Gerçek neydi ki?
Bir çocuk muydu masumluğun simgesi
Yoksa bir kadın mıydı şeytanın ta kendisi
Gerçek neydi ki?
Gökyüzü müydü sevilesi
Yoksa seven kuş muydu sevgili
Yanağımıza düşsün bir kar tanesi,
Sokakta yürürken paçalarıma sürünen boz bir kedi,
Pencereden içeri hınzırca kaçan haylaz bir rüzgar,
Yağmurun iliklerimize kadar sarması bizi,
Gerçek neydi ki?
Konuşmak mıydı fütursuzca
Yoksa susmak mıydı çığlık çığlığa..
Oysa ne güzel severdi yıldızlar güneşi..
Sahi sevmek neydi ki?
Onun varlığıyla parlamak, yokluğunda sönmek mi?
Peki ya sevmek gerçek miydi?
Gökyüzüne aşık bir kuş yürekliyim ben;
Sevmekse uçmaktır.
Kanatlarına yüklersin aşkını
Her çırpışında yüreğinde hissedersin özgürlüğün eşsizliğini.
Sevmek konamamaktır yeryüzüne ve varamamaktır gökyüzüne.
Sevmek öyle arada kalmaktır ki
Toprağın kokusu tutar bedenini ve gökyüzü çağırır nefesini..
Sevmek; kanadını yaralar bir kadının.
Gökyüzüne ne tam varabilir, ne de yer yüzünde hep durabilir.
Sevmek araftır, arafta kalmaktır..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşünde Saklı Ömür Yaprakları
PoésieGöğü yıldızsız, baharı güneşsiz ve kuş yüreğimi şiirsiz görmemeliyim.. Ve bu yüzden; baharın tazeliği vururken yüzüme, kuş yüreğimde şiirler, gözlerimde gökyüzü, kalemimde her zaman sen olacaksın ve bir ömür konuşacaksın..