'9

19 5 0
                                    

Eve vardığımızda yorgunluktan kendimizi hemen yatağa attık . Bu aralar uykunun dibine vurmuştuk ev ahalisi olarak . Uyku düzenimiz bayağı bir bozulmuştu , gece yolculukları sağolsun. 

Sabah uyandığımızda bu kez kimse erken kalkıp da kahvaltı yapmaya niyetlenmediği için şu an mutfak masasında karşılıklı oturuyorduk .

"Beyza , kalk da menemen falan yap ." diye yakındığımda kaşlarını çattı . "Kalk da sen hazırla be ! Aa! "

Ondan olumlu bir cevap alamayınca Özge 'ye döndüm . "Özge ..."

"Ben elimi bile kaldırmam ."

En sonunda Sıla 'ya döndüm . Ancak O'nu ikna edemeyeceğim baştan belliydi .

"Ay Sıla ya ! Şu mutfak masasında oje sürme demedim mi ben sana ?!"

Ani bir şekilde bağırmamla ojeyi taşırdığında kötü kötü bana baktı . Hatta öyle kötü baktı ki bir an tırstım . "Git odanda sür şu zıkkımı , bana da kötü kötü bakma !" dedim en sonunda . Omuz silkerek ojeyi sürmeye devam etti .

"Ne yapacağız o zaman ?" dedim bezgin bir ifadeyle . "Pizza mı sipariş etsek ?" diye sorduğunda Özge yüzünü buruşturdu .

"İçim dışım pizza oldu , ıyg !" dediğinde Sıla , bizde ona katıldık .

"O zaman giyinin de dışarda kahvaltı yapalım. " Bu fikir de dahil diğer tüm fikirlerimi red ettiler . Bununla beraber onlarda bir fikir söylemediler .

"Ay açlıktan geberin o zaman !" diyerek ayağa kalktım . "Zaten benim bir saat sonra dersim var !"

Hemen odama gidip üstümü giyinerek evden çıktım . Kesin bu sene kalacağım yahu ! Üniversitenin yolunu unuttum resmen .

Arabayı aldığım için hemen üniversiteye geldim . Neyse ki derse geç kalmamıştım .

Günüm milletten not toplamakla -ki baya fotokopi çektirdim - ve not tutmakla geçti . Beynim patlayacak gibi hissediyordum .

Sonunda gireceğim dersler bittiğinde her zaman ki gibi yine yorgundum . O kadar ki kendimi gaza basacak enerjide dahi hissetmiyordum . Bu nedenle olacak ki arabayı hayli bir yavaş sürüyordum .

Telefonumun titremesiyle , telefonu elime aldım . Arayanı görmemle yüzüm de değişik bir gülümseme belirdi , liseli gençler gibi heycanlandım . Hatta arabayı kenara park etmek zorunda dahi kaldım .

"Efendim ?" dedim ne neşeli ne mutsuz bir ton kullanarak . O ise ses tonunu hiç düşünmemiş olacak ki neşeyle "Nasılsın bakalım ?" diye sordu .

"İyiyim sen nasılsın ?" diye sordum . Ardından aklımdan 'Anangillerde iyi mi ?' demek geçti ama yalnızca kıkırdamakla yetindim .

"Belli iyi olduğun ." dedi . "Ben de iyiyim ."

Sonra sessizlik oldu . Hatta bozmadığımız sessizlik o kadar uzadı ki dudaklarımı 'Anangillerde iyi mi ?' demek için aralamıştım . Neyse ki ben konuşmadan önce Arden sözü aldı .

"Aslında ben seni başka bir nedenle aramıştım ."

Meraklanırken tek kaşım havaya kalktı . "Neymiş o ?"

"Şu arkadaş meselesi , kafama takıldı . Yani aramıza gireceklerinden değil de ..." dedi . Sonra belli bir süre bir şey söylememi bekleyerek duraksadı . Sessizliğimi koruduğumda devam etti . "Yalnızca insanlar tarafından sevilmemekten hoşlanmam . Ve sanırım doktor arkadaşlarından biri benden nefret ediyor ."

Dudağımı dişleyerek gülmemeye çalıştım . "Beyza 'dan mı bahsediyorsun ?" dediğimde derin bir nefes aldı .

"Ah, evet ! O , neden beni öldürecek gibi bakıyor anlamış değilim . Aslında sırf bu yüzden sizi akşam yemeğine davet etmeye çekiniyorum ."

Kesişen Hayaller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin