Çok acıyordu gözümü açmakta zorlanıyordum . İçeriye iki asker girdi aralarında tartıştıktan sonra yanıma geldi ikisi koluma girdi odadan çıkarken arkama doğru baktığımda deryanın zombiye dönüştüğünü gördüm . Gözlerimden gözyaşlarım yanaktan aşağı doğru damladı ve hafif bir burkulma oldu. Uzun bir koridora çıktık yürümekte zorlanıyordum. Çünkü bir bacağım kopmuştu koridorun sonuna geldiğimizde sağ taraftaki odaya girdik. Metalden bir masaya yatırdılar. Ellerim kelepçelendi. Askerler gitti odaya doktor olarak tabir ettiğimiz 4 kişi girdi . Elindeki çantayı yandaki masaya bıraktı diğer doktor ise çantayı açtı. İçinden mekanik bir bacak çıktı bu heralde benim içindi. Yavaşça yanıma yaklaştı sol bacağımı tuttu bacağım patlamanın etkisiyle diz kapağının yaklaşık 15 santimetre yukarısı kopmuştu. Mekanik bacağı sol bacağıma getirdi bir diğer doktor yakasındaki iğneyi çıkartarak bana yaklaştı ve omuzuma şırınganın içindeki mavi sıvıyı enjekte etti. Sonra bacağı taktı metal bacağım birde mavi renge dönüştü parlıyordu. Sonra içeri 10 tane asker girdi hepsi sıkıca beni kavradı sebebini bilmiyordum ama doktor çantadan bir kılıç çıkardı ve yanıma gelerek merak etme acımayacak dedi ve tüm gücüyle sol koluma indirdi. Gerçektende acı yoktu birden kopan yerden normal kan yerine mavi bir sıvı boşaldı ve orayada mekanik bir kol takıldı. Başka bir şırınga enjekte ettikten sonra gözüm karardı uyandığımda başımda iki doktor bana bakıyordu " SAYBORK-3 uyandı" dedi ve askerler tekrar içeriye girdi yaklaşık 25 kişiydiler hepsi silahı bana doğrulttu. Bana ateş edecekleri belliydi tüm gücümle kelepçelerden kurtulmaya çalıştım hayret kelepçe kırılmıştı. Askerler tetiğe bastı ama garip olan şey işlemiyordu. Sonra askerler geri çekildi içeriye benim gibi bir bacağı kopan elbisesi üst rütbeli birisi geldi. İri yarı birisiydi doktorların yanına gelerek bir şeyler fısıldadı. Tekrar bana döndü yavaş adımlarla yaklaşıyorduki birden şiddetli bir patlama oldu gözüm bir an kamaştı ne olduğunu hala anlayamamıştım. Patlamanın şiddetiyle arkada büyük bir delik açılmıştı. Oraya doğru yürüdüm aşağı baktığımda havaalanında olduğumu anladım etrafta bir sürü parçalanmış uçak vardı. Bir küçük uçak ve üç tane sağlam helikopterden başka bir şey yoktu arkamdan bir ses geldi irkilmiştim arkama dönmeden üstüme o bacağı metal olan üst rütbeli zıpladı aşağı doğru düştük. İkimizde ayağa kalktık sırtından kılıç çıkardı ve bana doğru saldırdı. Ben ise ölümümü bekliyordum birden metalin çarpışma sesi geldi gözümü açtığımda elimin kılıca döndüğünü gördüm. Ne olduğunu anlamamıştım ama kendimi koruyabilirdim bana doğru koşarak tekme attı sarsıntıyla yere düştüm o sırada üstüme atladı zar zor tutuyordum eğer tutmasam beni delik deşik ederdi. O sırada adamı birisi tutarak yana attı silahı çıkardı ve şarjoru adamın kafasına boşalttı sonra benim yanıma gelerek elini uzattı. Tereddüt'te kalsamda elini tuttum beni çekti ' Merhaba Saybork-3 ben Saybork Gainful şimdi eğer kurtulmak istiyorsan beni takip et dedi. Ve hızlıca koşarak öndeki helikoptere bindi bende koşarak bindim 2 dakika sonra havalandık tepeden şehire baktığımda tam bir kaos yaşanmıştı. Güneşin batışında paris o etrafta kaçışan insanlar ve ucubeler vardı . Nereye gidiyoruz dediğimde bana gözünün ucuyla baktı ve eyfele dedi.
Evet bu bölümünde sonuna geldik
Vote keyfinize kalmış. Ama paylaşmayı ve takip ederseniniz çok mutlu olurum yeni kitabın ismi Zaman Kaybı yaklaşık 10 gün sonra yayınlayacağım bu arada biraz iş yüzünden erken yayınladım bu sezonuZaman Kaybı tanıtımı
Dar sokakta nefes nefese kalmıştım gözüm kararıyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda çoktan kaçmıştı. Derin bir nefes alıp telsizle irtibata geçtim. Fırça yemiştim. Ailemin kimin tarafında öldürüldüğünü öğrenmem lazımdı. Yorulmuştum. Yüreyecek halim yoktu. Arkama baktığımda Dienanında nefes nefese kaldığını gördüm. Yanıma geldiğinde yüzünde masum bir o kadarda üzüntülü duygularını sezebiliyordum. Dizlerimin üstüne çöktüm ve yeri yumruklamaya başladım.
Sol gözümden kan yanağımdanda çeneme kadar süzüldü. Gözümün acısımı yoksa ailemin katillerinimi kaçırdığımamı üzüleyim bilemedem. Başımdan o kadar olay geçmiştiki tek umut veren Dienaydı yeniden derin bir nefes aldım. Ayağa kalktım Dieanya bakarak hadi ZAMAN KAYBIMIZ yok dedim ve dar sokaktan çıkmaya başladım. Artık yeni bir hayat vardı önümde. Bu benim Hikayem Ferdinand Cremlin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paris Zombiler
Science FictionOh çektim ve kendimi az ilerdeki koltuğa salı verdim elimdeki kılıç yorgunluktan elimden düştü ve ses odada yankılandı elimde kan hafif bir şekilde aşağı doğru süzülmeye başladı başımı tavana kaldırdım ve gözümü yavaşça kapattım ve eyfel kulesinin y...