10. Bölüm
Sabah kalktığımda, ki uzun zaman sonra ilk defa normal bir şekilde uyanmıştım, kendimi oldukça huzurlu hissediyordum. O yüzden buna yakışacak şekilde bir keyif yapmış ve gerinerek yataktan kalkmıştım. Bugün nedense içimde anlamlandıramadığım bir sevinç, mutluluk vardı.
Calanthe'nin getirdiği ılık suyla yüzümü yıkarken, suyun yüzüme çarpmasıyla kendime geldim. Dün, Liam'ın söylediklerini detaylı bir şekilde analiz etmeme rağmen bu ayrıntıyı atlamış olduğumu inanamıyordum. Eleanor, bugün beni kahvaltıya çağırmıştı!
" Kathlyn, bana hemen bir elbise seç, Calanthe sen de şu saçlarımı bir düzene sok. Tanrım kahvaltıyı tamamen unutmuşum. " diye ciyakladım ve kendimi çaresizce Kathlyn ve Calanthe'nin ellerine bıraktım.
Beni çok kısa bir süre içinde hazırlayan yardımcılarıma teşekkürlerimi sunup kendimi dışarı atabildim. Kan kırmızısı bir elbiseyi tercih eden Kathlyn zevkiyle beni şaşırtmayı başarmıştı. Kolları dirseklerime kadar boğumlu iniyor, sonrasında ise dökümlü bir şekilde açılıyordu. Boğumun bittiği yer altın sarısı yaldızlı iplerle işlenmişti ve yere kadar açılan kolların altında, kolumu sımsıkı saran altın sarısına kaçan tül bir kumaş vardı. Belimde de ters 'v' şeklinde bir kemer bulunuyordu. Saçlarımı tamamen salık bırakıp, ince tacımı takan Calanthe de iyi iş çıkarmıştı.
Son koridoru da aşıp muhafızların tarif ettiği odayı bulduğumda, kapıyı bir kez tıklatıp içeri girdim. Burası Kral Leonard'ın özel odası olmalıydı çünkü oda, diğer salonların aksine büyük sayılmazdı ve ortada uzun bir masa yerine de kare şeklinde, oldukça mütavizi bir masayı barındırıyordu. Odanın içinde masa dışında, bir de kitaplık bulunuyordu, bu da Leonard'ın şahsi kütüphanesi olmalıydı.
" Günaydın. " dedim oldukça kibar bir şekilde ve bana ayrılan yere oturdum hemen. Kral Leonard masanın başında otururken Edalene ve Liam yan yana oturduğu için bana da Eleanor'un hemen yanı kalmıştı.
" Günaydın tatlım. " diye yanıtladı beni Eleanor. " Ne kadar da güzelsin bugün böyle. Gerçi bu tek bugüne özel bir şey değil tabii ki. "
Ona içten bir gülümseme sergiledim. Bununla övünmekten pek hoşlanmıyordum.
" Kahvaltıya başlayabiliriz öyleyse. " diyen Kral Leonard beni bu sıkıntılı durumdan kurtarmış oldu.
Yiyebileceğimden çok daha fazla şey yemek zorunda bırakılan biri olarak her an mide fesadı geçirebilirdim. Daha Othrellion yemeklerine, bizim yemeklerimize göre oldukça ağır sayılırlardı, alışamamışken bir anda bunların hepsini yemeye çalışmak benim için küçük çaplı bir intihar girişimiyle eş anlamlıydı.
Eleanor'un bana uzattığı tabağa zorlukla bakabildim. Hala bana bir şeyler yedirmeye çalışıyordu ve beni ne kadar zorladığından da bihaberdi.
Gözüme çarpan ilk şey tabağın içindekilerin ne kadar yağlı olduğuydu. Elimde olmadan irkilirken midemdeki bir sıvının boğazıma kadar geldiğini hissettim. İçimdeki kusma dürtüsüyle savaşırken gözlerimi masadaki yiyeceklerden çektim ve kapıya doğru bir bakış attım. Gözlerimi sımsıkı kapamadan önce zorlukla yutkunabilmiştim.
" Su... Biraz su alabilir miyim? "
Kral Leonard bir kahkaha attığında, iyi bir durumda yada ağzımı açtığımda midemdekilerin dışarı çıkmayacağından emin olsaydıım, onu ciddi ölçüde terslerdim herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDAR'IN VARİSİ (KİTAP)
Ficção HistóricaGeçmişin derinliklerinde karanlık bir yer... Gittikçe büyüyen ve evrene sığmayan bir güç. Kimsenin bilmediği ve kadim ağların bir sır gibi kaderlerini ve geleceklerini ördüğü büyük bir tehlike... O bir Prenses... Halkını kendi ihtiyaçlarını ve yaşam...