DÜNYA

100 7 0
                                    

MEDYADAKİ KİŞİ SANSA (NİNA DOBREV) 

Bölüm kısa olabilir, elimden geldiğince erken yazmaya çalıştım. Kontrol etmeden yayımlıyorum, şimdiden bir kusur varsa affola.

Sansa ve Astra ile 18 yaşına kadar sürgün edilen Arya dünyadaki 3. yılını tamamlamıştı. Kız kardeşler olan Astra ve Sansa diğer karakterlerin aksine Arya'yı çok sevmiş kendi kardeşleri gibi bakmıştı ama Aryanın daha çocuk olması nedeniyle güçlerini kontrol edemeyip insanlara zarar verme konusunda tedirginlik hissediyorlardı. Arya daha bebek olmasına rağmen göz alıcı bir güzelliğe sahipti. Ten rengi beyaz, suratında dikkatli bakılmadıkça görülmeyen ama güneşe çıktığı anda "Ben buradayım!" diyen çillerle ve ona eşlik eden masmavi gözlerle tam bir melekti.

Astra disiplinli, ciddiyet sahibi, ağır başlı ve sert bir kadındı Tempra karakterine sahip çok güçlü bir savaşçıydı. Sansa Astra'ya göre daha hiperaktif , adrenalin bağımlısı, hovarda ve çılgın bir karaktere sahipti. Karakteri İgnis olmakla beraber gücünü tam anlamıyla kontrol eden ama genelde eğlence ve işkencede kullanan birisiydi. Savaşta saçı bozulsa bozan kişiyi ölümü dilediği ana kadar hırpalardı ama bir o kadar da şefkatli birisiydi.

Dünyaya yetiştikleri anda iş bulmak ve insanlara alışmak için biraz zaman harcamaları gerekti. Uyum sağlamak düşündükleri kadar kolay değildi. İzmir'de küçük bir ev satın aldılar. Dünyada Sansa Sinem, Astra ise Hazal ismini kullanıyordu. Komşuları Leyla ve Kağan adında bir çiftti gerçekten iyi kalpli ama çok soru soran insanlardı. Arya'nın yaşında 2 tane çift yumurta ikizleri olduğunu söyledkleri çocukları vardı Elena ve Ayaz. İkisi de mavi gözlü, siyah saçlı bebekler olmalarına rağmen aslında çok farklılardı.surat yapıları birbirine benzemiyordu.

Leyla ve Kağan, Astra ve Sansa'yı çok sevmişti. Kendilerini Arya'nın teyzeleri olarak tanıtmış ve Arya'nın kendilerinden başka ailesi olmadığını komşularına aşılamışlardı. Leyla Arya'yı kendi çocuklarından ayırmayacak şekilde sevmişti, çocuklar da kendi aralarında çok iyi anlaşıyorlardı. Arada bir tatlı tartışmaları olsa da çocuklar Arya'yı çok benimsemişlerdi.

Günler haftaları, haftalar ayları kovalarken Hazal ile Sinem arasındaki farktan dolayı tatlı atışmalar oluşuyor, Arya da yavaş yavaş güçlerini kontrol dışı kullanmaya başlıyordu. Kızdığında titrek bir mum alevine güç katıp büyütüyor, ağladığında gökyüzü ona eşlik ediyordu. Sansa ve Astra bunun farkındalardı sürekli onu takip ediyor, bu yaşta yaptığı şeylere şaşırıyorlardı. Dünya onlara çok şey göstermişti bazen Darak'ın gölgesi altında bir yer olduğunu düşünüyor bazen de bu düşünceye tezatlık oluşturacak bir şekilde mükemmel bir yer olduğunu düşünüyorlardı.

Dünya ne cehennemin ne de cennetin gölgesiydi. Arafta bir yerde kalmıştı. Dünya böyleydi işte; kavuran ateşi ile cehennem, gül kokusunu getiren bahar ile cennetti. Aslında kavrulan insan olsa da kavuran da insandı. Altın tepside gül kokusunu da insana sunan insandı. Tüm bunlar elimizdeki hayat hamurunu nasıl şekillendirdiğimize bağlıydı. 

Günün son dakikalarını kitabıma sundum, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız gerçekten benim için çok önemli. İyi geceler.

KARAKTERSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin