çocuk yani çok ses.
Of,lanet olsun.
Arabadan inince binayı iyice inceleme fırsatı bulmuştum. Balkon demirleri griydi. Bina beyaz renkteydi,sadece pencere kenarları kahve tonuydu. Ve binanın etrafında çitler vardı. Bayağı büyük bir bahçesi vardı. Sıcak bir apartman olduğu belliydi. Tam bir aile apartmanı ama biz bu aileye ait değildik. Ve olmayacaktık da.
"Anne çok mu çocuk var bu binada? Olmadığını söyle bana." Dedim tekrardan anneme bakarak. Bu sırada Orhan abi'nin kahkasını duydum. İçtendi.
"Mayıs bu binada çok çocuk yok çok genç var ve dört gözle seni bekliyorlar." Dedi kahkasını bastırdığı sırada. Tamam en azından çocuk yoktu. Ve beni bekleyen genç bireyler vardı. Bu iyiye işaretti. Annem ve Orhan abi el ele apartmana girince bende onları takip ettim. İlk kata girdiğimizde ayakkabılarımızı çıkarmaya başladık. Daha doğrusu önce annemler çıkardı ve bende onlara uydum. Beyaz kapıyı çaldığımızda kapıyı bize bir tane abi açtı. Pek benim yaşımda gibi değildi. Üniversite öğrencisi olduğu kesindi. Mavi gözlere ve hafif sararan kumral saçlara sahipti. Aynı zamanda boyu da uzundu. Cana yakın bir tipe benziyordu.
"Amca,yenge hoşgeldiniz." Dedi kapıyı açan çocuk. Ben burda kimsem beni takmıyordu sanırım.
"Hoşbulduk,Yağız" Dediler ve içeri geçtiler. Ben de kapıdan geçiyordum ki Yağız (abi) beni durdurdu.
"Mayıstı değil mi?" Dediğinde "Mayıs."diye onayladım.
"Ailemize hoşgeldin ufaklık." dedi Yağız abi beni içeri doğru yönlendirirken bende hafiften gülümsedim. Arkamdan kapının kapanma sesini duydum. Benle beraber annemlerin yanına gittik. Henüz oturma odasına girmemişlerdi. Hep beraber içeri girdiğimizde 'Süpriz' seslerini duyduk. Her yerden kahkalar koparken bende gülümsemeden edemedim. Hepsinin yüzünü incelerken gözüm bir tane yüze takıldı. Bu hastahanede başımda duran çocuktu. Demek ki ailedendi. Gözlerimi kaçırdığımda yandan biri sarıldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/63266821-288-k786103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENDİK PRENSESİ
Novela JuvenilEvet,Mayıs prensesti ama kraliçe olmak için bir prense ihtiyacı vardı. Hayatın ona neler getireceği hiç belli değildi. Bence hiç beklemeden kitabı okuyun!!!