Şehnaz ve Derin oturacakları yere gelmişlerdir. Şehnaz Derin'e, "Ben bir kahve alacağım, sen?"
Derin, "Bende."
Şehnaz garsona eliyle işaret ederek, "İki kahve alabilir miyiz."
Garson başıyla onaylayarak, "Peki hemen efendim."
Şehnaz, "Biliyorsun İstanbul çıkmazsa kahr olurum,"der Derin'e.
Derin, "Biliyorum canım, peki emin misin?"
Şehnaz, "Hemde hiç olmadığım kadar. Ben Erkin'i tanıdığımdan beri hep bugünün hayalini kurdum."
Tam bu sırada gittikleri yerin televizyonunda, bir magazin haberinde görür Erkin'i.
Şehnaz, Erkin'in televizyondaki görüntüsüne bakarak iç geçirir. Daha sonra kendi kendine, "Bekle beni bitanem çok ama çok az kaldı."
Derin, "Canım benim sen kendine güveniyorsun. Ben biliyorum ben. Sen yaparsın," diyerek Şehnaz'a destek çıkar. Şehnaz ve Derin bir müddet oturduktan sonra eve dönerler. Evde Derin'in annesi Firdevs vardır. Şehnaz'ın annesi Selda ile balkonda karşılıklı konuşuyorlardır. İlk önce onlara bir 'Merhaba' derler ve daha sonra odaya çekilirler. Şehnaz heyecan içinde, "Ya ben ne yapacağım. Ya İstanbul'u kazanamadıysam."
Derin, "Merak etme. Ben biliyorum. Sen kazanmışsındır."
Sonuçlar için çok sabırsızdırlar. Şehnaz, "Derin ben bakamayacağım. Sen bak. Bu heyecana daha fazla dayanamayacağım."
Derin," Bakıyoruuummmmm... Eveeettt! İşte bu kızım ya! İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü."
Şehnaz hala gözünü açamadan, "Bak şaka değil di mi?"
Derin, "Ya tabiki değil Şehnaz. Artık aç gözünü de bak hadi."
"Tamammm, bakıyorum..." Şehnaz gördüğüne inanamaz. "İşte bu! Bekliyordum ya bu sonucu bekliyordum!"
Derin, "Tebrik ederim canım arkadaşım benim."
Şehnaz, "Şu an o kadar mutluyum ki anlatamam. Ama ben demiştim sana değil mi? Kavuşacağız demiştim. Bu aşamada onlardan bir tanesi. Daha yolun en başı ama olsun."
Derin,"Biliyordum en başından beri senin bunu başaracağını... Peki tamam artık. Birde benim sonuçlarıma bakalım."
Şehnaz, "Ya sen kesin kazanmışsındır kızım ya. Kazanmaman mümkün mü?"
Derin, "Dur. Bakıyorum... Şehnaz bende bende İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümünü kazanmışım."
Şehnaz ve Derin sevinçten birbirlerine sarılırlar. Bu güzel haberi annelerine söylemek için odadan çıkarlar.
Derin, "Kazandık anne kazandık," diyerek annesine sarılır. Aynı şekilde Şehnaz'da annesine sarılır.
Firdevs, "Biz zaten biliyorduk sizin kazanacağınızı."
Şehnaz, "Bu güzel haberi hemen babama söylemeliyim."
Şehnaz telefonu kulağına götürmüş, babasının telefonu açmasını bekliyordur.
Rakım, "Efendim."
Şehnaz, "Alo babacığım."
Râkım, "Evet. Benim canım. Söyle bakalım hangi üniversiteyi kazandın?"
Şehnaz, "Kazandım baba. İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü'nü kazandım."
Râkım, "Tebrik ederim tatlım. Akşam bunu kutluyoruz o zaman."
Şehnaz, "Tamam."
Şehnaz sevinçle Derin'in yanına gider. Annesine doğru bakarak, "Eee bize müsade tekrar odamıza gidelim artık."
Şehnaz kapıyı kapatırken Derin, "Peki şimdi ne yapacaksın?"
"Nasıl yani?"
Derin, "Senin amacın kendini Erkin'e aşık etmek değil mi? Bir planın vardır herhalde."
Şehnaz, "Tabiki var. Bu sabah heyecan ve stresten sana söylemeyi unuttum. Bunlar gazeteye ilan vermişler. Eve bayan yardımcı gerekiyormuş. Bende arayacağım. Ne dersin?"
Derin, "Ne yani senin hâlin vaktin bu denli yerindeyken, birde onlara hizmetçilik mi yapacaksın?"
Şehnaz, "Dur canım. Hemen celâllenme. Ne yapayım? Başka çarem yok. Hem bu şekilde Erkin'e daha yakın olurum."
Derin,"Tamam sen bilirsin. Ara bakalım."
Şehnaz, gaztede yazılan numarayı çevirerek, telefonun açılmasını bekler. Telefondaki ses, "Alo, kimi aramıştınız?"
Şehnaz gayet kararlı bir ses tonu ile, "Ben Dilara Hanımı aramıştım. Gazetedeki ilan için.
Hizmetçi, "Peki bir saniye." Hizmetçi telefonu Dilara'ya uzatarak, "Efendim gazeyedeki ilan için aramışlar."
Dilara, "Alo."
Şehnaz, "Alo Dilara Hanım. Merhaba. Ben gazetedeki ilan için aramıştım. Bayan bir çalışan gerekiyormuş."
Dilara, "Evet doğru. Şimdilik o kadar acil değil. Sen bir hafta sonra gel. Bir görüşelim."
Şehnaz, "Teşekkür ederim. İyi günler."
Derin merak içinde, "Ay kızım ne oldu anlatsana."
Şehnaz, "O kadar aciliyeti yokmuş. Ama bir hafta sonra gelmemi söyledi."
Derin, "Eee tamamdır o zaman. Biz o müddet içerisinde İstanbul'da her şeyi yoluna koyarız."
Şehnaz, "Beraber bir ev tutarız mesela."
Derin, "Ay evet ya çok güzel olacak."
Şehnaz içi huzur dolu bir şekilde, "Allah'ım her şey yolunda gidiyor. Ona kavuşmama çok az kaldı,"der.
Derin, "Tamam. Diyelim ki. Her şey yolunda. Biz İstanbul'a gittik, yerleştik... Sen o eve alındığında ne yapmayı düşünüyorsun?"
Şehnaz, "Sen orasını hiç merak etme. Ben bilyorum ne yapacağımı. Yeterki o işe alınayım. Gerisi kolay."
Tam bu sırada evin hizmetçisi Sema, kapıyı tıklatarak odaya girer.
Sema, "Efendim akşam kutlama için ne yapmamı istersiniz?"
Şehnaz, "Sema'cığım bunları anneme sor. Biliyorsun ben ilgilenmiyorum."
Sema, "Peki efendim," kapıyı kapatarak odadan çıkar.
En nihayetinde akşam olmuş, kutlama yemeği için kutlama yemeği için hazırlıklar tamamlanmıştır. Râkım'da eve gelmiştir.
Râkım, "Nerelerdeymiş benim güzel prensesim," diyerek kızı Şehnaz'a seslenir.
Şehnaz, gayet hâlinden hoşnut, seviçnli bir ses tonuyla, "Burdayım babacığım!"
Râkım, "Ah canım benim haberini duyunca ne kadar mutlu oldum bir bilsen."
Şehnaz, "Biliyorum babacığım. Seni mutlu etmek benim hayattaki tek görevim," diyerek babasına gülümser.
Selda, "E hadi ama orada vakit kaybetmeyin de artık buraya gelin."
Hizmetli Sema, Râkım ve Şehnaz'ın yanına giderek, "Yemek hazır efendim."
Râkım, "Geliyoruz Sema'cığım."
Baba kız beraber yemek masasına doğru giderler. Herkes onları bekliyordur. Onlarda gelince masa tamamlanmıştı.