Uyandığımda her yer kapkaranlıktı. Hiç birşey yok... Sadece karanlık... Sonradan aklıma geldi dün, şu kulakları bile olan şeker göz bandımla uyumuştum. Bandı kaldırınca güneşin ışığı yüzüme yüzüme çarpıyordu...
Zorlukla doğruldum ve karşımdaki boy aynama dik dik bakmaya başladım. Güneş ışığı mavi gözlerime vurunca rengi sanki yeşilimsi bir ton alıyordu. Zorlukla da olsa kalktım. Dolabı açtım ve dik dik bakmaya başladım. 5 dakika... 10 dakika... Derken hala bakıyordum. En sonunda rastgele elime geçen bi elbiseyi üstüme geçirdim. Ev botlarımı giyip mutfağa indim.
Annem bir şeyler yapıyordu. İlgilenmedim. Çantamı aldım, babetlerimi giydim ve anneme haber verip evden çıktım. Serviste tam zamanında gelmişti zaten. Ne zamanlama ama... Dıdıdıdıt...'dememe kalmadan' korna çaldı. Bindim ve yol boyu dışarıyı izledim.
Okula varınca bahçede ilk onu aradı gözlerim. Dilara... Baktım, baktım yoktu. Bir köşeye oturup beklemeye başladım. Yok, yok, yok!!! Gelmiyordu işte. O kahkülleri gözümün önüne kadar geliyordu ama o. Yok.
Okul çıkışı evine gidecektim! Kesinlikle! Nalet! Benide kendine benzetti! Lanet!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Arkadaşız
De Todo!!!TANITIM!!! "Acı çekiyordum. O yapıyordu bunu bana. Canımı açılıyordu. Bilerek. İsteyerek. Kasten. İkisinden biri... Ama hangisi? Sevdiğim çocuk mu?... En yakın arkadaşım mı?... İkisi de hayallerimi süsleyen insanlardı. Üfleyecek hayalim yoktu ar...