Onların hikayesi "Sana acımayacağım" ile başladı
Baekhyundan;
Kilitli kaldığım odalar ardında sesli hıçkırıklarımı kimsenin duymamasının üzerinden kayda değer bir zaman geçmemişti.Bana acıyacaklarını düşünürken herkesten daha fazla zarar vermelerini adil bulmamıştım.Benim yerimde olan kimse bulmazdı.Sonu gelmeyecek bir günün en öfkeli tipisine maruz kalmıştım.Beni belirsizliğe savrulmaktan kurtaracak kimse yoktu ve yalnız hissediyorum.
En ücra hücreme kadar.
Bütün herkes odadan çıkıp başıma bekçimi diktikten sonra ortadan kaybolmuştu ve Kyungsoo hala gelmemişti.Buradan bir an önce gitmek istememin nedeni eve gidip mükemmel bir uyku çekecek olmam değildi.Aksine kesinleşmiş yalnızlığımı evde kendi kendime kutlamak istiyordum.Herkesin bildiği ama kimsenin ulaşamadığı biri olmayı kaderimin en güzel yönü olarak görebilirdim belki.Evet ulaşılmazlık güzeldi. Kimse çabalasa bile sizi bulamazdı.
Tabi eğer birinin tescilli sürtüğü değilseniz...
Beni bulan,bana iznim olmadan dokunan ve her seferinde benliğimi benden çalan birinden bahsediyordum.Hayatımda bunlar varken evim bile bana aitmiş gibi hissettirmiyordu.
Bana ait olan hiçbir şey kalmamıştı.
Elime verilen bir kalp vardı belki.Çoktan ölmüş ve hayata dair hiçbir şeyi hatırlatmayan.Anıları çalınmış,her zaman eksikliğini bir önceki andan daha fazla hissettiğiniz bir kalp.Bunları düşünsem bile sonuç hep aynı oluyordu.
Koca bir sıfır.
Yalnızlığı başından beri kabul etmiştim ama benliğim olmadan kim olduğumu unutuyordum.Bir zamanlar gülen o çocuğu unutuyordum.Annesini her an mutlu eden çocuğu unutuyordum.Kendimi unutuyordum.Bir daha hatırlamamak üzere...
Bu hepsinden ağır geliyordu.O yüzden gözlerimi istemsizce kapatıp kanepeye oturduğum sırada kapının açılması dert edebileceğim bir şey değildi.Hele de o kişi gecesini sert geçirip deliği için feryat yakan Kyungsoo ise.
"İnan müşteri olmasan senin o lanet sikini emmek yerine ısırarak kopartırdım!"
Ah evet.Bu dert etmeyeceğim şeyler arasına psikopat yönleri de giriyordu.
"Kendi kendine yakınman bir şeyleri değiştirmeyecek" Kısık sesle konuşurken kollarımı belime doladım.Gözlerimi açmasam bile bana attığı sinirli bakışları hissediyordum.Her ne kadar çenesi düşük biri olsam da dediğim gibi.Ben artık o çocuk değildim.
O çocuk bu silinmiş benliğe ait değildi.
"Biliyorum seni gerizekalı!" Sinirle söylendi."O yüzden daha fazla konuşup beni deli edersen senin sikini kopartacağım!"
Gözlerim otomatikman açılırken toparlanıp küçük ellerimi önümde siper ettim."Psikopat!"
Kalp dudakları yavaşça kıvrılırken dil çıkarıp ayağa kalktım ama bu ani hareketime karşılık başım dönmüştü.Kanepenin köşesine tutunurken Kyungsoo hızla yanıma geldi.
"Seni çok mu yordu?" Kafamı 'hayır' anlamında sallarken iç çektim ve kalktığım yere geri oturdum.Keşke beni yorsaydı diye yakınan iç sesim şimdiden beynimin üzerinde tepinmeye başlamıştı.Bir daha onu görecek olmak kalbimin teklemesine ve nefesimin sanki oksijen eksikliği yaşıyormuş gibi hızlanmasına neden olacaktı.
En iyi ihtimalle şizofrendi.
En kötü yol ise...Acı çekiyordu. Etrafta gezinip yoldan birini çevirseniz gözlerinde görebileceğiniz türden bir acı değildi.Kalbinin derinlerinde saklı ve üstünü kapatmak için kendini,hayatının mutluluk dolu her anını bunun için feda ettiği türden bir acıydı.Onu içten dışa yiyerek bitiriyor,gözlerindeki çaresizlikle yalvarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Case
Roman pour Adolescents"Sen sadece seks düşkünü insanları bedeninle tahmin etmeye alışmış bir sürtüksün Byun Baekhyun." "Ve sen ise Park Chanyeol. Bahsettiğin o insanlardan birisin." •Bir çok smut olacak bir hikaye. Rahatsız olacaksanız okumayın lütfen. •Yan çift: KaiSoo