İhanet ve Aile

226 14 1
                                    

Hayatın akışını bozmaması bir öğrencinin doğal kanunuydu. Uykunun en tatlı yerinde kalk , hazırlan , okula git. İlk dersin Kimya olmasını saymıyorum bile. Günümün farklı geçmemesi ne kadar güzel değil mi ? Yarın ne yapıcaksın diye sorduklarında düşünmeme gerek bile kalmıyordu. Sınıfta hatta okul da konuştuğum birinin olmaması da kafamı daha rahat kılıyordu. Yapmacık insanlardan ve geçici arkadaşlıklardan uzak durmak en iyisiydi.
Bugünü güzel kılan tek şey Cuma olmasıydı. Yarın uykum bölünmicekdi değil mi ? Bütün haftanın yorgunluğuyla eve geldiğim de annemi görmek ve ona sarılmak sanki bütün yorgunluğumu almıştı.

'' Çok yorgunum'' diye sızlanmaya başladım.

'' Sanki okul da taş taşıttırıyorlar '' diyerek gülmeye başlayan anneme gülerek karşılık verdim. Evet annemin dalga geçişlerine yine kurban olmuştum.

'' Annecim emin ol okul da oturmakla insan daha çok yoruluyor. Okul ? Okuul ? İsmi bile yorgunluk ve sıkıntı veriyor'' dedim gülerek. Annem de gülmeye başladı.

'' Eminim öyledir ee anlat bakalım''

''Neyi anlatim annecim ? Kimya dersini mi ? Yoksa fiziği mi ? Ha matematik de var istersen '' Gülüştük.

'' Yok onları değil. Mesela , dün ki partiyi olabilir'' Konunun partiden açılması neden beni tedirgin etmişti bilmiyorum. Annemin meraklı bakışlarını çözmeye çalıştım.

''Her zaman ki o sıkıcı partilerden biriydi işte. Zaten Merisin zoruyla gitmiştim biliyorsun''

Meris'in kuzenim olması durumu kolaylaştırıyordu ama annemin her zaman ki o korumacı tavrı gün yüzündeydi. Kuzenim olsa bile.
'' Fazla takılma. Derslerine de dikkat et.''

''Anne çalışıyorum zaten derslerime merak etme '' dedim gülerek.

'' Görüceğiz karne günü çalışıp çalışmadığını.'' Ah evet annemle babamın okul konusu açildigi zaman soyledikleri o ironik söz.

''Babam nerede ?''

''Bugün Bursa'ya gitti.'' Annemin surati asılmıştı ''İş icin'' dedi.

''Anladim annecim''
Annemi uzgun gormeye dayanamiyordum. Babamın pek de eve gelip bizimle ilgilendigi soylenemezdi zaten. Onun icin babalik sadece para dan ibaretti. Ah her neyse. Odama geçtiğim de biraz ders çalısmanin iyi olacagini dusunmustum ve masaya gectim. Evet tahmin edin kac dakika calistim ? 10 dakika bence fazla bile. Biraz telefonla ugrastiktan sonra yataga gectim ve yarin erken kalkmicak olmanin rahatligiyla uykunun kollarina attim kendimi.
Telefonun sesiyle uyandigim da o tatlı uykumu bölen kisinin Meris olmasina nedense hic sasirmamistim.

''Efendim ? ''dedim uyuşuk bir sesle.

''Mera sana ihtiyacım var. Çok kötüyüm'' Meris'in sesi çok kötüydü ve hic durmadan ağlıyordu.

'' Nerdesin hemen söyle ? ''

''Evdeyim.''

Annem zaten calisiyordu evde yoktu bende hemen yataktan kalkıp ustume bir kot pantolonla gomlek gecirerek evden ciktim. Bir taksi cevirip atladim. Meris'in yanına gittiğim de onu daha önce hic bu kadar kötü görmemistim. Ev daginik miydi yoksa biri mi bu hale getirmisti ? Yerde cam kiriklari vardi hatta kanepenin yastiklari bile yerdeydi.

''Meris''  dedim kısık bir sesle. O ise yerde oturmus agliyordu ve ona sarilmaktan baska bir sey gelmemisti elimden. Durduramiyordum onu hickira hickira olayi anlatmaya calisiyordu ama bir yerde yine tukenip aglamaya basliyordu. Sonun da kendini tutabildi ve sakinleserek anlatmaya başladi.

'' Dun gece annem ve babam kavga ettiler. Babam anneme karnında ki çocuk benden mi diye sordu'' demesiyle ağlaması bir oldu. Şoka uğramıştım. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ? Evet Meris'in annesi ile benim babam kardeşti. Babam böyle bir şey yapmış olabilirdi fakat halam ondan asla böyle bir şey beklemiyordum. Eniştemin söylediği laflar benim bile canımı acıtmıştı.

AlayaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin