other kiss

391 44 53
                                    

"Sen ne hakla ona dokunursun?!" Suho, kendini ardına çekmiş kolların koruyucu yanına tutunup daha önce sert konuştuğuna hiç şahit olmadığı küçüğünün yüzüne baktı. Gözleri kısılmış, dudakları çizgi halini almıştı ve tetikte bekleyen bir kedi gibiydi.

Kris, boş kalan kollarını kendine çekip yataktan doğruldu ve kendisine kafa tutan küçüğün bir kaç adım ilerisinde durup ona baktı. Gözleri Sehun ve ardında sakladığı Suho arasında gidip gelirken sinirlerine hakim olmaya çalıştı.

"Bu senin karışmanı gerektiren bir mesele değil, Sehun. Çekil aradan!"

"Suho hyung ile ilgili her şey beni ilgilendirir. Ona zarar vermene izin vermeyeceğim."

Kris, derin bir nefes aldı. "Yanlış anlamışsın. Ona zarar vermiyorum aksine onu öpüyorum ki iyi olsun."

Sehun, alaycı bir sırıtışla diğerine baktı. "O yüzden mi, yüzü ıpıslak olana kadar ağladı? Yaralarını sararken onu acıttığın için ağlamadığına emin misin?"

Sehun, hâlâ ağlayan büyüğüne dönüp yanaklarını avuçladı ve yüzündeki ıslaklığı eli ile sildi. Suho, küçük bir çocuk gibi küçüğünün gözlerine bakıp burnunu çekiyordu ve Kris, bir başkasının ona dokunmuş olmasından nefret etmişti.

"Uzak dur, Sehun ve işine bak." dedi Kris bir adım ileri çıkarak. "Yaraların sarılması için biraz acı çekmek gerekir ve ben doktor değilim. Sen de öyle. O yüzden bırak bildiğimiz gibi konuşalım. Araya girme."

Sehun, Suho'yu kendi ile geriye doğru çekti ve bakışlarını Kris'e yöneltti. "Doktor değilim ama annemden öğrendiğim bir şey var, hyung. Senin aklına gelmeyen bir şey." Bakışlarını tekrar Suho'ya çevirdi. "Yaralandığım zaman önce yanaklarımdaki yaşları silerdi." Elleri, büyüğünün gözyaşlarını okşar gibi sildi. "Sonra acıyan yerime eğilir ve üflerdi." Sehun, başını eğdi ve dudaklarını Suho'nun tişörtünün üzerinden kalbine yaklaştırıp üfledi. Kris, şaşkındı. Suho, kaskatı kalmıştı. İnce tişörtünün üzerinden geçip kalbini saran sıcak nefes, kalp ritmini değiştirirken artık ağlamıyordu. "Ve sonra acım hafiflediği zaman beni öperdi." Sehun, diğerinin göğsünden kaldırdığı başını dudaklarına eğdi ve hafif, çok ama çok hafif bir öpücük verdi. Öpücük denemez, sadece dudakları temas etti.

Suho için Kris uykunun en tatlı anı ise Sehun da şekerleme yaptığı o kısa andı. Kısacık da olsa tüm yükler kenara konmuştu.

"Sehun!"

Suho, Kris'in haykıran ses tonunu duydu ve aynı anda, dudaklarındaki baskı azaldı. Gözlerini açtığında, iki adamın da kavga ettiğini görmüştü. Kris, diğerine yumruklarını sıralarken Sehun kendini koruyordu.

İleri atılmak istedi ama beline dolanan uzun kollar onu geri çekmişti. Chanyeol, korku ile kendisine bakarken koluna giren Kyungsoo ile dışarı taşındı.

Chanyeol'ün "Onu dışarı çıkar Soo, şok geçiriyor. Siz de bana yardım edin de şunları ayıralım." dediğini işitmişti.

Titreyen bedeni ona ihanet etmek üzere iken boştaki koluna giren Baekhyun'un varlığı ile kendini bıraktı. Minseok, Suho'nun belinden tutup diğer ikisine destek olurken Lay, Kai ve Chen kavga eden ikiliyi ayırmak için odaya koştu.

Kyungsoo, usulca Suho'yu kanepeye bıraktığında, diğerinin tekrar yağmaya başlayan yağmurları arasından "Neden" diye fısıldadığını duymuştu.

"Hyung, iyi misin?"

"Soo, lütfen götür beni buradan. Lütfen... "

"Hyung, nereye gidelim."

"Lütfen, lütfen... "

"Soo, onu götür hadi, Baek de seninle gelsin."

"Nereye götüreyim Xiumin hyung? Onun neden böyle olduğunu sorarlarsa ne diyeceğim?"

Minseok, bir süre düşündü. "Baek, kız arkadaşın buralarda oturmuyor mu? Ona gidin. Hem Kris orayı bilmiyor. Suho dinlenmiş olur."

Baekhyun, büyüğünü onaylayıp Suho'nun koluna girdi ve Kyungsoo ile onu dışarı taşıdı.

Arabanın arka koltuğunda, cenin pozisyonunda kıvrılmıştı, Suho ve titreyen telefonun varlığını hissederek sıçradı. En son yatağa düşürdüğü telefonu nasıl tekrar cebine girmişti? Düşündü, düşündü ama bulamadı.

Telefonu çıkarıp mesajı okurken bunun çok da önemi kalmamıştı.

WrongwaY
Yaralarını kapatmaya çalışırken bunu yapanın ben olduğumu unuttuğum ve sana daha fazla yara verdiğim için özür dilerim.

***

Ben : Oh, bitti be ^^

İç Ses : Ne demek bitti? Kore dizisi izleye izleye onlar gibi belirsiz sonlar yapmaya mı alıştın zalımın kızı?!

Ben : Ne çemkirdin be! Bitti diyorum ne sonundan bahsediyorsun?

İç Ses : Hikaye bitti demedin mi?

Ben : Yoo. Bahsettiğim şey Suho'nun filmini indirdiğimdi. Yani sonunda indirdi, bitti anlamında.

İç Ses : Zalim olduğunuz kadar hilelisiniz de bayan >_>

Ben : ...

Tell me What is LOVE √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin