DERİN

192 21 9
                                    

            Gördüklerim karşısında şaşkındım yani şaşkın sayılırım.Sınıfta üç kişi var, gördüğüm kadarıyla. Onlar tartışıyorken dikkatimi yerdeki kan çekti. Hangisinin kanıydı bu. Yerde acı içinde kıvranan çocuğa mı? Yoksa, kahverengi saçlı çocuğa ait? Her ikisinde de vardı. Yerdekinin ağzı, kahverengi saçlının eli. Kahverengi saçlıyı tutmaya çalışan çocuk zorlanıyordu. ''Emre bırak çıkışta hallederiz.Başını derde sokma'' adını öğrendiğim Emre , onu tutmaya çalışanın elinden kurtuldu ve yerdekinin yakasına yapışıp bir yumruk atınca ağzımdan küçük ve sessiz bir çığlık çıktı. Emreyi tutmaya çalışan çocuk ''Emre yeter!" diye  bağırdığında Emre yavaşça geri çekilip ''Kapıyı kontrol et.'' dediğinde yavaşça kapıyı kapatıp koşarak oradan kaçmaya başladığım. Nasıl duydu beni. Arkama bakmamaya çalışıp koşmaya devam ettim. Fakat ''Hey oradaki dur.'' diye bir ses duyduğumda arkama baktım yakındı hem de çok. Biraz daha hızlandım tam sağa dönecekken ayağım kaydı ve duvara yapıştım ve bu da benim korkumu arttırdıkça artırdı. Yakalanıram en fazla ne olabilir diye içimden kendime soru sormayı da ihmal etmiyordum. Yere düştüğümde ne yapacağımı bilemedim. Kolum ağrıyordu. Fena çarptım. Ayağa kalktığımda ''Bir yere mi gidiyordun?'' aha sıçtım. Yavaşça döndüğümde karşımda siyah saçları ve koyu yeşil tonlarında gözleri olan benimle hemen hemen aynı boyda olan birini gördüm tabi bu kişi Emre'yi tutmaya çalışan kişi olduğunu unutmamak gerek. Kolumdan tutup ''Gel bakalım meraklı şey seni.'' beni çekiştirmeye başladığında ''Bırak beni, kimse yok mu ? Ya bıraksana. Ben bir şey görmedim.'' desem de beni zorla sınıfa götürdü ve aklıma çok kötü şeyler geliyordu. ''Emre gözetlendiğimizi nasıl fark ettin?'' dediğinde ikisine de sinirli bakışlar atmaya başladım tabi beceremediğim ortada ''Meraklı, sesini çıkarmasaydım fark etmezdim. Onu boş ver de Burak şimdi biz buna ne yapalım?'' dediğinde gözlerimi kapattım. ''Kimseye söylemem gerçekten, unutum bile.'' desem belki yararı olur diye düşündüm. Emre elindeki metal şeyi çıkarırken Burak kolumu serbest bıraktı. ''Hatta zamana bırakalım.Zaman gösterecek, şimdi seni bırakıyorum. Çünkü...'' deyip nefes alıp durdu. Gözleri ateş saçıyordu. Dibime kadar girdi ve saçımı sımsıkı kavradığında boynumun kopacağını sandım bir an. Elimi hemen saçıma götürdüm. ''Adın neydi?'' dedi. Derin bir nefes alıp ''Derin.'' yavaşça saçımı bırakıp geri geri bir kaç adım attı. ''Hıh, Çünkü Derin çok korkmuşa benziyorsun. Şimdi git ve o çeneni kapalı tut. Yoksa  canın yanabilir.'' kapıyı gösterdiğinde bir Emre'ye bir de Burak'a baktım. Burak'ın da şaşkın bakışlarını gördüğüm de bu işin çok farklı sonuçlandığını anladım. Sonuçta kurtulmuştum hem de zarar görmeden saçımın dipleri biraz zonkluyor. Nasıl bir erkek savunmasız kıza böyle davranır ki? korktum yani kötü bir şey olacak diye. Kapıdan çıkar çıkmaz koşarak müdür odasının olduğu kata çıktım. Kapının önünde durup saçımı ve üstümü düzelttim. İki kere tıklatıp içeriden gelen konutla içeri girdim. Şikayet edip başıma bela almak yerine kısa kesip sınıfımı sordum "12\E" olduğunu öğrenip 3.kata indim.sınıfıma baktım. Koridorun sonundan sola döndüm ki ne dönme karışımdan gelen çocukla bir çarpıştık. Çocuğun elindeki kitaplar yere dağıldı.  ''Pardon"dedi. çocuğun sesi yumuşak ve çok nazikti."Pardon"deyip yere çömeldim. Onun sesinin aksine daha otoriter çıkmıştı sesim. Bunun farkındalığı ile kibarlık yaptım.Kitapları toplarken o da çömeldi. O da kitaplarını toplarken kafalarımız tokuştu.  Çocuğun gözleri maviydi. Boyu da uzundu. Saçları da kumraldı.Tekrar "Afedersin" dedi ayağa kalkıp kitapları eline verdim."Önemli değil" deyip konuyu kapatmaya çalıştım. Kitapları elimden alıp "Yenisin herhalde "dedi gülerek " Evet bu gün geldim." bir şey söyleyeceğim genellikle kızların kitabı düşer ama bu acayip oldu gibi. "Hangi sınıftasın? '' diye soru yöneltiğinde bende kitaplarını veriyordum. ''12/E sen?'' dediğimde '' Ben de o zaman sen Derin olmalısın.Kantinde gidelim mi? Yeni geldiğin için seninle bir kahve içmeme  izin ver." baya kibar birisine benziyor ama sadece benzetme, içini bilemem. "Tamam bir kahve içmenin bir sakıncası yok. " dedim. "Tamam o zaman hadi gidelim. Kantine giderken okuluda gezmiş olursun." dedi bende onaylamak açısından kafamı salladım.

DERİN YALNIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin