Asya'dan...
"Şey, aslında bakarsanız beni istemeye geliyorlar." dediğimde Toprak bana döndü ve elini göğsüne koyup 'Ben mi kopya çekiyorum hocam?' bakışına benzer bir bakış attı.
"Bilmiyorduk." dedi yapmacık bir şaşkınlıkla.
"Belli oluyor." diye mırıldandım üzerindekilere bakarken. Sadece beni istemeye gelirlerken bile bu elbiseyi giyiyorsa düğünümde o da gelinlik giyebilirdi. Toprak'tan bunu beklerdim. Aslında bizimkileri ikna edip düğünü aynı gün yapsak fena olmazdı.
"Tatlım, kendin de dedin: Seni istemeye geliyorlar. Fakat sen hâlâ pijamanla oturuyorsun." dedi Yaren rujunu sürdükten sonra. Ailenin bir parçası olmuştu artık kerata.
"Asya kalk üstünü giyin birazdan gelirler delirtme beni!" diye bağıran annemi duyunca korkuyla ayağa kalktım ve yatak odasına koştum. Kapıyı kilitledikten sonra yatağın üzerinde duran elbiseme baktım. Krem rengi, mini, oldukça sade ve kabarık etekli bir elbise... Yüzümü buruşturup Gumball desenli pijamalarımı çıkardım. Onları şimdiden özlüyordum.
Elbiseyi üzerime geçirdiğimde biraz daralıyor hissine kapıldım. Fakat bu gün Orkun'un damat oluşu tüm aile tarafından babamın 'Verdim gitti.' sözüyle kabullenilecekti. Daha sonra gerçek anlamda kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrenecektim. Tabii en büyük destekçim de Orkun -kocam- olacaktı. Bir de ikimize benzeyen küçük bir çocuk.
Kapı tıklanındıktan iki saniye sonra açıldı ve Toprak ile Yaren odaya girdi. Yaren kapıyı kapatırken Toprak bir elini göğsüne koydu ve beni baştan aşağıya süzdü.
"İnanamıyorum. Resmen büyüdü de evleniyor." dedi oldukça duygusal bir şekilde. Duygulanmıştım.
"Ne çabuk büyüdük." dedim bundan hoşnut değilmiş gibi. Orkun ile evlendiğim için tabiki de hoşnuttum ancak çocukluğumu şimdiden özlüyordum. O da benim gibi düşünüyor olacak ki bana sarıldıktan sonra hafif dolu gözleriyle geri çekildi.
"Kes şunu. Bu güzel günde ağlamak istemiyorum." dedi gülümseyerek. Ben de gülümserken Yaren bize seslendi.
"Kızlar hadi ama Göktuğ ayakta durduğumu görürse ne yapar biliyorsunuz." dedi gerçeklikten yoksun bir bıkkınlıkla.
"Aman iyi ki bir hamile oldun." dedi Toprak gülerek. Üçümüz de aslında dalga geçmemize rağmen bunun hayalini kurduğumuzu biliyorduk. Gülerek sandalyeye oturdum ve kendimi kızların eline bıraktım. İşte başlıyoruz.
"Gözlerini aç." komutuyla denileni yaptım. Aynadaki yansımamda kendimi görünce gözlerim kocaman açıldı. İyi iş çıkarmışlar.
"Teşekkür ederim kızlar." diye mırıldandım. İkisi yumruklarını tokuştururken annem kapıyı açtı ve aradan bize seslendi.
"Kız, Asya çabuk ol vallaha terliği yiyeceksin geliyorlar merdivenlerdeler çabuk!" dedi sessiz bir çığlıkla. Telaşla ayağa kalktım ve ne kadar saçma olduğunu söyleyip kabul etmesem de giymek zorunda olduğumu söyledikleri beyaz topuklu ayakkabılarımı giydim. Dış kapının önüne geldiğimde babam hayranlıkla bana baktı. Gözleri dolmuştu ve babamın ağlayışını görmemek için şu an evlenmekten bile vazgeçebilirdim.
Bu sırada Levent Bey gülümseyerek içeriye girince ikimiz de ona dönüp selamladık. Babamla el sıkışırlarken Yeliz Hanım beni görünce kısa bir süre elleriyle ağzını kapattı ve ardından kocaman gülümseyerek bana sıkıca sarıldı.
"Tatlım ne kadar güzel olmuşsun öyle!" dedi sevinçle. Canım çatlak kayınvalidem. Bende ona sarılırken teşekkürler ediyor, nefes almaya çalışıyordum. Sonunda beni bırakıp anneme yöneldiğinde kapıya döndüm. Zihnimin arka fonunda çalan "Only you" şarkısı eşliğinde elindeki papatya demetiyle duran Orkun'a baktım. Ne kadar mükemmel olduğunu boş verin. Çünkü o benim kocam. BENİM KOCAM. B E N İ M. Gülümseyerek elindeki çiçeklere uzandığımda onları geri çekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/73297068-288-k777650.jpg)