Gök adalar şuanda bulunduğum imparatorluğun bir adalar takımıydı ama farkı şuydu,adalar suyun üstünde hakikatten üstünde gök yüzünde duruyordu.Orası şuanda her ne kadar tapınak olsada ,Dünyadaki sayılı ruh çağırma alanlarından biridir.Oraya varmak için güneye bir kıyı kasabasına gidip iki altınımızla gemiye bindik.Bu aslında oldukça pahalıydı,topu topuna yirmi kilometrelik bir yolculuk için.
---Gök adalara üç kilometre kala
Kaba,siyah sakallı iri yapılı kaptan mürettebata emirler yağdırıyordu.Çünki dev bir deniz canavarı bize saldırıyordu.Kertenkeleye benzeyen bir suratı ve yılan gibi bir vücudu vardı,kaptan
"Kertenkele kılıklı puşt saldırmak için yağmurlu günümü buldun!"
Diye bağırdı.Şimşekler çakıyordu.Bu işi Jax bana bıraktı ona göre bu çalıştığım yıllar sonucu gücümü sınayabileceği bir gösteriydi.Her ne kadar iyi gelişsemde hala çoğu elit büyücüye ve bazı profesyonel şövalyeye karşı şansım yoktu.Güçlenmek zorundaydım.Üstümdeki karga tüylü cüppeyi çıkarıp Jax'a verdim ve yaratığa atıldım.Şerefsiz kertenkeleye iki üç plazma topu attım ama işlemedi bile,bende yine belki işe yarar diye plazma testeresini attım,oda işe yaramadı.Bunun üzerine şu an yapabileceğim en güçlü ateş tipi büyüyü yapmaya karar verdim,bu bir su tipi canavar olduğu için eğer çok yüksek bir sıcaklıkta ateş topu gönderirsem belki ölürdü.Yaratık yaklaşık elli metre boyunda olduğu için ondanda emin değilim.Ve büyüyü yapmaya başladım,sağ elimi üstte bir şeyi avuçlar gibi büktüm sol elimide aynı şekilde ama altta ve
"KA-ME-HA..."
(Şaka,şaka XD)
İki elimi göğüsümde birleştirip giderek büyüyen bir ateş topu oluşturdum,bir dakika sonra benim boyumu aşmaya başladığı için onu yaratığa fırlattım.Şu büyüyü yaparken bekleme işinide hızlandırmak lazım.Çarpınca yaratığın kabuğunu deşti ve yaratık geri tepti.Kaptan bana şaşkın gözlerle bakıyordu.Bende gemimde benden habersiz bir büyücü olsa şaşırırdım.Ama yaratık yine ölmedi,bu sefer bana doğru döndü ve "GRAAAAHK!"
Diye bağırdı.Dedimki aha ayvayı yedik.Ama Jax dururmu?
Çıkardı mızrağını yaratığın ağzı açık kafasıyla aramızda on metre kala,kertenkele kılıklı puştun ağzına soktu mızrağı.Ama yaratık yine ölmedi,bende yaratığın ağzı kapanmadan içine alev üfledim.Bu sefer ölmüştü ama sorun şuydu,geminin üstündeydi lan!Gemi ortadan ikiye ayrıldı.Şanslı olanlar kayıklara binmişti bile.Güneş açtı,halbuki çok az kalmıştı,şimdi yüzmek zorundayız derken.Denize batan güneşin önünde gök adaların olduğu yönden,üzerinde adam olan büyükçe bir kartal geliyordu.Kaptan ise en son ben terkederim ulan burayı dercesine geminin dümenine asılmıştı.
"Jax şu kartalda ne?"
"O bir gök ada kartalı,üstündeki adam ise rahip,onunla önceden böyle bir şey olursa diye anlaşmıştık.Enerjimi sezmiş olmalı."
Biraz daha yaklaştığında üstündeki ihramlık gibi tek parça bir kıyafeti ve kafasında hasır bir şapkası olan çok yaşlı bir adam yaklaşıyordu.Jax
"İyiki geldin Bremon bizde tam batıyorduk."
Evet tamda üzerinde olduğumuz tahtalar suya deymek üzereyken gelmişti.
"Önemli değil eski dostum."
Şimdi hatırladım bu Jax'ın son efendisi II.Bremon Backerman idi.Aslında başka bir imparatorun oğlu olan bu adam bütün mirastan vazgeçip sevdiği kadın için Zen'e geliyordu.Burada ise onu Talris klanı'nın lideri tarafından taciz edilmiş ve ölü bir halde buluyordu.Ama hiç güçlü biri olmadığından,ayin ile bir ruh yani Jax'ı çağırdı ve Talris hanesinin her ferdini öldürüldü.Bu yaptıklarından pişman olan Bremon kendini tapınakta Tanrıdan af dilemeye adadı.
Bremon iyice yanımıza yaklaştı ve
"Artık binin isterseniz."
Kartal oldukça büyüktü adamda incecik olduğundan kolayca sığdık ve Gök adalara varmak üzere hızlıca yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhların Kralı
FantasyBirçok imparatorluk ve sayısız savaşçının bulunduğu,güçlünün güçsüzü ezdiği bir Dünyada,eski,antik bir ruh'un Dünyada bir insan biçiminde tekrar doğması. ----------------------------------------------------------- Ruh olayı fairy tail deki gibi(Anim...