Multimedia: Aras'ın Arabası
Benim güzel mi güzel uykumu bölen sese döndüm. Kocaman olmuş iki yeşil göze merhaba diyerek ayaklarımı sıcak yatağımdan çıkardım. Yorganı üstümden atmamla tenimde bir kıpırtı hissettim. Tabi olur bir anda sıcacık yorgandan çıkılır mı hiç? Ayaklarımı zemine indirdiğim anda yeşil gözlerin sahibi olan kara kediciğim bacaklarıma sürtünmeye başlamıştı. Küçük ve tüylü bedeni huylanmama sebep oluyordu. Yatağımın yanındaki komodinden telefonumu alıp saate baktığımda dörde geliyordu. Yok, artık bu kadar uzun bir uykuyu hiç uyanmadan uyuyan ben miydim? Ama zaten dün gerçekten yorulmuştum. Bir ay sonra artık bu saatlerde kalkamayacağımın düşüncesi kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Yaklaşık bir ay sonra aptal üniversite hayatı başlayacaktı ve ben buna pek de hazır değildim. Banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra bornozumla mutfağa indim. Dolaptan çıkardığım malzemelerle kendime bir sandviç hazırladım. Kahvemi de aldıktan sonra saçlarımdan akan minik su damlaları önemsemeden mutfaktaki sandalyeye oturdum ve sandviçimi yemeye başladım. Telefonumun mesaj sesini duyunca bornoz cebinden telefonumu çıkardım ve kimden geldiğine baktım. Mert nerede kaldığımı soruyordu. Hayır, kendisi gönül eğlendirirken ben barı kapatıyorum o benim erkenden bara gideceğimi düşünüyor. Ulan ben gecikmeyeceğimde kim gecikecek? Sandviçimin son parçasını da ağzıma attıktan sonra yukarı çıkıp dolabımı açtım. Yaz tatilindeydik fakat hava biraz serindi. Akşamları zaten buraların soğuğu çekilmiyordu. Dolabımdan mor göbeği açıkta bırakan askılı bir tişört ve altına deri tüm bacağı saran dar bir pantolon çıkarıp giydim. Daha sonra saçlarımı kuruttum. Kalın topuklu ayaklarımı göstermeyen deri bir buti giydikten sonra üstünde metal fermuarları olan deri ceketi de giydim. Motorumun anahtarlarını alıp evden çıktım ve kapıyı kilitledim.
Kaskımı taktıktan sonra motoruma binip anahtarı kontağa taktım ve motoru gazladım. Mert onun yarım saat konuşmasını çekeceğimi mi sanıyor? Yanılıyor kesin. Barın garajına motorumu park ettikten sonra sigara paketimi alıp cebime attım. Motordan inip salına salına bara girip Mert'i deli etme planları yapıyordum ki canım sol kolum kopacakmış gibi çekilince sağ elimi sıkı bir yumruk yapıp kolumu çeken kişinin suratına salladım fakat elimi tuttu ve sert bir şekilde itti. Aras Bey kolumu tutuyordu. Yine 'Mert nerede? Patronunu çağır' saçmalıklarına başlayacaktı anlaşılan. Boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı,
" Yardım edeceksin bana." Diyip kestirip atınca tek kaşımı 'yok ya?' dercesine kaldırdım.
"Tabi ya nasıl aklıma gelmedi sabahın köründe Zehir'e yardım edeyim diye (!)" dediğimde dudakları kıvrıldı. Manyak mıdır nedir? Ulan dün bara gelir gizemli gizemli geri gider, şimdi de gelmiş bana yardım et diyor. Çift karakterlimidir nedir anlamıyorum ki? Kolumu sıkıp kulağıma yaklaştığında nefesi kulaklarıma çarptı. Aşırı alkol ve tarçın kokuyordu nefesi. Sabahın köründe içilir mi hiç?
" Sabahın körü dediğin saat akşama doğru altıya geliyor, üstelik diğer kızların fikirlerini beğenseydim sana gelmezdim." Senin akşam dediğin sürede ben kalkıyorum beyefendi. Bünyem kaldırmıyor zaten sabahları erken kalkmayı. Belki canım sıkılmazda iki plan yapıp yolda Mert'in intikamını zehirden alırım diye düşündüm.
" Saatin altı olması benim sabahımı değiştirmiyor," Dediğimde güldü. Sırf gülüyor diye ağzının ortasına kürekle vurabilseydim keşke.
" Ve de ne istiyorsun?" Tatmin olduğunu belirten bir mırıltı çıkardıktan sonra gözlerime baktı ve kolumdaki elini giydiği koyu renkli kotun ceplerine koydu.
"Kardeşime doğum günü hediyesi alacaksın." Dediğinde gözlerim ister istemez yuvalarına sığmamaya başladı. Ne demek kardeşime doğum günü hediyesi alacaksın parasından değil de bana ne kardeşinden. Ben neden alıyorum gidip kendin alsana. Ben daha kendime bir şey almıyorum bir de alışverişe çıkıp kardeşine mi hediye arayacağım. Kendi kıyafetlerimi bile sırf alışveriş merkezine gitmemek için internetten alan bir insanım ben. Omzuma atılan parmakla -bildiğiniz parmak yani- düşüncelerimden sıyrılıp üç dakikadır bir şeyler söyleyen Aras'a baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAKARAT FIRÇASI
Jugendliteratur"Yerle bir olmuş bu yıkık dökük şehre bir şarkı söyler susturursun." ************************************ 25.01.2016