Yoongi okula başlayalı iki hafta olmuştu. Bu sürede Jimin ve arkadaşları ile az da olsa yakınlaşmıştı. Özellikle de Jimin ile...
Jimin hala her dakika yanında idi. Yoongi onun varlığına alışmış hatta o yanında olmadığında kendini kötü hissetmeye başlamıştı.
Jimin ise Yoongi'yi elinden geldiğince yalnız bırakmıyor, neredeyse her saniye onun yanında oluyordu.
Yoongi başlarda şikayetçi olduğu durumdan hoşlanmaya başladığı için kendisine bir sınır çizmemiş ve buna devam etmişti.
Jimin için de başlarda sadece yeni gelen sınıf arkadaşına yalnızlık çektirmemek adına yapılan şeyler olsa da bunlar, zamanla farklı bir hal almaya başlamıştı.
Jimin, Yoongi'nin sert tavırlarının arkasında olan tatlı tavırları gören tek insandı belki de. Jungkook, Taehyung ve Hoseok bunu fark etmese de Jimin her şeyin farkında idi. Bu yüzden olsa gerek ki arkadaşlık ile başlayan duygular kısa sürede farklı hale bürünmeye başlamıştı.
Yoongi okula geldiğinde derin bir nefes alıp eli ile saçlarını düzeltti. Giriş kapısından yavaş adımlarla girip ilerlemeye başlarken olması gereken şeyi bekledi.
Jimin koşarak büyük olanın yanına gelip koluna girerek yanağına bir öpücük kondurdu.
Yoongi gülümseyerek kafasını iki yana sallayıp konuşmaya başladı.
"İki saniye geç kaldın."
Jimin kıkırdayarak Yoongi'ye baktı.
"Üzgünüm. Yetişemedim. Bir daha olmaz! Endişelenme."
Yoongi kafasını sallayıp gülümseyen yüzü ile karşıya bakarak ilerlemeye başladı.
Jimin ise ona bakıyordu. Bu çocuk içini kıpır kıpır ediyor, kalbinde değişik duygulara yol açıyordu.
Jimin daha önce bir iki kişiyle çıkmıştı fakat hiçbiri kendisine bir şey hissettirmemiş sadece zaman öldürmesine yaramıştı. Fakat Yoongi'yi sadece uzaktan bile görse kalbi pır pır ediyordu.
Yoongi için de durum farklı değildi. Jimin'in şu an kolunda oluşu ona huzur veriyordu. Çoktan okul tarafından sevgili ilan edilmişlerdi zaten. Fakat ortada ne bir teklif ne de bir itiraf vardı henüz.
Yoongi cesaretsizdi. Bir arkadaşını kaybetmekten korkuyordu. İlk kez yanında biri vardı. O kişiyi de kaybetmek istemiyordu. Kendisinden korkmayan, kaçmayan tek insanı kaybedemezdi.
Jimin ise Yoongi'nin kendisinden kaçmasından korkuyordu. Yanına onu zor çekmiş, onun bu şekle gelmesi için fazlasıyla çaba sarf etmişti. Bu çabaların boşa gitmesinden fazlası ile korkuyor ve bunu kesinlikle istemiyordu.
Taehyung ve Hoseok ise bu durumun farkında idi. Fakat bir şey yapmanın doğru olmadığını düşünüyor, bu yüzden onları kendi hallerine bırakıyorlardı.
~~~~~~~~~
"Bay Byun birazdan gelir. Kitabını unutmadın değil mi bu kez?"
Jimin tek kaşını kaldırarak sorduğunda Yoongi gülümsedi.
"Unutmadım."
Elini çantasına atıp Jimin'e bakarken ve gururla gülümserken kitabı aradı.
Bulamadığı her saniye gülüşü yüzünden silinirken bakışlarını çantasına çevirip telefonunu kaybeden insan korkusu ile kitabı aramaya başladı.
Jimin ise onun bu halini kaşlarını çatarak izliyordu.
"Yah! Yine unuttun değil mi?!"
Yoongi kafasını kaldırıp Jimin'e baktı.
"Yemin ederim koymuştum."
Jimin gözlerini kısıp ona baktı ve ensesine bir fiske atıp kafasını iki yana salladı.
"Seninle ne yapacağım ben Yoongi?"
Jimin sorduğunda Yoongi gülümseyerek kafasını başka tarafa çevirdi.
"Sevebilirsin Jimin."
Kendi kendine mırıldanıp ona döndü. Jimin ise çantasındaki yedek kitabı çıkarıp diğerinin önüne koymuştu.
"Bunu kaybedersen seni fena halde döverim Yoongi."
Yoongi gülümseyerek kafasını sallayıp sorun yok dercesine eli ile bir işaret yaptı.
O sırada Bay Byun içeri girmiş ve neşe ile 'Günaydın' deyip masasına geçmişti.
Yoongi Bay Byun'un yeni saçlarına bakıp kaşlarını çattı hafifçe. Jimin'i dürtüp kendisine bakmasını sağladı."Min... Bay Byun sürekli Bay Park ile saç renklerini falan mı değiştiriyor? Bu planlı olan bir şey mi yoksa sadece rastlantı mı?"
Fısıldayarak sorduğunda Jimin kıkırdadı.
"Bilmiyorsun sen değil mi? Bay Park ve Bay Byun geçen seneden beri birlikteler. Sürekli saç renklerini birbirlerine göre ayarlarlar. Önce biri bir renge boyar, bir süre sonra saç rengini ikisi de aynı anda değiştirir. Bay Byun gri yapmış olduğuna göre Bay Park yeni bir renk yapmış olmalı. Ya da Bay Byun'un bundan önce ki pembe saçlarının bir başka tonunu yapmıştır."
Bilmişçesine konuşup gülümseyerek Yoongi'ye baktı.
"Ama bunlar sana tuhaf geliyor değil mi?"
Yoongi şaşkınlıkla büyüyen gözlerini Jimin'e çevirip kafasını salladı hızla.
"Keşke gelmeseydi."
Yoongi söylenen şey ile kaşlarını çatmış, tam ne demek istediğini soracaktı ki Bay Byun derse başlamıştı.
~~~~~~~~~~
"Jimin, susmanın bir anlamı yok. Söyle gitsin. Eminim o da bir şeyler hissediyor."
Hoseok elindeki karton bardak ile oynarken söyleyip Jimin'e baktı.
Taehyung sevgilisinin omzuna kafasını koyup gözlerini onaylarcasına kapatıp açtı.
"Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz? Bay Byun ve Bay Park'ın ilişkisini öğrendiğinde bile gözleri yuvasından çıkar gibi oldu. Onu kaybetmeyi göze alamam."
Kafasını bu düşünce ile iki yana salladı hızla.
"Onu kaybetmezsin. Sana çok fazla değer veriyor, görmüyor musun? Buz gibi adamı ne hale getirdin Jimin iki haftada... Seni kolayca bırakır mı sence?"
"Açıl gitsin dostum. Sana söz veriyorum kötü hiçbir şey olmayacak."
Taehyung güven vermek istercesine elini diğerinin omzuna koyup söylediğinde Jimin sesli bir nefes verdi.
"Tamam. Söyleyeceğim."