3™¤BGS¤™3

75 12 0
                                    

Multideki Nur, saçının beline kadar uzandığını düşünürseniz daha güzel olur... :)

'Ne gariptir insan; haline bakarsın, sanki küre-i arz onun;özüne bakarsın, bir damla su!'

Mehmet Emin Balay

Gözlerimi araladım normalde çok ağır bir uykum olsa da ezan okunacağı vakit gözlerim kendiliğinden açılır, namazımı bitirene kadar da uykum gelmezdi. Şükürler olsun...Bu günkü gibi. Perdeyi açtım ardından da pencereyi ve yüzüme çarpan soğuk havayı içime çektim. Bu gün de şükürler olsun nefesimi ciğerlerimde hissedebiliyor kalbimin sesini duyabiliyordum. İlk başta soğuk olsa da sonrasında ılıklaştı. Karanlık havaya bir süre baka kaldım. Ankara belkide seninle birlikte son günlerim. Belki de artık burada olamayacağım. Kim bilir bu olacak olan benim için daha hayırlıdır. Allah bilir....

Son kez ciğerlerime soğuk havayı soludum. 'Allah'ım sana şükürler olsun...' deyip ayaklandım.

Önce tuvalete girip işlerimi hallettim ardından lavaboya girip abdestimi aldım. Namaz elbisemi giydim, anneannemin çeyizim için örmüş olduğu namazlamı serdim. (Anneannem o kadar güzel örmüştü ki... çoğu kez kıyamıyordum onun ile namaz kılmaya. Çok seviyordum onu. Bu hediyesi benim ona olan sevgimi daha da araştırmıştı.)

'Niyet Ettim Allah Rızası İçin Sabah Namazının Sünnetini Kılmaya Allah'ım Sen Kabul Et...' deyip namazımı kılmaya başladım.

Namazımı tamamen kıldıktan sonra tesbihatı elime aldım. Sabah namazı kısmını açıp okumaya başladım. Her zaman olduğu gibi ezgimi tutturmuştum. Tesisattan bir şeyler okudukça içim huzurla dolup taşıyordu. Okumak da denemezdi aslında neredeyse hepsi ezberimdeydi. Bir vakit kaçırmamıştım bu güne değin. Çocukluğumda gittiğim bir Yatılı Kur'an Kurs'unda namaz kılmanın önemi ve kılmaması kaydında neler olacağı hakkında bir sohbet dinlemiştim kendimden yaşça büyük ablalarımdan. O günden sonra ne namazı ne de tesbihatı bırakabilmiştim. Tesbihatım bittikten sonra Kur'an-ı Kerim'imi açıp kaldığım yeri açtım. Hatim yapmaya çalışıyordum. Ama yavaş okuduğum için uzunca bir vakit alacaktı... Bir miktar okuduktan sonra kapattım ve yattım. Oruç tutacaktım, yemek yememiştim. Annemin deyimi ile zaten kuş kadar yiyormuşum. Güneşin çoktan doğmuş olması benim için bir etken olmadı üzerinde kirpikleri gözleri kapalı gibi olan tatlı mavi uyku gözlüğümü taktım ve hemen uyudum.

***

Sabah uyandığımda ilk işim saate bakmak oldu. Her sabah yaptığım gibi... Saat 12'ye geliyordu. Bu saate kadar yattığımı hiç hatırlamıyordum. En geç 10 olunca kalkardım.

'Hayırdır İnşAllah.' deyip ayaklandım.

'Günaydın kızım,' dedi annem.

'Günaydın anne,' dedim ben de ona karşılık. Sofra hazırlıyordu. Ben onlara katılamayacağım için uyandırmamış olmalıydı.

Geceliğim hafiften belimden inmeye başlayınca anladım ki Elif'in rutin 'GÜNAYDIN' mesajıydı. Hemen kucağıma aldım, yanağına sulu bir öpücük kondurdum; nefret ettiğini bildiğim için. O sanki benim... her neyse...

'Ya Şaye ablea ne yapıyoysun ya yapmaşana!' dedi çocukça konuşarak. R'leri söyleyemediği için sürekli R dedirtmeye çalışırdım. Çok tatlı olurdu çünkü. Hem R'leri söyleyemeyenler zeki olurmuş. Benim kardeşim de onlardan birisi. Çok zeki.

'Ama çok tatlısın,' dedim bir kez daha öperek. Kaşlarını çattı.  Parmağını bana doğru salladı.

'Biy daha yapayşan şeni babama şöyleyim haa!' dedi.

boşluğuma geldin SEVDİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin