Part 2

1.5K 76 10
                                    

Ardından mutfağa yöneldik korkarak ve içeriye girmeden kapının dışından içeriye bir göz attık. Kapının önünde ekmek falan yoktu. Odanın hiç bir yerinde ekmek yoktu. Bunu görünce ikimiz iyice kafayı yediğimize kanaat getirdik. O zaman gece gördüğümüz şey neydi, ya da ekmekler nasıl oraya gelmişti? Eski oda arkadaşım Hülya'ya ekmekleri siz mi dışarı çıkardınız diye sorduk. Onlar da ekmeklere dokunmadıklarını, uyandıklarında mutfağın kapısının kapalı ama kilitli olmadığını, hiç ekmek görmediklerini söyledi.
Tekrar akşam olduğundaysa Selvi'yle ışığı açık bırakıp aynı yatakta yatmaya karar vermiştik. Evet, küçücük baza da iki kişi yatacak kadar çok korkuyorduk.
Bizim yurtta hemşirelik okuyan Kerime adında bir arkadaşımızda vardı. Dersleri ağır olduğu için sürekli çalışırdı. Yine aynı gece Kerime odasında ders çalışıyordu. Arkadaşları uyuduğu için ışığı kapatmış camın kenarındaki yatağa geçip sokaktan gelen ışıkla ders çalışmaya başlamış. Aslında bir etüt odamız vardı ama yatarım birazdan diye hiç oraya gitmemiş o gece. Onun odası da benim odamın iki solunda kalıyordu. Buradan sonrasını Kerime bize kendisi anlatmıştı. Ders çalışırken sırtını yatağın ayak tarafında yatağa bitişik halde olan dolaba yaslamış. Sonra dolaptan mı duvardan mı tam anlayamadığı bir ses duymuş. Tıpkı birisi yumruk atıyor gibi... Kerime dolaba daha da yaslanıp içinden mi geliyor acaba diye dinlemiş. Ama kulağını yaslar yaslamaz daha şiddetli bir sesle korkudan yatağından fırlamış. Ses dolaptan değil duvardan geliyormuş. Bizim pansiyon 3. kattaydı. Bir insanın vurması imkansızdı. Kapıcının oğlu sürekli taş atardı, bağırıp çağırırdı ama bu ilk kez oluyordu. Kerime duvarı dinlemek için yaklaşmış duvara. Ama iki defa art arda yine aynı sesi duymuş. Duvar binanın dış cephesiydi. Sesin her hangi bir odadan gelmesi de olanaksızdı. Kerime korkup bağırmaya başlamış ve oda arkadaşları uyanmış. Onlar da ne olduğunu anlamayıp bağırmaya ve ağlamaya başlamışlar. Biz seslerini duyup uyandık ve hemen odalarına koştuk. Yurtta ki yaşça en büyük öğrenci bendim. Alt sınıflarım bana abla derdi. Biz odaya girince Kerime ve arkadaşları koşarak bizim yanımıza geldiler. O kadar korkmuş görünüyorlardı ki neler olup bitiğini anlatamadılar bile. Onları konuk odasına götürüp su verdik. İyice sakinleşince Kerime, abla birisi duvarı yumrukluyordu dedi. Bende sakince, belki odadaki kızlardan birisi uyurken bacağını ya da kolunu duvara çarpmıştır dedim. Mantıklı bir açıklama gibi görünüyordu. Ama sesin geldiği duvarın dibinde sadece Kerime'nin yatağı vardı.
Bu olaydan iki ya da üç gün sonra herkes evinden dönmüştü ve tahmin edeceğiniz gibi yaşanan bu hadise de hemen yayılmıştı. Küçük bir pansiyon 30 kişilik... Aradan bir hafta geçmeden herkes yaşananları unutmaya başlamıştı. Kimimiz üniversite sınavına çalışıyor kimimizde normal okul sınavlarını vermeye çalışıyordu. Doğal olarak yurttaki herkes normal yaşantısına dönmek zorunda kalmıştı. Ama kısa süre sonra yurttaki herkes rahatsızlanmaya ve tek tek acile apar topar götürülmeye başlandı. Öğrenciler -bende dahil- bayılmaya, yemek yememeye, yürüyememeye başlamışlardı. Hepsi de... Hatta bu olay o kadar yankı buldu ki çoğu gazeteye çıkmıştık. İlçe gazetesine ve hatta yerel gazetelere de. Hastanenin acili bizim yurdun öğrencisiyle kaynıyordu. Her gece birisi bilincini kaybediyor ve hastaneye kaldırılıyordu. Her gece ambulans seslerini duyuyordum. Her ALLAH'ın gecesi sıradaki kim olacak diye bekliyordum. Bende rahatsızlanmamak için her gün dua ediyordum çünkü arkadaşlarım ölü gibi yaka paça ambulansa bindiriliyor ve gidip hiç gelmiyorlardı. Ama bende tıpkı onlar gibi hastalandım ve tam bir cehennemdi. Serum üzerine serum veriyorlardı. Ağrı kesiciler olmadan uyuyamıyordum. Uyuduğumda da kabuslar peşimi bırakmıyordu.
Yemeklerimizi incelediler. Sonra içtiğimiz suyu. Bu çok basit bir zehirlenme gibi görünmüştü ilk başlarda. Ama gerçek çok sonra ortaya çıkmıştı. Bütün bu zaman boyunca içinde bir ceset olan su deposunu kullandığımızı kimse tahmin edememişti.

VOTE VERİN LÜTFEN *-* Ne KADAR ÇOK OY GELİRSE O KADAR ÇABUK DEVAMI GELİR. TEŞEKKÜRLER.

Korku Hikayeleri/BilgileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin