Medya:Behiç
∞∞∞∞∞
''Kalbini ellerimin arasına alıp, yüreğinin sıcaklığını hissetmek benim için hayatın anlamından da öte. Ruhumun yaratılış sebebi olduğunu anladım. Yüzüm yıllardır hiç böyle güzel gülmemişti. Bunu güzel yapan sendin. Açmamıştı kalbimde papatyalar geçip giden kaç baharda. Yıllarca bu anı beklemiştim ben. Ve hayatıma girdiğinde yeninden ben, ben olmuştum. Boşlukta yürüyordum öncesinde. Kışıma bahar getirmiştin. Ben senin kurduğun her cümle için okuduğum binlerce kitabı hafızamdan siliyordum.
Ve şimdi her geçen gün bir parçası daha kayboluyor yaşama dair umutlarımın. Anlamını yitirmiş onlarca anı var gözlerimin dalıp gittiği boşlukta. Nefes alırken kalbime batan kırıklar var.''
∞∞∞∞∞
Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Boşluğa çekiliyordum sanki. Canım çok yanıyordu. Benim için değerli olan bir şeyin zarar gördüğüne şahit olmak...
Grafiti yapmayı bana annem öğretmişti. Annemin gençlik yıllarından kalan en büyük tutkusu grafiti yapmakmış. Başlarda babamın yapması için uğraşmış ama babamı resim ile uğraşmak pek sarmamış. Zaten boyaları, renkleri seven biri olmadı hiçbir zaman babam. Ben ise tam tersiyim. Annemin kızıyım.
Beyaz duvardaki grafiti ise bizim ilk eserimizdi. Ne zaman canım yansa, kendimi kötü hissetsem buraya gelirdim ve bir şeyler karalardım. Annem becerikli olduğumu ve güzel yaptığımı söylerdi. O pürüzsüz ve ince sesiyle. Kokusu burnuma, ses tınısı kulaklarıma dolmuştu sanki. Yanağımdan bir yaş süzülürken bacaklarımın karıncalanmasını unutmaya çalıştım. Bu hissi yıllardır böyle kuvvetli hissetmemiştim. Annemin bana söylediği son sözleri kulağımda defalarca yankılanmasını dinledim.
'Her zaman ayakta sapasağlam dur güzel kızım ve yanında olduğumu hisset. Seni seviyorum Elizya'm, ballı çöreğim.'
Sağlam durmam gerekiyordu bu hayata karşı. Kalkanım, panzehirim anne özlemiydi ve bu beni daha çok bileyliyordu. Keskindim artık. Nereye dokunsam kanatacak kadar güçlüydüm.
Telefonumun titremesiyle kendime geldim. Ah bugün Derin ile buluşacaktım. Alnıma birkaç kere vurdum. Nasıl unutmuştum ben bunu? Derin bana çok kızacaktı, Verdiğim sözleri unutmaya başlıyordum artık.
Derin benim için özeldi. Geçirdiğim üç berbat yıl boyunca yanımda olan dostumdu. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmamıştı. Annemin vefatından sonra kimseyle eskisi gibi yakın olmak istememiştim çünkü kendi kabuğuma çekilmiştim. En iyi tedavinin yalnızlık olduğunu düşünüyordum o zamanlarda. Derin bana yaklaştıkça ben daha derinlere gömülüyorum ama bir gün teslim olacağımın farkındaydım. Bu pek uzun sürmedi ve Derin bana ulaştı. Yalnızlık ile anlaşamamıştık. Çok dayanamadım iç sesimle baş başa kalmaya.
Canımdan bir parça gibiydi Derin. Annem gibi, ağladığımda saçlarımı okşayan, beni 'ballı çöreğim' diye seven güzel insan. Kendimi bildim bileli onunla tanışıyorduk. Derin'in annesi ile annem üniversiteden arkadaşlardı.Onlar da birbirlerinden hiç ayrılmamışlardı ve bu sayede biz de Derin ile tanışmış olduk. Ailelerimiz yakınlığı sayesinde hep birlikteydik. Bundan dolayı Derin, annemin bana ballı çörek diye seslenişini biliyordu.
Telefonumu elime aldım. Cevapsız arama ve gelen mesaj sayısını görünce ağzım 'o' şeklini alsa da kendimi hemen toparladım.
'Efendim Derin'im, söyle tatlım.'
'Elizya kaçıncı kez arıyorum seni. Neden açmıyorsun? Babanı da aramak istemedim.'
'Canım sahile geldim ve yerimi biliyorsun. İstersen buraya gel.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUĞUN SONUNDA
Roman pour AdolescentsAşk mı intikam mı? Yıllardır beklenen intikamın önündeki en büyük engel ne? Elizya arafta ama hangi tarafta? Sona giderken sonun olacaktı adam ama habersizdi kadın." Aşk uğruna her şeyden vazgeçilir mi ? Son sözüydü annesinin, yavaşça fısıldadı ''Ar...