EVET KALAN SON ÜÇ BÖLÜMÜMÜZÜN İLK BÖLÜMÜNDEN HERKESE SELAM. Umarım beğenirsiniz sizleri seviyoruz!
Toprak'tan.
Sabah güzel uykumu bölen zil sesiyle uyanma çabalarıma giriş yapmıştım. Yavaşça yastığımın altındaki telefonu alarak arayanın kim olduğuna baktım.
Arayan tabiki de Aras'tı. Benim karayağız mükemmel selvi boylu sevgilim...
"Efendim canım?" dediğimde derin bir nefes aldı ardından gülerek
"Canım diyince heyecanlandım dur." dedi. Bu dediğine gülerken çoktan yatağımdan kalkıp banyoya yol almıştım.
"Sabah sabah uyandırdım ama seninle bir yere gitmek istiyorum?" Aynaya bakarak saçmasapan danslarımı yapmaya başladım.
"Tamam ben hazırlanıyım bir şeyler yiyeyim seni ararım beni evden alırsın." dediğimde
"Hayır hayır sen hazırlan ve beni ara bir şeyler yeme beraber yaparız kahvaltımızı."dedi. Gülümsedim ve kafamı salladım. O sırada Aras
"Hayatım orada mısın?"diye sordu kendi halime güldüm. Sanki benim kafa salladığımı görüyor malsın kızım. Yani böyle bir şey nasıl olabilir.
"Buradayım buradayım. Ben hazırlanayım seni ararım. Seni seviyorum."dedim ve telefonu kapattım. Sonra tekrar çalmaya başladı açtığımda
"Ben de seni çok seviyorum."dedi Aras ve kapattı. İçimdeki pandalar twerk yaparken suratımdaki gülümsemeye mani olamıyordum.
Banyodaki işlerimi hallettikten sonra hemen kıyafetlerimi giyindim. Hafif makyaj yaptıktan sonra mutfağa gittim. Evet bir şey yemememi söylemişti fakat onun yanındayken karnımdaki ejderhanın seslerini duymasını istemiyordum. Öyleki bazen duyduğumda ben bile korkuyorum. Ve bu konuda güzel anılarım yoktu... Bir seyler atıştırıp Aras'ı aradım. Sonra da evin önüne çıktım. Adımın seslenilmesiyle etrafa bakındım ardından
"Lan yukarı baksana!"diye bağıran bir adet insan evladı. Rüzgar!
"Olum yatsana deli mi şey etti ne yapıyorsun sabah sabah."dedim.
"Sen niye dışarıdasın yarr-ehem yapraam."dedikten sonra Aras'ın arabasını görünce güldü ve kaşlarını yukarı aşağı oynattı ardından benim ona içeri girmesini işaret etmemle dil çıkardı ve içeriye girdi. Fakat ben Asya'nın kardeşi canım Rüzgar'ı tanıyorsam -ki tanıyorum- bir yere sinmiş bizi izliyordur. Çünkü Asya'nın kardeşi canım Rüzgar...
Aras arabadan inerek yanıma geldi ve yanağımdan öptükten sonra sıkıca sarıldı. Bu huzuru bu güzelliği size nasıl anlatayım ben şimdi...
"Nasıl özlemişim."
"Daha yarım dakika önce konuştuk Aras." dedim. Yüzümü ellerinin arasına aldıktan sonra
"Ne yani yarım dakika az zaman mı bir dakika yanımda olmasan özlüyorum sus." dedi. Gülümsedikten sonra yanağından öptüm ve arabaya bindik. Camdan Rüzagar'ın balkonuna baktığımda gülümseyerek başını sallıyordu. Dememiş miydim?
Arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladığımızda derin bir nefes alarak Aras'a döndüm. Arabayı o kadar dikkatli kullanıyordu ki gözlerini bir saniye bile yoldan ayırmıyordu. Yan profiline bakarken gülümsemeye başladı ve
"Evlenmeden olmaz." dedi sesini kadın sesine benzeterek. Kahkaha attığımda o da bana eşlik ediyordu.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Kaşlarını kaldırdı ve
"Sürpriz."dedi. Kollarımı bağladıktan sonra yol kenarındaki evlere bakmaya başladım.
Gözüme çarpan bir ev vardı. Ne çok büyük ne çok küçüktü. Beyaz bir dış boyası vardı. Küçük bir bahçesi ve bahçede bir köpek kulübesi vardı. Bu evin eski sahibinin köpeği olduğu belliydi.
