***Efil
''Hadi Atacan bir saat içinde Yapacağın tek şey beni omuzumdan aşağı itmek bu kadar'' adının beş dakika önce Atacan olduğunu öğrendiğim çocuğu beni itmesi için ikna etmeye çalışıyordum.
Cidden iyi değildim.Oysa sırıtarak beni izlemeye devam ediyordu" Atacan hadi "dedim kahkahalarımın arasında şu an hiç iyi değilim yeni tanıştığım bir çocuğa beni iskeleden atması için yalvaracaktım neredeyse.
Beni düşünce akıntımdan çekip cıkaran şey ayaklarımın yerden kesilmesi olmuştu. kahkaha atarak bağırmaya başladım Atacan da kahkaha atıyordu. '' napıyorsun'' dedim. şok olmuş bir sesle. ''nefesini tut'' dedi bana göz kırparken. Göz kırpmasına şok olmuştum çünkü ben bu hareketi yaptığımda özürlü gibi görünüyordum.
Söylediğini yaptım ve nefesimi tuttum. ''1,2 ve 3'' buz gibi su güneşten ısınmış sıcak bedenime değince içim ürperdi ama kendimi toparladım ve suyun dibine daldım. Su kendime getirmişti.
Yüreğimin yangınlarına ıslak bir battaniye örtmüştüm sanki şu an bir '' coss'' sesi çıksa şaşırmazdım deniz beni her halukarda rahatlatıyordu sanırım.
Suyun yüzeyine çıktığımda gözlerim beni suya atan çocuğu aradı. Bulamayınca son bir kez daha dalıp çıkmaya karar verdim eve geç kalamazdım hem annem geç kalırsam büyük ihtimal mahalleyi ayağa kaldırıdı.
Bu riski göze alamazdım ve ölmek için biraz fazla gençtim. Her ne kadar bağzı şeylere karısmasada o bir Türk kadınıydı. Ve onunda her türk annesi gibi bir çenesi vardı.
Su dan çıktım soyunma kabinine girip sabah yanımda ne olur nolmaz diye getirdiğim kıyafetlerimi giydim. kabinden çıktım. Sırt çantamı sırtıma taktım. Plajdan çıktım. Ardından adımın seslenildiğini duyunca arkamı döndüm. Bu o çocuktu hımm neydi adı ha '' Atacan"adını hatırlamamla gülümsedim. Böyle şeylerle bile mutlu oluyordum.
''Efil dur be kızım mahşallah tek boynuzlu at hızıyla ilerliyorsun'' dedi nefes nefese. Gülümsedim. '' duymamışım kusura bakma. '' ellerini ensesine götürdü gülümsedi. '' bir daha görüşbilecekmiyiz'' dedi. '' neden olmasın'' diye cevap verdim. gülümseyerek. '' numaranı alabilirmiyim'' dedi telefonunu çıkararak. ''0507 *** ** ** '' gülümsedim ve el salladım. İyi bir çocuğa benziyordu normalde numaramı vermezdim ama icim ısınmıştı sanırım.
***
Eve dönmemle rutin hayatıma "selam" demiş oldum. Hayatım bu sınırlardan ibaretti işte. Anca bir kaç saate doluyordu mutluluğum. Bunada şükür.
Odama girince duvarlarımı incelemeye başladım. Ah be... Bu duvarlar çocukluğumun balçık havuzunda boğuluşuna tanık olmuştu. Ve yine bu duvarlara fırlatılmıştı güvenim ve parçalanıp etime saplanmıştı belki de bu yüzdendir yıpranmışlıgı duvarlarımın. Bu oda ben olmuştu artık. Bütün hıçkırıklarımı dinlemiş. Haykırmalarıma göz yummuştu. Cok parçalanmalara şahit olmuştu. Ama yinede her odama girdigimde nedensizce iyi hissederdim. Sanırım beni en iyi anlatan şeydi odam. Ben gibiydi dısarıdan bakan biri için sıradan ama burada olanları sadece biz görebilirdik... Evdeki geçen zaman sıradandı annem ve ben yemek yedik babam işten gelir gelmez yatmaya gitti. Ben de odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuksu
AléatoireBüyüyemedim değil sadece büyümeyi istemedim... Her şey Şuana kadar mükemmel gözükebilirdi ben de kendimi görsem "ne kadar şanslı"derdim. Beni seven arkadaşlarım ve çok sevdiğim bir okulum vardı ama benim karanlığım şimdi başlıyordu benim karanlığım...