Bölüm 1: Phonexise

31 6 0
                                    

Büyücüler için kutsal bir yer olan Phonexise'nin koridorlarında yürüyordu şimdi Alex. Aklı dolu, gözleri açık ama kapalıydı. Ruhu düşünceler içinde boğuşurken, kaç kez bir yerlere takılıp düşme riskine girmişti. Her seferinde ayrı bir asker onu uyarıyordu, delirmiş olduğunu düşünen askerler hiç bir şekilde konuşamıyordu. Ne olursa olsun, büyücü ünvanı taşıyan birine hiç bir saygısızlık yapamazlardı. Belkide şuanda yaşamaları büyücülerin sayesindeydi, cadılar bölgesinde ise bir iç karışıklık söz konusuydu, ak ve kara cadılar...


Ak cadılarda büyücülere düşman iken, diplomasi yoluyla uzlaşıya gelebiliyorlardı. Kara cadılar ise, tam tersi sadece dünya üzerinde hakimiyet istiyorlardı.



Bu durum kardeş cadılar birliğini iç savaşa zorlamıştı. Fakat asla birbirlerini, heleki ortak düşmanlarına satmazlardı. Kendi sorunları içlerinde yaşanırdı, dış topluma ise hep beraberdiler.


Alex odası'nın olduğu kata merdivenleri çıkarak ilerledi. Duvardaki kozmik yazılar ve şekiller genç büyücüyü fazlasıyla etkilemişti. Askerler ona refakat ediyorlardı, her kara büyücüye yaptıkları gibi. Büyücülerdede ak ve kara büyücüler mevcuttu, teki iyilik için yaşarken, öteki taraf dağlarda, ovalarda, deniz kıyıları ve ormanlarda yaşamaktaydılar. Alex ise dağ'da yaşayan, bir kara büyücüydü. Yani öyle sayılırdı. Sevdiği yaşamı ailesi öldürüldüğünde kaybetmişti. Birgün köyünden ayrılıp, avlanmaya gitmişti genç adam. Köy Zuharon dağları'nın yamaçlarındaydı, sessiz sakin bir gündü çocuklar koşuşturup oynarken, Alex mutlulukla dağın ormanlıklarına doğru çekildi.


Güneşin verdiği enerji ile yerinde duramıyordu genç adam. Ama ne olduysa o gün vuku buldu. Akşama doğru avladığı tavşanlar ile köye dönmekteydi Alex. Köy yaşantısı boyunca gücünü sadece hekimlik üstüne kullanmaktaydı. Köyde kendisinden başka hiçbir sihirli varlık bulunmuyordu. Sadece ormanda bir kara büyücü yaşamaktaydı, köylüler ona kötü emellerini yaptırtmak için giderdi.


Nitekim ki bu büyücüde cadılardan emanet birşey varmış. Bir kitap...


Dağda iksir yapımı için, ot toplarken bulmuştu o lanet kitabı. Cadılar Caitlyn için antlaşma yaparken haberdar olmuşlardı bu kitaptan. Caitlyn'in tek kurtuluşu bu kitaptı. Cadılar büyücüden istediklerinde kitabı, büyücü vermemek üzerine direnmişti. Yüce Netix büyücü konseyine sunmak istemişti büyücü kitabı. Bunun üzerine evden ayrıldığında büyücü, ne kadar koruma büyüsü yapsada cadılar evinden çalmıştı kitabı. Bunun üzerine hırslarını yenememiş cadılar köye saldırmışlardı. Akşam üzeri elindeki tavşanlar ile köye döndüğünde Alex, kos koca hüsranla karşılaştı. Köy alev alev yanıyordu, koşarak evine vardığında ise ailesi kanlar içinde etraftaydı...


Gözleri dolan genç büyücü, sonunda odasına varabilmiş ve yanlız kalabilmişti. Ailesinin katlinden sonra adeta bir canavara dönmüştü, ardından dağlara taşınmıştı. Artık sihrini iyilik için değilde, karanlık için kullanıyordu. Kendini eğitmişti kara büyü ile, birçok büyücüye kendini tanıtmış. Onu Zuharon dağlarının kara büyücüsü olarak tanırlardı. Tövbe etmişti bir süre sonra, anlamıştı yaptığı saçmalıkları. Buna rağmen şöhreti almış başını gitmişti...


Eskiden olsa bu savaş için aç gözlülükle beklerdi, şimdi ise tedirgin ve korkuyordu. Konu efsanelerdeki Caitlyn olunca, yer yerinden oynuyordu. Alex odanın ferahlığından rahatlamıştı, bir yatak, bir masa ve bir sandalye vardı odada. Duvarlardaki potreler tarihin büyücülerini yansıtıyordu. Küçük bir balkon kraliyetin etrafını saran göleti rahatlıkla görebiliyordu. Buraya saldırmaya kalkan biri, ilk önce bu göleti geçmeliydi. Fakat konu sihirbazlar olunca gölet bile düşmanları durduramıyordu. Alex yavaşça balkona çıktı, ellerini balkonun korumalık soğuk taşlarına değdiğinde içinden bir ürperti koptu. Tekrardan düşündü genç büyücü, kim bilir kaç varlığın kanı akıcaktır bu topraklarda...

Geleceğe DoğruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin